Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ P ] / Photoshop

Photoshop перевод на французский

199 параллельный перевод
Photoshop'a, ve kullanmadığın zamanlarda, bilgisayarına.
- De Photoshop, quand tu pourras.
Bu yazı karakteri, Photoshop'ta yaptığım bir dizi deneme sonucu geliştirilerek şekillendi.
Le développement de la police, sa structure, a résulté d'une série d'essais sur Photoshop.
Illustrator? Photoshop?
Illustrator?
Çoğunlukla Photoshop ama yeni bilgisayarımda çalıştıramadım bir türlü.
Photoshop? Photoshop, mais il ne tourne pas sur mon nouvel ordinateur.
Todd, Photoshop'ı çalıştırdı.
Todd a installé Photoshop.
Çizim yapmak için daha önce hiç bilgisayar kullandın mı bilmiyorum ama Photoshop programı ile Todd'ın bana yardım ettiği, inanılmaz oldu.
J'ignore si tu as utilisé un ordinateur pour dessiner, mais avec Photoshop, celui que Todd m'a aidé à installer... C'est incroyable.
Çocuklarımızın neye benzeyeceğini görmek için fotoğraflarımızı birleştirdim.
Oui. J'ai utilisé Photoshop au boulot, aujourd'hui. J'ai fait un montage de nos visages, pour voir à quoi nos enfants vont ressembler plus tard.
- Onu Photoshop'la resme koyacağım.
- Peu importe. Je ferai du Photoshop.
- Photoshop'la beni zayıflatır mısın?
Tu pourrais m'enlever 5 kilos?
- Ben de istiyorum. Sarah'ya Photoshop yapılıyorsa, ben de istiyorum.
- Tu peux me photoshopper aussi?
Sadece Nora Photoshop'lanacak.
Seulement Nora.
Çünkü şimdi, bir photoshop yazılımı ile bir yığın eşcinsel pornosu... ... almaya gidiyorum. Evet.
Je vais acheter le logiciel Photoshop et quelques revues homos.
Bu Bay Baffrey. Photoshop işlerimizi hallediyor.
Voici M. Valkri, qui bidonne toutes nos photos.
Şimdi tek yapmamız gereken Photoshop kullanarak ellerinize sigara vermek!
Il suffit, d'ajouter une cigarette dans vos mains et bingo!
Onun çıplak resimlerini bulursak fotomontajla hayvanlarla birleştiririm.
Je bidouillerai des photos de lui nu et d'animaux sur photoshop.
Ayrılar, ama eğer ilgilenmiyorsan onu Photoshop ile... silmek istemedi.
Ils sont séparés, mais il voulait pas la découper si t'es pas intéressée.
Çocuklar, bunlar hiçten ibaret photoshoplu resimler.
Ce n'est que du Photoshop.
Yani Karen kendisinin plajdaki resmini Jesse'nin resmiyle Photoshop'la birleştirmiş.
Karen s'est prise en photo à la plage et a fait un montage avec Jesse.
Noel'de bana Photoshop geldi.
J'ai eu Photoshop pour noël.
Photoshop Semineri Profesyonel Gibi Fotograf Çekin
ATELIER PHOTOSHOP PHOTOS PROFESSIONNELLES
Ya Photoshop'la senin kolunu onun omzuna atmış bir fotoğrafını yapıp tüm kasabaya bakan bir reklam panosuna asarsa?
Et s'il fait un photomontage de toi avec ton bras autour de son cou et qu'il l'affiche sur un panneau qui surplombe la ville?
Ne diyorlardı şu şeye? Photoshop olayı mı? Evet, photoshop.
C'est un montage fait avec Photoshop?
Photoshop.
! Ah, Photoshop...
Photoshop'la sahte resimler yapmışsınız.
Vous avez utilisé photoshop pour faire un faux
Gerçek şu ki... o kız bizim kızımızla istediğimizden daha fazla zaman geçirecek.
