Olamazsın перевод на французский
6,624 параллельный перевод
O yüzden başarısız olamazsın.
C'est pourquoi tu ne peux pas échouer.
Swan, bunu yapmış olamazsın.
Swan, tu n'as pas..
Tamam da bundan emin olamazsın ki.
Tu ne peux pas en être sûr.
- Her iki tarafa da sahip olamazsın Harvey.
- Tu ne peux pas jouer sur les deux tableaux, Harvey.
İki tarafa da sahip olamazsın Donna.
Tu ne peux pas tout avoir, Donna.
Hadi ama hâlâ buna üzülüyor olamazsın.
Oh, allez. Tu n'es pas encore en colère à propos de ça.
Bunun için cidden başkanı suçluyor olamazsın.
Vous ne pouvez pas sérieusement blâmer le président pour ça.
- Ciddi olamazsın.
- Vous voulez rire?
- "Şahsi..." bunu demiş olamazsın.
- "Ça n'été..." tu viens pas de dire ça.
Ciddi olamazsın.
Tu n'es pas sérieux.
Senin durumunun benimkinden daha önemli olduğuna inanıyor olamazsın.
Tu crois pas sérieusement que ta situation est plus importante que la mienne.
O yüzden bana hâlâ kızgın olamazsın değil mi?
Mec, tu es toujours furieux à ce sujet?
Danny, aynı yaşta olsaydınız başka bahane bulurdun nasıl olsa çünkü mutlu olamazsın sen.
Si elle avait ton âge, tu aurais trouvé une autre excuse, peu importe ce que tu veux, parce que tu ne peux pas être heureux.
Ve ölürsen bana yardımcı olamazsın.
J'ai besoin de vous vivant.
Kurban vermiş olamazsınız.
Vous n'avez pas commis de sacrifices.
Gerçekten Yüzbaşı, bu kadar kalın kafalı olamazsınız değil mi?
Capitaine, devez-vous être si borné?
Oraya geri dönüyor olamazsın.
Tu ne peux plus faire demi-tour.
Bugünlerde her koyunun kendi bacağından asıldığını anlamazsan asla mutlu olamazsın.
C'est chacun pour soi, si tu piges pas ça, tu seras jamais heureux.
Burada olamazsınız, Dr. Brennan.
Vous ne pouvez pas être ici.
Hayır, buna inanıyor olamazsın!
Ils t'ont fait un lavage de cerveau.
Bir şeyi yap-nın olamazsın. "Nın" fiil değildir.
Peut-être n'est pas un verbe.
Öyle ama o kadar yaşlı olamazsın.
Je veux dire, tu ne peux pas être si vieux, et... Tu devais avoir genre..
Hazırlıklı olamazsın, Maura.
Tu ne peux pas planifier des circonstances imprévues, Maura.
Sen hamile olamazsın.
Tu ne peux pas être enceinte.
Buradan, içeriden olamazsın.
non pas depuis ici, tu n'as pas pu
- Öylece emekli olamazsın.
- Tu ne te retires pas comme ça.
Dinle bemi, eğer kız kıymetliyse, buna dahil olamazsın, nokta.
Écoute-moi, mec, si elle est un atout, tu ne peux pas t'y impliquer, point.
Ciddi olamazsın!
Tu te moques de moi.
Russell, sen olamazsın.
Russell, pas toi.
Sen bile burada bir şey olamazsın.
On peut même pas avoir des affaires à soi, ici.
Sen normal falan olamazsın.
Putain, t'est pas normal.
Bunu yapmış olamazsınız.
- Vous ne pouvez la tracer. - Vous ne pouviez pas.
ve gücün olmadan da tehditten başka birşey olamazsın.
Et sans pouvoir, vous n'êtes rien sauf une menace.
Ciddi olamazsın.
Vraiment?
Lyndsey, Lyndsey, burada olamazsın.
Lyndsey, Lyndsey, tu ne peux pas être ici.
Ciddi olamazsın.
Tu n'es pas sérieuse.
- Sen asla patronum olamazsın.
Tu ne seras jamais mon patron.
O günleri tekrar diliyor olamazsın.
Vous ne pouvez souhaiter le retour de ces jours.
Bir de güvenlikten sorumlu kişi olacaksın. Güvenlik ihlalinin sebebi sen olamazsın.
Vous êtes censé être le chef de la sécurité, et pas la brèche de sécurité.
- Şaşırmış olamazsınız.
Vous ne pouvez pas être surpris.
Okuduklarına inanmış olamazsın herhalde!
Ne me dites pas que vous croyez à ce qu'il y a dans ce dossier!
- Ona sahip olamazsın.
Tu ne peux pas l'avoir.
Tabii ki düşünüyor olamazsınız...
- Vous ne pensez quand même pas...
Kendine hakim olamazsın.
Tu dois te calmer.
Ama ön diş yönlenmesini bilmeden Orson'daki en iyi diş hekimi olamazsın.
Mais on ne devient pas meilleur orthodontiste d'Orson s'en s'y connaître en matière de chicots.
Sanırım bu konuda sen yardımcı olamazsın.
Bien, ce n'est pas comme si tu pouvais nous aider avec ça.
Burada olamazsın.
Vous n'avez pas droit d'être là!
- Ciddi olamazsın.
- Vous n'êtes pas sérieuse.
- Söylemiş olamazsınız.
- Vous le lui avez dit?
Artık kahraman olamazsın, Barbie.
- C'est plus toi, le héros.
Ciddi olamazsın.
Sans blague.