Precise перевод на французский
2,224 параллельный перевод
Phoenix'te konsere çıkıyorsun. Saat 8 konseri olacak.
Tu seras à Phoenix, dans l'Arizona, au Sun Pavilion. 20 h précise.
Tarihin bazen yanılabileceğini kabul ediyorum ama bu tarih 1000 yıldır biliniyor.
J'admets que l'histoire n'est pas toujours précise, Mais la date d'aujourd'hui... Elle est connue depuis plus de 1000 ans.
Eminim sozlesmedeki su maddeye gore sigorta kapsamindadir. Ücüncü madde ikinci fikra, birinci paragraf ; yangin kazasi : ... bu durumda hasarli boruyu tamir etmek icin, bütün boru hattinin degistirilmesi gerekir.
Mais il est bien précisé ici, voyons, section trois, sous-section 2.2, paragraphe un, pour les incendies accidentels, vous devez remplacer toute la conduite pour réparer le tuyau abîmé.
Tümör, kist veya belli bir etiyoloji yok.
Pas de tumeur, pas de kyste, aucune étiologie précise.
Yarın geceye işaret koymuşsun ama ne yapacağını yazmamışsın.
Demain soir est réservé, mais tu n'as rien précisé.
Morluk, ayakkabıyı tanımlayacak kadar belirgin değil.
Cette ecchymose n'est pas assez précise pour identifier la chaussure.
Bu kadar ayrıntılı olarak iletişime geçebiliyorlarsa...
S'ils peuvent communiquer de façon aussi précise,
Aylar önce net bir şekilde belirttiğim gibi sıfır toleransa sahip bir operasyon yürüttük amacımız suçlara karşı savaşmak silahlı saldırıları ve uyuşturucuyu bitirmekti.
Comme je l'ai précisé il y a quelque temps, nous pratiquons une politique de tolérance zéro envers les violences commises avec armes à feu, et le trafic de stupéfiants.
Şimdi, sana kişisel bilgilerimi veriyorum ki bu konuda polise gitmeyi aklından çıkar.
Je le précise pour que ça t'ôte l'envie de me dénoncer.
Bu garip yoldan buraya beni mahsus mu sürükledin?
M'avez-vous amené ici pour une raison précise?
Durup, söylememişler.
Ils ont pas précisé.
Zaten "bitti" yi de yanlış yazmış.
Et il a précisé finie mal.
İlk olarak söylemek istediğim, yasal yolları kullanmayı denedik.
Je précise que nous voulions faire un tournage légal.
Yaptığımız her şeyin avukatlarımız tarafından kontrol edildiğini vurgulamak isterim.
- Par un détective assermenté. Je précise que tout a été supervisé par nos avocats.
Gelişigüzel düşünceli hareketler.
- Précise "Aider". - Des actes de bonté.
Ajanlar, önceden belirlenmiş bir cümlenin onlara söylenmesi ile aktifleştirilebilirler.
Il peuvent être activés en prononçant une phrase précise.
- Varmaya çalıştığım şey bence John Henry olarak bildiğimiz şey sadece donanım ve yazılımın bu haline özgü.
Ce que je veux dire, c'est que le John Henry que l'on connaît n'existe que dans cette configuration précise de hardware et de software...
Polisle koordinasyon kurup, 15 km'lik bir çap belirle.
Coordonnez-vous avec la police pour mettre au point une grille précise d'un périmètre de 15km.
- Peki. Daha açık konuşayım.
Laissez-moi être plus précise.
- Bebegim, bebegim, Önemli degil- - baska birsey aliriz.
- Je lui ai précisé que...
Dişçi, cinayet gecesi Mitch Wagner'la geri döndüğünden söz etmemişti.
Le dentiste n'a pas précisé qu'il est revenu avec Mitch la nuit du meurtre.
Eğer bana özel bir soruysa, başka bir şeye ihtiyacım yok.
Si c'est une question précise, je n'ai besoin de rien.
Ama evet, yüksek miktarlardaki metinleri tam doğru olarak hatırlama yeteneğim var.
Mais oui, je peux me souvenir d'un texte de manière très précise et fournie.
Bu finansal şartlarımız belirten yasal bir sözleşme.
C'est un contrat qui précise juste les termes de notre arrangement financier.
