Owens перевод на французский
509 параллельный перевод
Memur Jack Owens, Raymond Keeler Alfred Quinn...
En patrouille : Jack Owens, Raymond Keeler...
Bay Owens geldiğinde söylerim.
J'en discuterai avec M. Owen quand il arrivera.
- J.C. Owens.
- J.C. Owens.
Pekâlâ beyler dönebilirsiniz.
Bon, Todd, Owens, retournez-vous.
Sana nerede dedim Owens?
Où est-elle, Owens?
Owens'ı bırakıp dışarı çıktın.
Tu es sorti et tu as laissé Owens.
Birazcık beynin olsaydı, Owens'a ihtiyacımız olduğunu anlardın.
Si tu avais la moitié d'un cerveau, tu saurais qu'on a besoin d'Owens.
Ortalıkta durursa, Owens'ın eline geçebilir.
Il le laissera pas traîner où Owens peut mettre la main dessus.
Burada keyfi yerinde Bayan Owens.
Elle est très bien où elle est, Mme Owens.
Unutma Owens!
Rappelle-toi, Owens.
Bana söylediğin gibi onları gözetliyordum.
Je... surveillais Owens comme tu m'as demandé.
Owens karısının ve çocuğunun hayatta kalması için emirlerimize uyması gerektiğini biliyor.
Owens va obéir à nos ordres tant qu'il pensera... que c'est la seule façon de sauver sa femme et sa gamine.
Bayan Owens, çocuğu yatağına götürün.
Mme Owens, mettez le bébé au lit.
Devam edin Bayan Owens!
Allez, Mme Owens.
"Bayan Owens, Tevis ve Gratz ile beraber gidin!"
"Mme Owens, allez avec Tevis et Gratz." " Non.
" Owens, onları dışarı çıkar.
" Owens, sors les chevaux.
"Bayan Owens nereye gidiyorsunuz?"
"Où allez-vous, Mme Owens?"
- Pekâlâ Owens.
D'accord, Owens.
Gitmeden önce şuraya bir bak Owens.
Avant de commencer, Owens, jette un coup d'œil là-bas.
Sende iyi nişan alamıyorsun Owens!
T'es mauvais tireur, Owens!
Beni hakladığını sandın değil mi Owens?
Tu croyais m'avoir, hein, Owens?
Çavuş Owens sizi görmek istiyor.
Le sergent Owens de la police est ici pour vous voir.
Çavuş Owens, Komiser.
- Sergent Owens, lieutenant.
Owens'a ne dersin?
Ce type, Owens...
Bay Owens?
M. Owens?
Neden, Bay Owens?
Pourquoi lui?
Eğer Owens bir kelâm ederse insanlar onu dinler.
Si Owens s'en mêle, ils l'écouteront peut-être.
Hayatım, Owens'ı ara.
Écoute, poupée... Appelle Owens.
Vicki, kendine güven ve Bay Owens'a olanları harfiyen anlat.
Vicki. Tu diras à M. Owens ce qui s'est passé exactement.
Belki, ben de seninle birlikte Bay Owens'ın ofisine gelmeli ve olanları harfiyen...
Je devrais peut-être venir avec toi...
- Bay Owens içeride mi?
- M. Owens est là?
- Bayan Buckley geldi, Bay Owens.
- Mme Buckley est arrivée.
Bay Owens, yetkili memur Rogers'ı aradı ve her şey halledildi.
M. Owens a appelé Rogers, le directeur, et tout roule.
Bay Owens'ı tam zamanında yakaladım. Bu akşam, trenle Şikago'ya gidiyormuş.
C'était moins une, ce soir, il prend le train pour Chicago.
John Owens gibi bir adamın yerine paldır küldür giremezsin.
On ne débarque pas comme ça chez Owens, il est très occupé.
Owens'ın ofisine telefon açtım ve orada değildin.
J'ai appelé à son bureau et vous n'étiez pas là.
Endişelenecek bir şey yoktu. Owens senin için yapar demiştim.
Fallait pas t'inquiéter, je t'avais dit qu'il le ferait.
Owens'ın harcayacağı baya boş vakti varmış.
Il en a du temps libre, cet homme-là!
- Owens'ın bu gece Şikago'ya gittiğini söylemiştin.
Owens prend le train ce soir?
John Owens!
John Owens!
Bay John Owens'a mesaj var!
Un message pour M. John Owens!
John Owens! Buradayım evlât.
Par ici.
Owens hiç var olmamış gibi devam edeceğiz. Belki de daha iyi.
On va rayer Owens de notre vie.
Owens beklenmedik bir olaydı. İcabına baktığım bir beklenmedik olaydı. Hepsi bu.
C'était un accident et j'ai réglé le problème.
Owens diye biri.
Un certain Owens.
John Owens'ın bedeni, 842 numaralı vagonun, F kompartımanında bulundu.
Le corps de John Owens a été retrouvé dans le compartiment F de la voiture 842.
O zaman aralığında Owens'ın vagonundan çıkan birini gördünüz mü?
Pendant ce temps-là... avez-vous vu quelqu'un sortir de la voiture d'Owens?
Şimdi, bayanlar ve baylar, dinleyin şimdi. Eminim, her şeyin dört dörtlük olmasını istiyorsunuzdur.
Le garçon d'honneur du marié, Edward Owens.
Adım Owens.
Je m'appelle Owens.
Hadi Owens.
Allez, Owens.
Sorun nedir Owens?
Qu'est-ce qu'il y a, Owens?