Rapor перевод на французский
8,094 параллельный перевод
Sky'la olanlar hakkında resmi rapor mu tuttun?
As-tu déposé une plainte officielle au sujet de ce qui s'est passé avec Sky?
- Rapor yazdın yani?
- Donc tu as rédigé un rapport alors.
Sierra Dört, rapor verin.
Sierra 4, le rapport s'il vous plaît.
Bir dakika ver işte bana, rapor etme hemen.
Donne-moi juste une minute. Ne lance pas l'appel tout de suite.
Rocket Bowl otoparkinda silahlarin el degistirdigine dair bir rapor aldik.
Nous avons été informé que le parking du Rocket Bowl était l'endroit où les armes changeaient de propriétaires.
Bana ekibinize atandigimi size rapor etmem söylendi.
On m'a signaler de venir pour une affection dans votre unité.
Bir kuruş dahi rapor etmedi.
Et n'a pas déclaré un centime.
Bu çantada, suç laboratuvarından gelen bir rapor var.
Dans cette mallette j'ai un rapport du labo.
Senato alt komitesi bir rapor hazırlıyor ve o raporu almak isteyen çok kişi var.
Il y a un sous-comité du Sénat qui est en train de rédiger un rapport, et il y a une longue liste de personnes qui attendent que ce rapport arrive.
- Olabildiğince çabuk, tam rapor istiyorum.
J'attends un rapport complet dès que possible.
En azından tam rapor yayınlanana kadar hazırlanmış oluruz.
Au moins nous serons préparés quand le rapport complet sera dévoilé.
Ama bu rapor açıklandığında sen olacaksın. Ve soruları da ben soracağım.
Mais quand ce rapport sera officiellement sorti, vous le serez, et je serai celui qui posera les questions.
Birkaç hafta içinde o rapor sızıntı olsa da olmasa da açıklanacak.
Dans quelques semaines, ce rapport sera rendu public, avec ou sans fuites.
Ayrıca, rapor sızıntısının sonucu olarak bir şeylerin değişmesi raporu çok güçlüymüş gibi gösterebilir.
De plus, changer quoi que ce soit, après la fuite du rapport pourrait donner une mauvaise impression.
Maracaibo'daki polis telsizleri Bella Vista'daki Plaza'da silah sesi rapor etti.
Les radios de la police à Maracaibo rapportent des coups de feu sur la place Bella Vista.
Nerede olduğunu bulmam ve rapor vermem için yolladı fakat bunu yapamam.
Il m'a envoyée pour que je le trouve et que je le ramène, mais je ne peux pas faire ça.
Büro bunu uluslararası veritabanında, rapor etmek zorunda.
Le bureau devait le mettre sur la base internationale.
- Evet. Rapor için teşekkür ederim.
Merci pour la lettre.
Cassie'ye biat edip orada öğrendiklerini dönüp bana rapor edecek.
Il va promettre loyauté à Cassie, revenir et me répéter tout ce qu'il aura appris.
Bana yeni bir bakış açısıyla gördüklerini rapor edeceksin.
Je veux le rapport d'un nouvel observateur.
Ulu Han'nın kardeşi tarafından çok güzel misafir edildim Prens Jingim'in rapor ettiği gibi.
Le frère du Grand Khan est un hôte charmant, comme l'a dit le prince Jingim.
- Hepsini rapor ettin mi?
Tu n'as rien oublié?
Söylediği, yaptığı, hayal ettiği herşeyi bana rapor edeceksin.
Tu me feras ton rapport. Tout ce qu'il dit, tout ce qu'il fait, tout ce dont il rêve.
Latin'in Kochkor'daki görevi onu ben gönderdim ve rapor almayı umuyordum.
La mission du Latin à Kochkor... C'est moi qui l'y ai envoyé. J'aimerais un rapport.
Sen onun yolsuzluğunu bana rapor ettin.
C'est toi qui m'as signalé ses méfaits.
