Orestes перевод на французский
46 параллельный перевод
Bu biraz Orestes'in Klytaimnestra hakkında yakınmasını dinlemek gibi.
C'est un peu comme d'écouter Oreste se plaindre de Clytemnestre.
Hey, Orestes, bana yardım et.
Hé, Oreste, aide-moi.
Orestes!
Oreste!
Orestes'ten bir mesaj aldım.
J'ai reçu un message d'Orestes.
Orestes silahını teslim etmedi.
Mais Oreste n'est pas revenu.
Orestes, eğer bir tiyatro bulamazsak büyükbabamız ölecek.
Oreste, grand-père va mourir si on ne trouve pas de salle. Fais quelque chose.
Adın Orestes mi?
Tu t'appelles Oreste?
Orestes, beni kasabaya götür.
Oreste, tu m'emmènes en ville.
Zeyna, eğer onu adalete getirirsek, Furyler'i tatmin edebiliriz. Bu Orestes'e ( Agamemnon ile Klytemenestra'nın oğlu. Babasını öldüren, annesi ile sevgilisinden intikam aldı ) olan şey!
Si on le remet à la justice, les Furies seront satisfaites.
Ama Furyler'in Orestes'e yaptığını duyduğumdan beri... bugünün asla gelmeyeceğini umuyordum.
Elle est incohérente. Depuis que je sais ce que les Furies ont fait à Oreste, j'ai espéré en vain que ce jour n'arriverait jamais.
Orestes?
Oreste?
Benim Orestes!
Mon Oreste...
Başka ne sebep gösteriyorlar, Orestes?
Par chance, ma soeur Pulcheria a accepté de te prendre.
Attila'yı mı? Bu nasıl mümkün olur? Önce benim sorum.
Orestes, si ma destinée est de mourir, je mourrai.
Orestes
- Emmenez-le.
Seni buraya getiren şans değil.
Votre Majesté, seigneur Orestes.
Majesteleri, Lord Orestes.
Il faudra attendre mon retour. Plusieurs mois au moins.
- Orestes, geri çekil! - Geri çekilin!
Donnez-moi trois cohortes en renfort.
Orestes, biz yatıyoruz.
Viens, N'Kara.
Orestes in annesi babasına kıydı.
La mère d'Oreste a tué son père.
O nedir, Orestes?
Qu'y a-t-il, Oreste?
Bu Orestes babası kadar aptal biri.
Ce Orestes est aussi idiot que son père.
Bunu neden diyorsun Orestes?
Pourquoi dis tu ca, Orestes?
Orestes, hangi yetkiye dayanarak tanrının yaptıklarını yargılıyorsun?
Orestes, par quelle autorité juges-tu le travail de Dieu?
Sence Orestes?
Et toi, Orestes?
Ben Orestes Orestes'in oğluyum.
Je suis Orestes, fils d'Orestes.
Orestes sen bende uyum bulduğunu söylüyorsun.
Orestes tu... Tu as dit avoir trouvé l'harmonie en moi.
Orestes.
Orestes.
Orestes, sen değil miydin...
Orestes, mais tu es celui qui...
Orestes birazdan burada olur.
Orestes devrait être là maintenant.
Hiç bir somut önerisi yokken neden Orestes'i gelip görmek istiyor ki?
Pourquoi voudrait il venir et voir Orestes sans propositions concrètes
Orestes, İsa'ya inanıyor musun?
Orestes, est-ce que tu crois en Jéesus?
Orestes şimdi ona söyle.
Dis Lui maintenant, Orestes.
Ah Orestes.
Orestes.
Orestes'e attıklarımızdan.
Celles que nous avons jeté à Orestes. Elles sont encore là.
Orestes yasal haklarından süresiz yoksun bırakıldı ve Cyril İskenderiye'de gücün kontrolünü tamamen ele geçirdi.
Orestes fut incriminé pour toujours et Cyril pris le contrôle du pouvoir à Alexandrie.
Sanki cehennem tanrıçaları, Orestes'i cezalandırmak için gökten iniyordu.
Comme... Comme les furies venaient pour punir Oreste.
Şu Orestes gözlerini oyan adamdı değil mi?
Etait-ce celui qui s'est crevé les yeux?
- Orestes.
Orestes.
- Bu Orestes'in içinde olduğu pislikle aynı. - Evet.
Il s'est passé la même chose avec Oreste.
Cesursun, Orestes. Gerçeği söylemeye cesaretim olmasa, size hizmet etmem.
J'avais espéré que vous amèneriez des troupes, Aetius.
Orestes, eğer kaderimde varsa, ölürüm. - Yoksa, hiç kimse zarar veremez.
Orestes!
Orestes
Davantage d'hommes.