Rezil перевод на французский
3,895 параллельный перевод
Rezil olan perdelerimi ateşe verdi.
La vulgaire a mis le feu à mes rideaux.
Arayan rezil seks kasetim için bir açıklama isteyen adi bir gazeteciydi.
Je pensais que c'était encore un stupide tabloid qui voulait une déclaration sur ma tristement célèbre sex tape.
Bu söylediğin çok rezil bir şey.
C'est dégoûtant de dire ça.
Biraz rezil ama iyi.
Plutôt sale mais bon.
Hayatta kendimi rezil etmek için yeterince fırsatım olmuyor da.
Comme s'il n'y avait pas assez d'occasions dans ma vie pour que je me rende ridicule.
Adamı rezil rüsva ettim.
Je l'ai humilié.
Arkadaşlarla Kelime oyununda Stephen Hawking'i rezil ettim.
Commence. J'ai humilié Stephen Hawking au jeu.
Geçen yaz ablam, çok rezil bir fotoğrafımı çekmişti.
L'été dernier, Haley a pris une photo atroce de moi.
Ama Haley'nin bir tane bile rezil fotoğrafı yok.
À côté de ça, il n'y a aucune photo atroce d'elle.
Ama yine de, o rezil kokarca kadınıma yanlış yaptı.
D'un autre côté, ce petit putois a mal parlé à ma femme.
Rezil oldum!
C'est embarrassant.
Sorun o rezil şekerler.
C'est ces barres chocolatées.
Bu yumuşak boğazını kesiversem ve kızın ruhunu cennete göndersem o zaman nereye gidersin, seni rezil şey?
Et si je devais trancher cette douce gorge et libérer cette âme aux cieux, alors, où iriez-vous, chose immonde?
Zavallı, rezil kadın iç kanamadan öldü.
Pauvre femme ridicule, elle est morte d'une hémorragie interne.
Buradalarda şahlanan at gibi zıplayıp, kendini rezil etti.
Il... errait par là, - en faisant de lui un idiot. - Non.
- Bu sefer rezil rüsva oldun Otis. - Çok kötü hissediyorum.
Tu t'es vraiment surpassé cette fois, Otis.
Sırf başkalarına rezil olmasınlar diye.
De peur que la honte la détruise.
Max! Şimdi daha da rezil oldum.
Maintenant je me sens encore plus humiliée.
O zaman niye beni arkadaşımın önünde rezil ediyorsun?
Tu m'as fait honte devant mon ami.
Hem bu kuşağa hem de bundan sonraki kuşaklara rezil olursun.
Je vous humilierais devant vos pairs et devant les livres d'histoire.
Ya da çalıştığı iş bunu rezil ediyor.
Ou peut-être que c'est la langue de bois qui marche.
- Bütün aile için oldukça rezil bir olaydı o!
Ça a été très embarrassant pour toute ma famille.
- Kapılarında rezil olmak için. Bilmiyordum.
- Je ne savais pas!
Tüm hayatını Atlanta Anlaşmasının rezil bir bireyi olarak geçirdin.
T'as passé ta vie entière en penchant du côté des blancs.
Onlara milyonlarca dolar kazandırıyorum ve her sene şu rezil ödül töreni yemeklerinde oturup birinin "başarılısın" demesini bekliyorum.
Je leurs fais gagner des millions, et tous les ans je fais tapisserie à ces ennuyeux dîners de gala dans l'attente qu'au moins 1 personne dise : "Vous êtes bon".
O çok yakışıklı ve beceriksiz Bay Samuel Loomis'le olan pis, rezil, küçük öğle yemeği kaçamaklarınız. Pis pis gülecekler, dedikodu yapacaklar ve fıs fıs konuşacaklar.
tes petits rendez-vous pour déjeuner avec ce si mignon raté, M Samuel Lewis ils vont sourire en coin, jaser et ils murmureront.
Hırsızlık teşebbüsü. Ya da o tür rezil bir şey.
Une tentative de cambriolage ou autre chose de cet acabit.
Bütün sülaleye rezil olurum.
Tous les relatifs vont se moquer de moi.
Bay Breslin, tutuklama ve suçlu iadelerine son verdikten sonra teşkilat oldukça rezil eylemlerde bulunan bu tür insanları hapsetmek için alternatif koşullar aramaya başladı.
Mr. Breslin, après Guantanamo, l'Agence recherche des solutions alternatives pour incarcérer ce genre de personnes qui commettent des actes si horrible qu'il serait préférable de... Et bien, comment vais-je formuler ça?
Beyaz olduğun için değil, rezil olduğun için!
Pas parce que vous êtes blanc, vous êtes nul!
Rezil bir vaziyetteydi, kafası da bir dünyaydı.
Elle était défoncée.
Ben rezil bir hayat yaşarken sen nerelerdeydin İncil satıcısı Jerry?
Que n'as-tu égayé plus tôt ma triste vie... Jerry, le vendeur de Bibles?
Her ne kadar Lennox kariyerinde ilerlemektense ofisin sekreterine çakmayı düşünse de, insan içinde rezil edilmesi gerekiyor.
Bien que Lennox soit plus porté sur essayer de sauter la secrétaire... que sur toute forme d'avancement, il va quand même falloir l'humilier publiquement.
- Rezil herif!
- Tu es pitoyable!
Rezil görünüyor.
On dirait la mort qui mange une biscotte.
Rezil bir hilekar?
Un grand tricheur?
Hadi oradan rezil. 30 yıl önce dövüşeceğim diye inat edemezdin.
Enfoiré! T'as pas boxé depuis 30 ans.
- Gülünç. Bu rezil bir şey.
C'est quoi, ce bazar?
Kendini rezil edeceksin, dostum.
Tu te couvres de ridicule.
Ne rezil bir isim bu?
C'est quoi, ce sport à la con?
Newton, kendini rezil etme.
Newton, ne vous ridiculisez pas.
Rezil bir durum.
Quelle galère!
Ayrıca sayın seyirciler, halkın gözü önünde, soruşturmanın başındaki en yetkili kişi olan Özel Ajan Dylan Rhodes'u rezil ederek FBI'ın görev gücünün yeterliliğinin sorgulanmasına yol açtılar ve hatta bu akşamki gösterilerinde görevlilerin beceriksizlikleri hakkında konuşma yaptılar.
l'agent spécial Dylan Rhodes qui a été publiquement ridiculisé et enterré sous une mêlée de spectateurs durant la représentation. Vous parlez d'un cafouillage!
Rezil oldun işte.
Tu as été humilié.
Tarihteki en rezil ve en enfes edebiyat skandalını soruyorum sadece.
Toi le scandale littéraire le plus délicieux de l'Histoire...
- Rezilsin. Kimseye böyle rezil şeyler söylemem ama sen söylersin çünkü senin için iğrenç. Rezil ve iğrençsin.
Jamais je ne dirais quelque chose d'aussi méchant à personne, mais vous êtes pourrie à l'intérieur, vous êtes complètement folle et vulgaire.
Tamamen rezil olacağım.
Elle va tout découvrir.
Tamamen rezil olmak mı?
Quoi, "elle va te découvrir"?
Senden bu tepkiyi almak benim için ne kadar rezil bir durum olduğunu biliyor musun?
Tu sais à quel point je me suis sentie humiliée par ta réaction?
Rezil bir babasın!
Tu est un mauvais père!
Caesar's Palace çatı katında kalan rezil bir Çinli deliden bahsetti.
Elle dit qu'un Chinois fou est cloîtré dans le penthouse du Caesars Palace.