Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ O ] / Oğlumu

Oğlumu перевод на французский

5,016 параллельный перевод
Kendi oğlumu tanırım Darryl.
Je connais mon fils.
Ne oldu da Julie Gelineau oğlumu aldı?
Comment Julie Gelineau a-t-elle récupéré mon fils?
Ama şu anda bu şeyi durdurmanın tek yolu oğlumu geri almak olabilir.
C'est peut-être ma seule chance d'annuler ce truc et de récupérer mon fils.
- Oğlumu geri almaya.
- Je vais ramener mon fils.
O oğlumu öldürdü!
Elle a tuée mon fils!
Kocamı, oğlumu.
Mon fils, mon mari.
Tammas benim çocuğum olsa oğlumu, o adamın ellerine bırakmayacağımı biliyorum.
Je sais que si Tammas était mon fils, je ne l'aurais pas laissé à la merci de cet homme.
Albay Marsh'ı öldürdüğüm için pişmanım aynı şekilde seni ve oğlumu da göz ardı ettim. Şimdi hepimiz birlikte Rayetso'nun önünde diz çöktüğümüze göre hep beraber yolumuzda ilerlemeliyiz.
Je regrette d'avoir tué le Colonel Marsh, mais toi aussi, avec notre fils, tu as mal agi, et maintenant que nous avons tous été humiliés devant Rayetso, nous pouvons tous aller de l'avant, ensemble,
Bir daha oğlumu benden uzak tutma.
N'éloigne plus jamais mon fils de moi.
Herkes bana dava açmamı söylüyor, bunların hiçbiri bana oğlumu geri vermeyecek.
Tout le monde me dit de porter plainte, mais ça ne me rendra pas mon fils.
Herkes bana dava açmamı söylüyor ama bu bana oğlumu geri vermeyecek.
Tout le monde me dit de porter plainte, mais ça ne me rendra pas mon fils.
Oğlumu öldüren kişileri bulmama yardım etmeni istiyorum.
Je te veux pour que tu m'aides à trouver les gens qui ont tué mon fils
Oğlumu öldürdüğü gibi hepsini öldürecek.
Il va tous les tuer comme il a tué mon fils.
Hiç kimse oğlumu sizden iyi tanıyamaz. Yani neye karar verirseniz harika olacaktır.
- Et bien... personne ne connaissait mon fils mieux que vous tous, alors quoi que vous décidiez, je sais que ce sera parfait.
Geçen gece az kalsın kız yerine oğlumu sikecektim.
Je l'ai presque baisé la nuit dernière.
Ben sana teşekkür ederim, oğlumu mutlu ettiğin için.
Et je veux te remercier de rendre mon fils si heureux.
Sen... oğlumu gördün mü?
Tu... Tu as vu mon fils?
Lütfen, oğlumu öldürme.
S'il vous plaît, ne tuez pas mon fils.
Lütfen, Joe, kurtar oğlumu.
S'il vous plaît, Joe, épargnez mon fils.
Lütfen, bırak oğlumu.
S'il vous plaît, laissez partir mon fils.
Ben oğlumu görmeye gideceğim ve artık, sürekli tetikte olmayı bırakacağım ve Joey'e, sonunda bir hayatımız olabileceğini ve bazı günlerden keyif bile alabileceğimizi söyleyeceğim ve sen de aynı şeyi yapacaksın.
Je vais aller voir mon fils, et je vais arrêter de regarder par dessus mon épaule tout le temps, et dire à Joey qu'on peut avoir une vie maintenant et peut-être un jour, l'apprécier, et tu vas faire pareil.
Bakarsanız oğlumu da eşcinsellikten kurtaramıyorum.
Comme mon fils qui est homo.
Oğlumu tehdit ettiler.
- Ils ont menacé mon fils.
Oğlumu aldılar.
Ils ont enlevé mon fils.
- Oğlumu geri getireceğini söylemiştin.
Vous aviez promis de ramener mon fils.
Sen de oğlumu bana ver.
- Rendez-moi mon fils.
Ve en iyi hediye komutanımdan geldi. Beni yurtiçi göreve geri yolladı. böylece eve dönüp oğlumu görebilecektim.
Et le meilleur cadeau est venu de mon chef, un transfert sur le sol américain, pour que puisse rentrer et voir mon fils.
Oğlumu şımartacaksın.
Tu vas le gâter.
Oğlumu buldum mu?
Est-ce que je trouve mon fils?
Oğlumu kurtarabilirim!
Je peux sauver mon garçon!
Gidip oğlumu kontrol edeyim.
Je vais voir comment va mon fils.
- Onlara oğlumu verdin.
- Vous leur avez donné mon fils.
Jenny oğlumu benden uzak tutamazsın.
Jenny, tu ne peux pas garder mon fils loin de moi.
Oğlumu küçük serserilerin büyük serserileri beklediği boktan bir hapishaneye göndermeyeceğim! Onu mahvederler!
J'enverrai pas mon gosse dans une prison de petites cailles qui se la jouent gros caïd, y vont lui faire péter une durite.
Kusura bakmazsanız oğlumu okula göndereceğim.
Je dois aller chercher mon fils à l'école.
Oğlumu mahvettiniz siz.
Vous avez toutes détruit mon fils.
Oğlumu benden aldılar.
Elles m'ont enlevé mon fils.
Oğlumu kaçırdı ve Willhite'ı öldürdü.
Il a kidnappé mon fils. Et il a tué Willhite.
Oğlumu kaçırmıştı.
Il a kidnappé mon fils.
Sen benim oğlumu aldın, ben de seninkini almakta bir sakınca görmüyorum.
T'as pris mon fils, j'ai aucun problème à prendre le tien.
Voight, oğlumu görmek istiyorum.
Je veux voir mon fils.
Gitmeden önce Lina ve oğlumu görmek istiyorum.
Je peux voir Lina et mon fils avant d'y aller.
Oğlumu görmek istiyorum.
Je veux voir mon fils.
Sen polisçilik oynarken ve o da oğlumu büyütürken 12 yıldır göçebe gibi yaşıyorum!
12 ans de cavale pendant que tu jouais au flic et que tu élevais mon fils!
Her şeyi bilardo salonu yoluyla işletiyor ve tek kelime edersem oğlumu öldürecek diye sesimi çıkaramıyorum.
Il dirige tout par la salle de billard et je ne dis pas un mot, Parce que si je le faisais, il aurait blessé mon fils.
- Oğlumu tanırım.
Je connais mon fils.
Günlerdir etrafta oğlumu arayacağım diye kıçımı yırtıyorum.
Je suis là depuis des jours à me casser le cul en cherchant ce truc.
- Oğlumu öldürdü.
Elle a tué mon garçon.
Salağın tekiydim ve şimdi karımı da oğlumu da kaybettim hayatımda değer verdiğim her şeyi kaybettim.
J'étais un idiot, et maintenant je les ai perdu tous les deux... j'ai perdu tout ce à quoi j'ai jamais tenu.
Siz karımı ve oğlumu öldürdünüz.
S'il vous plaît. Vous avez tué ma femme, mon fils.
Seni parka geri götürüp, oğlumu- -
Je dois aller au parc pour...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]