Olacak перевод на французский
152,883 параллельный перевод
Eğer böyle gelmeye devam ederse, yakında daha büyük bir problemim olacak.
Si ça continue, dans pas longtemps je vais avoir un gros problème.
Zamanımız tükeniyor doktor, ne olacak?
Qu'est-ce que vous décidez? Ne les crois pas.
Belki de mürettebattan bir insanla konuşsam daha doğru olacak, iki ile konuşmama izin ver.
Il serait peut-être mieux que je parle à un équipier humain. Laisse-moi parler avec Deux.
Şimdi ne olacak?
Et maintenant? Non.
Yeni anılarına ne olacak? Dondurucudan çıktıktan sonraki anıları.
Ceux qu'elle a eu depuis que nous sommes sortis de la stase?
Blink Drive ne olacak?
Où en est le Blink Drive?
Patlama ne olacak?
Et pour cette explosion?
Traugott yönetimi geri aldı artık burada işler farklı olacak.
Traugott a repris les commandes, donc les choses vont marcher différemment.
- Sonra ne olacak?
- Et puis quoi?
Örgütlenmeye, lidere ihtiyacınız olacak bu size verebileceğim bir şey.
Il vous faudra de l'organisation, un leadership. Ces choses-là, je peux vous les donner.
Şimdi ne olacak?
Alors, la suite?
İki tarafa da yararlı olacak bir anlaşma yapabiliriz.
Je pense que nous pouvons arriver à un arrangement acceptable pour nous.
Onları izlemek sonraki önceliğimiz olacak.
Les traquer sera notre prochaine priorité.
Onları uyaramama riski ne olacak?
Et le risque de ne pas les avertir?
Dış kolonilerdeki arkadaşlarını uyarmazsan, ölenlerin sayısı öncekinin 1,000 katı olacak.
Mais si tu n'avertis pas tes amis des colonies, les morts seront multipliés par mille.
Her şey güzel olacak.
Tout ira bien.
Bugün bu olacak yarın başka bir şey olabilir.
Aujourd'hui ce sera ça. Demain il se pourrait que ce soit autre chose.
Bu bölmelerden çıkmaları, hepimiz için sorun olacak.
Quand ils sortiront de ces nacelles, ça va être un problème pour nous tous.
Ona ne olacak?
Et pour lui?
İlacı yaymak için barışa ihtiyacımız olacak.
On devra être en paix pour distribuer le remède.
Şimdilik gözden uzak olmamız bizim için iyi olacak.
Il vaut mieux qu'on reste hors de vue pour l'instant.
İyi olacak o.
Elle ira bien.
Ve eğer herkesi kurtardığımızda ne olacak?
Et si on sauve vraiment tout le monde? Après quoi?
Hepimizi Karakana çevirdikten sonra ne olacak?
Qu'arrivera-t-il après nous avoir transformés en Nightblood?
Senin de ihtiyacın olacak.
Tu en auras besoin.
Eğer benden çalarsanız... olacak şey bu.
Et quand on me vole de l'eau, voici ce qui arrive.
Bugün çok heyecanlı bir gün olacak.
Ça va être une journée très enthousiasmante.
Hayal kırıklığı büyük olacak.
Il sera très déçu de vous.
Her şey iyi olacak.
Tout ira bien.
- Uçuşa yasaklı bölgeden çıkarken korumaya ihtiyacınız olacak.
Vous aurez besoin d'une escorte pour sortir de la zone.
Her zaman doğru arama olacak.
Ce sera toujours le bon choix.
Biraz ağzıma ihtiyacım olacak, kenarı kaldırın.
J'ai besoin d'un petit shoot, pour me calmer.
Çocuklar, genç kadınlar ve gençler olacak Başlarken
Il y aura les enfants, les jeunes femmes et jeunes hommes qui monteront.
Herhâlde ölene kadar da öyle olacak.
Je les aimerai toute ma vie.
Hiç kendi başıma keçi boodog yapmamıştım, ama sanırım iyi olacak.
Personnellement, je n'ai jamais fait de boodog de chèvre tout seul, mais je pense que ça ira.
Sadece mimar olacak.
Juste l'architecte.
Bazıları, belki de hepsi aday olacak.
Et certains, peut-être tous, vont rentrer dans cette course.
Pusulamda çeşitliliğe ihtiyacım olacak.
J'ai besoin de diversité pour ma candidature.
Dostlarım senin dostların olacak ve düşmanların benim düşmanlarım olacak. Bazıları oldu bile.
Mes amis vont devenir vos amis, et vos ennemis les miens, certains l'étant déjà.
Onların olan her şey benim olacak. Satılacak, geri dönüştürülecek, ofisimdeki kaidede duracak.
Tout ce qui était à eux sera à moi, liquidé, recyclé, mis sur piédestal dans mon bureau, peu importe.
Kütüphane haftada 12 saat açık olacak.
La bibliothèque est ouverte 12 h par semaine.
Kıyamet olduğunda kapılar kilitli olacak.
Quand Armageddon arrivera, les portes seront fermées.
Gerçekten kıyamet kopunca ne olacak?
Il arrivera quoi quand tout va s'effondrer?
İlk birkaç yılda şartlar senin için çok cömert olacak ve etin en iyi kısımlarını sana vereceğim.
Les conditions seront très généreuses pour toi au début, et je te donnerai les premiers bouts de viande.
Bu yaşıyor olacak, ölü değil.
On aura affaire à des vivants, cette fois.
Bundan daha fazlasına ihtiyacın olacak.
Il faudra avoir la patate.
Bu senin ayrılma sebebin olacak. Veya birinizi lanet olası kargalara yem edeceğim.
Vous partez, ou les corbeaux vous boufferont tous.
İyi olacak.
Ça va aller.
Sonra ne olacak?
- Et ensuite?
Sana ne olacak?
- Et toi?
Kârımız ne olacak? 100 milyon dolar mı?
100 millions?