Rasmus перевод на французский
80 параллельный перевод
" Cellat Rasmus!
" Bourreau Rasmus!
"Cellat Rasmus, günahlarını itiraf etmesi için ipi biraz gevşet de nefes alsın."
"laisser passer un peu son souffle, et desserre lentement la vis pour qu'elle admette ses péchés."
- Rasmus nerede?
Où est Rasmus?
- Onu Rasmus'un tabağına koyalım!
- Ajoute-la à l'ardoise de Rasmus!
- Hemen evine dön, Rasmus.
Rentre à la maison, Rasmus.
Rasmus Spein 15 gün boyunca hapis yatacak.
Rasmus Spein, condamné à quinze jours de prison.
Ve unutma, şu andan itibaren Martin Price ve Paul Rasmus dışında kimseye güvenmiyorsun.
Et rappelle-toi, a partir de maintenant ne fais confiance à personne, à part Martin Price et Paul Rasmus.
Bay P. Rasmus.
De Monsieur P. Rasmus.
Dr. Bennett Paul Rasmus'a güvenebilceğimizi söyledi.
Docteur Bennett a dit que nous pourrions avoir confiance en Paul Rasmus.
- Orta Yol Gençlik, ben Rasmus.
Jeunesse centriste, Rasmus à l'appareil.
- Rasmus, Orta Yol Gençlik'ten.
- Rasmus de Jeunesse centriste.
Bu Rasmus Spiteri, Yunanistan'ın yeni Kültür ve Turizm Genel Sekreteri.
Il s'appelle Rasmus Spiteri, le nouveau Secrétaire Général Grec de la culture et du tourisme.
Edward Rasmus, yumuşak oynamakla tanınan biri değil, yani bu iş sertleşebilir.
Edward Rasmus n'est pas connu pour être un tendre, alors ça pourrait devenir dangereux.
Hayatımız boyunca biriktirdiklerimizi Rasmus'a yatırdık ve adam onları çaldı.
Nous avons investi les économies d'une vie avec Rasmus et il les a volées.
Hayır Bay Rasmus.
Non, M. Rasmus.
Çift, yatırımcı Edward Rasmus aleyhindeki bir hukuk davasında CNRI'dan avukat Laurel Lance tarafından temsil ediyordu.
Le couple était représenté par l'avocate Laurel Lance du CNRI dans le procès contre le financier Edward Rasmus
Edward Rasmus'un parmağı var, bunu biliyorum.
Edward Rasmus est impliqué, je le sais.
Çünkü bunun ardında Rasmus varsa, adam kesinlikle dalga geçmiyordur.
Parce que si Rasmus est derrière ça, Il ne va clairement pas déconner.
- Edward Rasmus Laurel'ın mahkemeye verdiği mali danışman tetiği kendi çekmemiş olabilir ancak emri muhtemelen kendisi verdi.
Edward Rasmus, le conseiller financier que Laurel a mis au tribunal, n'a surement pas tiré lui-même, mais il l'a probablement commandité.
Baba, Rasmus her kimi tuttuysa işini bitirene kadar gelmeye devam edecek ya da Rasmus işi bitirecek bir başkasını tutacak.
Papa, celui que Rasmus a engagé n'arrêtera pas avant d'avoir terminé le travail, sinon Rasmus engagera quelqu'un d'autres qui le fera.
Edward Rasmus için interneti tarayan uzaktan erişimli bir trojanım vardı.
J'ai un cheval de troie me permettant d'accéder à distance et de chercher Edward Rasmus
Deadshot mı Rasmus mu?
Deadshot ou Rasmus...
Rasmus şehirden kaçıyordu ve ben de öncelikleri yeniden belirlemek zorunda kaldım.
Rasmus a quitté la ville Et je devais revoir mes priorités.
Edward Rasmus tutuklanmış.
Edward Rasmus a été arrêté.
Rasmus Larsson. Veba bakterisini kontrol ediyorum.
Je fais des recherches sur la bactérie de la peste.
- Merhaba. - Merhaba. Ben Rasmus Larsson.
Rasmus Larsson.
- Evet. - Rasmus?
Rasmus?
- Gel hadi Rasmus.
Viens, Rasmus.
Rasmus orada mı?
Rasmus est là?
- Teşekkürler.
- Rasmus.
Malmö Emniyeti'nden Rasmus Larsson.
Rasmus Larsson, police. êtes-vous là...?
Rasmus da sana yardım etsin.
Demande à Rasmus de t'aider.
Malmö Emniyeti'nden Rasmus Larsson.
Rasmus Larsson, police...
Rasmus.
Rasmus.
- Ras... Rasmus!
- Rasmussen!
- Rasmus'a katılıyor musun?
T'es d'accord avec Rasmus? Non.
Rasmus Larsson. Evet.
Rasmus Larsson.
Malmö Emniyeti'nden Rasmus Larsson.
Rasmus Larsson, police.
Rasmus olabilir. - Kim?
- Ça pourrait être Rasmus.
- Merdivenlerdeki adam Rasmus olabilir.
- Quoi? - L'homme pourrait être Rasmus.
- Bizim Rasmus mu?
- Notre Rasmus?
- Rasmus siyah ceket giyiyor.
Veste noire.
Hayır, Rasmus hazırlamıştı.
Non, Rasmus s'est occupé de Katarina.
- Rasmus siyah ceket giyiyor.
Rasmus a une veste noire. ses yeux étaient rouges ce jour-là.
- Rasmus'u bekleyelim istersen.
- On devrait pas attendre Rasmus?
- Rasmus'un görev yeri değişti.
- Rasmus a été écarté de l'enquête.
Merdivenlerdeki adam Rasmus'tu.
C'était Rasmus dans l'escalier de Catherine.
Hoşça kal Rasmus.
Salut, Rasmus.
- Merhaba Rasmus.
- Salut, Rasmus.
Adım Rasmus.
Je m'appelle Rasmus.
Merhaba, benim Rasmus.
- C'est Rasmus.