Ramene перевод на французский
5,022 параллельный перевод
George onu zapt etmeye çalışırken yaralandı. Ama yaptığı şey tam da buydu, onu zapt etti ve eve getirdi.
George a été blessé en le capturant, mais c'est ce qu'il a fait, il l'a capturé et ramené à la maison.
Beyler, ortağımı tek parça halinde getirdiğiniz için size sonsuz saygı duyuyorum.
Messieurs, vous avez toute ma gratitude pour avoir ramené ma partenaire en un seul morceau.
Beni tehdit etmeye gelirken gayet güzel çalışmış gibi.
Mais elle t'a ramené jusqu'ici pour me faire du chantage.
Osmanlılar sıradaki kutsal savaşı benim kapıma kadar getirdiler.
Les Ottomans ont ramené la prochaine Guerre Sainte sur mon seuil.
Onu geri çağırdım Nolan.
Je l'ai ramené ici, Nolan.
Beni ölümden geri getirdiğiniz için teşekkürler.
Merci de m'avoir ramené d'entre les morts.
Seni ben geri getirdim.
Je t'ai ramené.
Yani sence seni bunun için mi geri getirdik?
Tu crois qu'on t'a ramené pour ça?
Eve bir köpek mi getirdin?
Tu as ramené un chien à la maison?
Alison'ı evine tek parça halinde geri getirdin.
Tu as ramené Alison à la maison, saine et sauve.
Harry Crane koca dışkısını yaptı, ve sifonunu da biz çekiyoruz.
Harry Crane a ramené un gros tas d'ordures, et nous on nous a tirés avec la chasse.
Kütükleri getirirken hizmetçilerin söylenmelerine kulak misafiri oldum
J'ai surpris les plaintes des domestiques quand j'ai ramené les bûches.
Önemli olan, bu çocukları ailelerine kavuşturduğunuzdur.
Le plus important c'est que tu as ramené ces enfants à leurs familles.
Bu sefer arkadaşlarımı da getirdim.
Et j'ai ramené quelques amis cette fois.
Ben bu kızlara kucak açtım.
Non. J'ai ramené ces filles.
Shafiq Land Rover'ı 2 kere doldurup huzurevine götürmüş.
Shafiq en a rempli Land Rover deux fois, puis les a ramené à la maison de retraite mais...
Samarra. 3.HaçIı seferinde Töton Şövalyeleri onu Kudüsten kurtardı.
Les chevaliers teutoniques l'ont ramené de Jérusalem durant la 3ème croisade.
6 kisi getirebildik!
On a ramené six morts la nuit dernière.
- Ufaklığı da getirdik.
Nous avons ramené le petit bonhomme avec nous.
Sana bir şey almadığımı söylemiştim ama aldım.
Je sais que j'ai dit que je ne t'ai rien ramené... mais c'est faux.
Sana söyledim ya sagdan gittim ve yol beni sana getirdi.
Je te l'ai dit, je suis allé à droite... Ça m'a ramené à toi.
Bir de yatağımıza üçüncü bir kişiyi neden aldığımızı anlamıyorum.
Et je ne sais pas pourquoi on a ramené une troisième personne.
Ama sandık üstüne sandık getirdi ve Terör Dönemi'nden sonra dahasını almak için geri döndü.
Il en a ramené de nombreuses caisses, puis y est retourné après la Terreur en acheter d'autres.
Otoparkta siz bizi buraya getirirken, bir leş gördüm.
Le parking, lorsque vous m'avez ramené par ici, j'ai vu un rôdeur.
Henry, en iyi arkadaşı ile birlikte, Lilly'mi bana evime getirdiler.
Henry et son meilleur ami ont ramené ma Lilly à la maison.
Ama işi ağırdan alınca beceremedik.
Il n'a jamais ramené son derrière, donc...
Ben de gittim ve onu evine getirdim.
J'y suis allée et je l'ai pris et ramené chez lui.
Yakaladıklarımızı buraya, köleniz olmaları için getirdik.
Nous avons ramené les prisonniers ici, afin de vous servir.
Askerler geri getirdiler.
Les soldats l'ont ramené.
Marian'ı buraya getirirken kim olduğunu bilmiyordum.
Lorsque j'ai ramené Marianne, je ne savais pas qui elle était.
Ama beni eve geri götürdü ve orada ne bulduğunu bilmek ister misin?
Mais ça m'a ramené à la maison, et tu sais ce que j'ai trouvé quand je suis revenue?
Sen, bir adamı hayata döndürdün ve Will de kusursuz simidi buldu.
Tu as ramené un homme du monde des morts et Will a trouvé le bagel parfait.
Bana simit pizza getirdi.
Elle m'a ramené des pizza bagels.
Sanırım salgın getirmiş olabilirim.
Je crois que j'ai ramené la peste.
Marcus Fox'u neden geri getireyim ki?
Pourquoi est-ce que je l'aurais ramené?
Tetiklendi sonuçta.
C'est ce qui l'a ramené.
Marcus Fox'u geri getirenin sen olduğunu bildiği için onu öldürmenin yegane sebebi de bu zaten.
Et c'est bien pour ça que la seule raison que vous aviez de le tuer était qu'il savait que vous aviez ramené Marcus Fox.
Yapma! Onu geri getiren bir kılavuzdu!
C'est un Guide qui l'a ramené!
Marcus'u sen geri getirdin.
C'est vous qui avez ramené Marcus.
Marcus Fox'u neden geri getirdin?
Pourquoi avoir ramené Marcus Fox?
Dün gece baban getirdi.
Ton père l'a ramené cette nuit. J'y crois pas, tu t'es pas réveillée.
- Babanı geri götürdün demek?
Donc vous avez ramené votre père?
- Köpeği aldığını.
Avoir ramené le chien.
- Chevy'yi kafesleyen adamları istiyorlar.
Ils veulent les gars qui ont ramené Chevy.
Bunların hepsinin kutulanıp ofisime götürülmesini istiyorum.
Je veut que tout soit emballé - et ramené à mon bureau. - Tout de suite, monsieur.
Bu da ne? Arkadaşlarını da mı getirdin?
Vous avez ramené vos copains d'enfance?
- Oğlumu öldürmem için beni diriltmiştin.
Tu m'as ramené pour tuer mon fils.
Eğer babamızın dönüşüyle ilgili senin en ufak bir bilgin bile olduğunu hissedersem...
Si je découvre que tu as une infime suspicion qu'elle a ramené père...
Bana Çin'den hediye mi getirdin?
Tu m'as ramené un cadeau de Chine?
Sen bana geldin, terazileri getirdin. Şimdi geri istiyorsun?
Tu m'as ramené ces balances, et là tu veux les reprendre?
Hemen Lakewood'a yazı yazıp müvekkilinizin geri gelmesini sağlıyacağım.
J'émet un mandat pour que votre client soit ramené. On va l'envoyer par fax à Lakewood immédiatement.