Rapor etmeseydim, sen veya ben haksız yere toprakta çiğnenirdik.
Sans cela, c'est toi ou moi qui aurions été injustement piétinés.
Vereceğin rapor bu mu?
Voilà ce que tu rapporteras?
Bir rapor yazmam gerek.
Je dois écrire un rapport.
Ve bunlar da rapor edilen suçlar.
Et tout est connecté aux incidents rapportés par le RACR.
Bilmediğin şeyi, rapor etmek zorunda değilsin.
Ce que tu ne sais pas, tu n'as pas à le signaler.
Tam olarak yapacağın şey de bu D.A.'e rapor etmek.
C'est exactement ce que tu vas faire... le signaler au procureur du district.
Savcılık tarafından Holden davasındaki çalışmalarınız ve metotlarınızı sorgulayan bir rapor geçti elime.
J'ai un rapport interne venant du bureau du procureur qui met en doute les méthodes et conclusions de votre travail dans l'affaire Holden.
Yeni bulduklarımızı rapor etmemek ahlaklı bir davranış olmazdı.
Ça aurait été immoral de ne pas rendre compte de ces nouvelles découvertes.
- Hayır. Bak, elimde rapor var. O şırıngadaki tek şey, banyo temizleyicisiymiş.
J'ai un rapport, qui dit qu'il n'y avait que du nettoyant de salle de bain.
Ben fırtına askeri LS-005 Ajan Kallus'a rapor veriyorum.
Ici stormtrooper LS-005 pour rapport à l'Agent Kallus
Ben asker LS-123 yukarı hangarda izinsiz giriş olduğunu rapor ediyorum.
Ici trooper LS-123, il y a des intrus dans le hangar supérieur.
Bakın, beni buraya yumurta hakkında rapor vermem için gönderdiler.
Ils m'ont envoyé ici pour leur faire un rapport à propos de l'œuf.
Bir kaç hafta önce polise gidip rapor tutturdum. Biliyorum.
J'ai remplis un rapport avec un policier il y a deux semaines.
Umuyoruz ki, bu ortak rapor, gelecekte alacağımız önemli kararlar için bir rehberlik ölçütü sağlayacaktır.
Nous espérons que ce rapport conjoint fournira les mesures à suivre pour les décisions importantes à venir.
10 dakikada bir rapor alıyorum.
Je reçois des mémos toutes les 10 minutes.
Ama tam tersini rapor ettim.
Mais j'ai annoncé l'inverse.
Dr. Akley'e sunacağım rapor için not alıyorun.
Je prends des notes pour le rapport d'Akley.
Beni Oppenheimer'a rapor etmeniz gerekiyorsa anlarım ama buraya kadar.
Si vous devez me dénoncer à Oppenheimer, je comprendrais, mais j'en ai fini.
Devam eden bu acil müdahale detaylarını memurlar henüz açıklamadı, ama rapor kaynakları...
Les autorités n'ont communiqué aucun détail sur cette intervention, mais certaines sources affirment Cette histoire n'a pas encore été dévoilée.
Lanning ve Weaver ilk vürüsün İbare virüsü olarak rapor edilmesinden sonra... iki gün içinde Bolivyadaki köye ulaştılar.
Lanning et Weaver sont arrivés dans le village bolivien deux jours après le signalement du premier cas. Ils ont identifié le virus comme étant celui d'Ibare.
İzin ver ölü ve şanslı olanları rapor edelim ve... laboratuar kayıtlarında onaylatalım.
" J'ai fait concorder les rapports et les données du labo, les morts et les chanceux.
Rapor ver.
Rapport.
- Rapor verin lütfen.
Au rapport.
Başkente bulduğumuz kaçakçılıkla ilgili rapor gönderiyorum.
J'envoie un rapport à Washington sur la contrebande qu'on a trouvé.
Sadece rapor ediyordu.
Il me les rapportait.
Rudy, kayıp olarak rapor edilemez.
Rudy, il ne faut pas en parler.