Rhys перевод на французский
316 параллельный перевод
Rees Harrow büroda çalışıyor. Eve haftada 10 şilin yolluyor.
Rhys Howell est dans un bureau d'avocats, et envoie dix shillings chez lui par semaine.
Rhys Williams'ın kaldığı evi biliyor musun?
Tu sais, la maison où loge Rhys Williams?
- "Senden..." - Senden bir haber...
Rhys Williams la mentionne dans sa lettre.
Dur biraz. Rhys Williams da mektubunda ondan haber alamadığını yazmıştı. Ne diyordu?
Tes câbles ne font qu'attirer l'attention du ministère de la Justice sur elle, et ce qu'il peut lui reprocher de pire, c'est d'être ta femme.
Djuna Barnes, Jane Bowles, Dorothy Parker Jean Rhys, Flannery O'Connor, Virginia Woolf Edith Warton, Isak Dinesen, Janet Frame gibi çılgın, maceracı ve intihara eğilimli olanları.
Aventureuses, suicidaires... Djuna Barnes, Jane Bowles, Dorothy Parker, Jean Rhys, Flannery O'Connor, Virginia Woolf,
Rhys'e ne oldu?
Et Reese?
Prens Edward ne yazık ki eşi Griff Rhys Jones olmadan gelmiş..
Le Prince Edward, en l'absence, hélas, de son épouse Griff Rhys Jones.
Ben kardeşi, Rhys'im.
Non, son frère, Rhys.
Dory Smythe, Debbie Reese ve kızı Crystal'a tecavüz edip öldürmekten.
Et pour les viols et meurtres de Dorry Smile, Debby Rhys, - et sa fille, Christelle.
- İyi olduğunu söylemiştin. - Uyuyakaldım, Rhys.
- On m'avait dit qu'il était bien.
Erkek arkadaşım Rhys nakliye yöneticisi.
Rhys, mon copain, est responsable logistique.
- Rhys...
- Hé, Rhys...
Geri dönsem iyi olur, Rhys nerede kaldığımı merak eder.
Je ferais mieux de rentrer. Rhys va se demander où je suis.
Rhys!
Rhys!
Rhys'in Millennium stadyumunda çalışan arkadaşının bir kuzeni var.
Rhys connait un mec dont le cousin bosse au Millennium Stadium.
Yaşlı Rhys eskiden deprem yaratırdı ama şimdi seni hareket bile ettiremiyor, değil mi?
Tu vois le vieux Rhys fait gronder la Terre mais il la fait pas tourner, hein?
- Rhys ile akşam yemeğinde olmalıydım.
Qu'est-ce que je fous ici avec toi?
"Rhys'in iyi bir baba olacağını ve masa başı görevine geçeceğimi..."
Dans un an ou deux, je pensais peut être avoir un bébé, je sais que Rhys ferait un bon père, et que j'aurais pu monter en grade...
Ya bütün eşyamı Rhys'e bırakırsam?
Et si je laissais toutes mes affaires à Rhys?
Bu Rhys, benim uzun süreli acı çeken erkek arkadaşım.
C'est Rhys, mon petit-copain endurant.
Rhys'ı beklemiş olmayı ister miydin?
T'aurais aimé avoir attendu Rhys?
- Aman tanrım, ne oldu sana? - Rhys, yada...?
- Oh mon Dieu, qu'est ce qui t'est arrivé?
Seninle tanışmak güzel!
- Rhys, c'est ça? Enchanté!
- Rhys, bu Jack.
- Rhys, c'est Jack.
Rhys atlatır.
Rhys survivra.
Gwen ve Rhys için mesaj bırakın ve biz sizi arayacağız eğer hatırlarsak... oi!
Laissez un message pour Gwen et Rhys, et on vous rappellera... - Si on s'en souvient... - Hé!
Benimle kal, Rhys!
Reste avec moi, Rhys!
Söyle, lütfen, Rhys.
Dis-le, s'il te plaît, Rhys.
Rhys, yalnızca Bir kere, söyle, "Seni bağışlıyorum." de.
Rhys, dis-le juste une fois, "Je te pardonne".
Rhys, lütfen söyle!
Rhys, s'il te plaît, dis-le!
- Rhys, gitmek zorundayız.
- Rhys, on doit partir.
- Rhys, dinle, bana güven.
Rhys, écoute-moi, il faut que tu me fasses confiance.
Rhys'in kanı.
Le sang de Rhys.
RHYS!
Rhys!
Ben Rhys. Gwen'in erkek arkadaşı.
Je m'appelle Rhys le copain de Gwen.
Hayır!
Non! S'il te plaît! Rhys!
Rhys'i geri getirmeye gidiyorum.
Owen a raison. Je vais ramener Rhys.
Rhys'i geri getirmeliyim.
Je dois ramener Rhys.
Evet, çünkü Rhys'e o kadar aşıksın ki zamanının yarısını Owen'ın yatağında geçiriyorsun. - Siktir git!
Ouais... car tu es si amoureuse de lui que tu passes la moitié de ton temps dans le lit d'Owen.
Rhys teklif etti.
Rhys a fait sa demande.
Tanrım! Rhys, bu çok büyüleyici!
Oh mon dieu, Rhys, c'est génial!
Üzgünüm ama Rhys'i hatırlayamaman bana biraz tuhaf geliyor.
Désolé, mais ça reste un mystère à mes yeux.
"Palavracı Rhys" dedi bana, ve beni kasanın önünde sıra beklerken öptü.
Elle m'a appelé Rhys le râleur et elle m'a embrassé, dans la file.
- Palavracı Rhys!
- Rhys le râleur!
Rhys işe gelmemem gerektiğini düşünüyor ama... Hey, biz seninle ilgileniriz.
Rhys ne voulait pas que je vienne mais...
Jack, belki de onu unuttun. Benim Rhys'i unuttuğum gibi?
Tu l'as peut-être oublié.
Öyle olsaydı fark ederdim.
Comme moi avec Rhys. J'aurais dû comprendre à ce moment là.
Rhys tam karşımda oturuyor, aptalca şakalar yapıyor.
Rhys est assis en face de moi, à raconter des blagues.
- Odaklan.
Je devrais dîner avec Rhys là.
Rhys?
Rhys?
Bu Rhys.
C'est Rhys.