- C'est pas possible. - Si. Le pouvoir de Photoshop.
Photo Shop'la yapılabilenler heyecan verici, değil mi?
Incroyable ce qu'on peut faire avec Photoshop.
Bir bilgisayarı olan bütün 10 yaşındaki çocuklar, bu resimleri montajlayabilir.
N'importe quel gamin de 10 ans aurait pu faire ces photos avec Photoshop.
Harfleri Photoshop'la oluşturmuş.
Il y a inséré la lettre.
... sanırım o iş photoshop ile yapılmıştı.
Je pense qu'ils ont fait ça avec des trucages.
Şu broşürlerdeki resimler... Photoshop'lanmamışlar.
Les photos des brochures n'ont pas été retouchées.
Kinko's? Photoshop?
Tu connais Photoshop?
Ama Allah'tan Photoshop'da biraz usta sayılırım,... sonunda herkesi mutlu edebildim.
Mais comme j'assure sur Photoshop, finalement, elle est bien.
Çıkarken tezgaha bırakırsınız. Hemen resimleri işleyip derhal postalayacağım.
Laissez la sur le comptoir quand vous partirez je vais à les mettre sur Photoshop et les mettre sur le site maintenant
Belki Photoshop'da bir şeyler yapabiliriz.
Sur Photoshop, on y arrivera peut-être.
Peki neden sizin gibi bir adrenalin bağımlısı Photoshop'ta zaman öldürür ki?
Alors pourquoi un drogué à l'adrénaline tel que vous perdrait son temps à retoucher des images?
Photoshop.
Du photomontage.
Kendini Photoshop ile kız arkadaşının ve çocuklarının gerçek babalarıyla gittikleri tatil resmine yerleştirmek küstahca bir hareket.
C'est vraiment courageux d'utiliser Photoshop pour incruster sa tête au lieu de l'ex mari de sa copine avec leurs enfants en vacances.
- Photoshop'ta nasılsındır?
- Tu sais te servir de Photoshop?
Bak, bu biyometrik teknolojisinin yanında Photoshop bile Paint gibi kalır.
Tu vois, cette technologie biométrique ferait passer Photoshop pour Pong.
Sanırım bilgisayarla yapmışlar.
Je crois qu'ils les font sur Photoshop.
Fotoşopla yüzündeki o aptal ifadeyi silemediğim için kusura bakma.
Je suis désolé de ne pas avoir pu enlever ton sourire idiot avec Photoshop.
Biraz Photoshop sihiri yapar, ve sen de sadece, iki kadınla yatan bir adam olarak kalırsın.
Il va faire opérer la magie de Photoshop, et tu reviendras à ne plus coucher qu'avec deux femmes. En moins de deux.
Photoshop sağ olsun.
C'est juste du Photoshop.
Bu fotoğrafa, Photoshopla Amish kıyafetleri giydirelim. Belki şansımız yardım eder.
On va lui mettre des vêtements Amish sur la photo avec Photoshop, la faire circuler à nouveau, on aura peut-être de la chance.
Mükemmel fotoşoplanmış mutluluk.
.. bonheur parfait retouché sur Photoshop.
Akşama kadar bir iki berbat Photoshop posteri hazırlarlar.
Ils pourraient torcher un mauvais poster sous Photoshop en un après-midi.
Eve gidip Photoshop kullanarak, benim kafamı seninkiyle değiştireceğim!
Je vais rentrer, et "photoshoper" l'image pour que ça soit ta tête qu'on voit avec le zizi de Butters!
Photoshop'la, şantaj için yapıldıklarını söyleyeceğim.
Je dirai que c'est truqué, du travail de maître-chanteur.
Bunu herkes bir fotoğraf programıyla yapabilir.
On peut faire ça sur Photoshop.
- Photoshop mu?
- Photoshop?
Photoshop var bende.
J'ai photoshop.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]