Evet, gelelim konumuza. Ceyda, bugün panelde söylediğin gibi, günümüzde alternatif enerjiler, özellikle nükleer enerji çok önemli.
Aujourd'hui comme tu l'as précisé lors de la conférence les énergies alternatives et notamment l'énergie nucléaire sont primordiales.
Buraya belirli bir şeyi yapmak için geldin değil mi?
Vous êtes venue pour faire une chose précise. Je sais.
- Kendini sakatlama çok spesifik bir olay.
L'automutilation était très précise.
Neden? Yıllık ön beyin kabuğu kontrol taramasını yapacaktım. Kulağa basitmiş gibi geldiğini biliyorum ama ama bunun için çok karmaşık bilimsel kopya kişiliği olan... bir bebeğe ihtiyacım var.
Je fais mon diagnostic annuel du cortex insulaire antérieur, et bien que ça semble simple, c'est en fait une greffe très complexe et très précise.
Nasıl olacağını planlarken aklımda bu vardı plana göre gitmeyince de çıldırmıştım.
J'avais une idée précise quant à son déroulement et quand ça ne s'est pas passé comme prévu, j'ai paniqué.
Biliyor musunuz, kayıtlara geçsin diye söylüyorum, ben hiç bir kaçağa yardım ya da yataklık etmedim.
Je précise que je n'ai jamais recueilli ni caché une fugitive
Bu spesifik bir anlamı olan bilinçsiz bir jest.
C'est un geste inconscient qui a une signification précise.
Dünyanın daha iyi bir yer haline gelmesi amacıyla sende bir mucize oluştu.
Un miracle vous est arrivé pour une raison précise et cette raison est de créer un monde meilleur.
Oldukça ciddi bir tehditti.
Cette menace est très précise.
Ayrıca eşcinsel anlamında demedim.
Je précise que je ne suis pas homo.
Büyükannemle konuşmamasını özellikle belirtmiştim.
Je lui ai bien précisé de ne pas parler à ma grand-mère.
Belly ve ben bazen bu şeyi tartışırdık.
Belly et moi débattions souvent de cette question précise.
Babanın gördüğüm hayallerin bir sebebi olduğu hakkında söyledikleri.
- Votre père a dit que j'avais ces visions pour une raison précise.
Roman, bunu biraz daha aç.
Roman, précise ta pensée.
Bir asit havuzunda kızarmadan önce.
Juste avant de se faire frire dans une piscine d'acide, je précise.
Çavuş Dunn ifadesini çoktan verdi. Bundan daha aşikâr ve açık sözlü olamaz.
Le sergent Dunn a déjà fait sa déposition, qui est on ne peut plus claire et précise.
Hayat, istikamet söylemeden otostop çekmek gibidir.
La vie, c'est comme faire du stop sans destination précise
Ernie'nin favori elemanı... geçmişi oldukça karanlık. Bundan tek anlam çıkarabiliriz :
L'employé préféré d'Ernie restait vague à propos de son passé, et pour une raison précise :
Soluk ten rengin ve sarı-beyaz saçların yüzünden diğer çocukların sana albino demesinin ne kadar kırıcı olduğunu vurgula.
Précise que ça te blessait quand on te traitait d'albinos, à cause de ta peau pâle et de tes cheveux blond clair.
Ne kadar spesifik olmalıyım?
Je dois être très précise?
Lisansım yok dedim.
Je précise bien amateur.
Dean'in orada ne halt yediği hakkında kesin bir fikrin var mı?
Tu as une idée précise de ce que Dean fabrique?
Eski kocanizin 38. yas gününde, tam olarak.
La nuit du 38ème anniversaire de votre ex-mari, pour être précise. - Or, les historiques montrent que... qu'il n'a pas été client du site Tiffany Lexington avant Octobre. - Oui.
$ 15 milyon, tam olarak.
Quinze millions de dollars pour être précise.
.. kesin bir şey söyleyemezsin.
Tu n'es pas précise. Tu ne fais qu'illustrer la difficulté.
İlanda lisanssız özel dedektif olduğumu belirttim ama.
Je précise dans l'annonce que j'ai pas de licence.
Kollarını bacaklarını yanlara açıp sıçrarken değil ama.
Pas quand il fait ses étirements. J'ai précisé qu'il était nu?