Rogar перевод на французский
55 параллельный перевод
Rogar kapağından, çatıya geçin.
Passez par la trappe et montez sur le toit. Ça te va?
Sen rogar deliğine düşmedin.
Tu ne m'as pas fait le coup de la peau de banane!
Tıpkı pankek gibi Ama rogar kapağı büyüklüğünde. : )
C'est comme un pancake, mais de la taille d'une plaque d'égout.
İşçiler, hatları kontrol etmek için rogar kapağını açınca bulmuşlar.
Des ouvriers l'ont trouvée quand ils ont ouvert la bouche pour travailler.
Sen... ön kapının oradaki rögar kapağının yerini biliyor musun?
Vous voyez... l'égout près de la porte?
Gerçekten bilemedim, gece 2 gibi onu aşağı kata indirdim... kapını hemen dışındaki rögar kapağını açtım... onu kanalizasyona attım.
Alors, à 2 h, je l'ai portée en bas, j'ai enlevé la plaque d'égout et j'y ai jeté le corps.
Kapının önündeki rögar değil mi?
C'est une plaque d'égout?
Arkada bakılması gereken bir rögar var, gel hadi.
Il y en a un à vérifier derrière. Viens.
Sanki rögar kapağını açıp :
Je le réchauffe? "
Şuradaki rögarı dolduruyorum.
Je comble le puisard là-bas.
- Sen, Rogar'dan bahsettiğinde bu beni öldürüyor. - Sahi mi?
Vraiment?
Aksi halde, şeytanın bu rögar kapağının başında kötü bir şeyler planladığını düşünebilirdik.
On croyait que tu préparais un truc satanique.
Evet, şehrin tüm rögar kapakları fiberglasslarla iyileştiriliyordu. Aşağıdaki tüm hidrojen sülfit insanın zihnini bulandırıyor.
La ville fait doubler les regards de fibre de verre parce que le sulfure d'hydrogène bouffe le béton.
Ve o tünel Fairmount Bulvarı'nın altından geçip 22.caddedeki rögar kapağına çıkıyor.
Et ce tunnel passe sous Fairmount Avenue, et se termine par une bouche d'égout dans la 22ème rue.
Rögar kapağı yolun ortasında.
La bouche d'égout est au milieu de la route.
Evet, ama bu adam belli ki bir rögar içindeki atıkları boşaltıyor.
Mais celui-ci déverse des déchets non traités dans un égout pluvial.
Sonra bir daireye girdiler, biz de rögar kapağını açtık.
Ensuite, ils sont allés dans un appartement, alors on a ouvert la bouche d'égout.
Seni rögar kapağıyla dövmek istedim.
Je voulais te marteler la tête avec une plaque d'égout.
Polis patlamanın rögar kapağı altındaki doğal gaz borularındaki sızıntıdan kaynaklandığını açıkladı.
La police a déclaré que l'explosion est due à une fuite de gaz à travers une bouche d'égout.
Rögar kapağını levyeyle kaldırdı, kilidi kesip yakıt kapağını açtı.
Il a ouvert la plaque au pied-de-biche et a fait sauter la serrure.
Kendi babanı göz göre göre rögar kapağına bırakmak. Ne?
Laisser ton père tomber dans une bouche d'égout.
Bu kanalizasyondan tek bir çıkış var. O çıkış de hem kapalı hem de rögar kapağının üzerine bir araba park etmişler.
Il n'y a qu'un moyen de sortir de cet égout, mais la bouche d'égout est fermée,... et il y a un break garé dessus.
Ayakkabı tamircisinin yanındaki rögar kapağının üzerindeki arabayı çekin ve kapağı açın. Tam saat 10'da orada buluşuruz.
Bougez le break et ouvrez la bouche d'égout au dessus du tunnel à côté du cordonnier et rencontrez moi là-bas aujourd'hui à 10h du matin précisément.
Şerif, kardeşim rögarın içine düştü!
Chef, mon frère est tombé dans l'égout.
Rögar kapağı görüyor musun hiç?
Tu vois une plaque d'égout?
Yoldaki rögar kapağına kafayı takmış durumda.
Il est obsédé par cette bouche d'égout au milieu de la rue.
Galiba bu rögarın kanalizasyona bağlantısı var.
Je crois que c'est un accès aux égouts.
Adam bana rögar kapağı fırlattı, tamam mı?
Il a jeté une bouche d'égout sur moi.
Boğulmuş. Havagazı fabrikasına yakın bir rögarın içinde bulmuşlar.
Etranglée, elle a été retrouvée dans les égouts, près d'une usine à gaz.
Yapma lütfen. Bozuk asansörler, patlayan rögar kapakları kıskanç kocalar.
S'il te plait, ascenseurs défectueux, Trous d'hommes bombes couvert de carton
Woodley Park'taki bir rögar.
Un collecteur d'eau à Woodley Park.
Bağlantın rögarın nerede olduğunu söylemişti?
Votre contact a dit où se trouvait le collecteur d'eau?
2'şer metre arayla bulunan 3 rögar kapağına bakıyorum.
J'ai devant moi trois plaques d'égouts.
Ceset tam burada, rögar kapağının yanında bulunmuş.
Le corps a été retrouvé près de ce couvercle de bouche d'égout.
Tüm rögar kapaklarını sürgüleyip baştan sona tüm hatları kontrol etmeliyiz.
On soulève toutes les plaques d'égouts, balaye les lignes d'une extrémité à une autre.
Bir polis memuru aradı. Rögar kapağını mühürleyen bir belediye çalışanını kurtardığını söyledi.
J'ai reçu un appel d'un uniforme disant qu'il avait sauvé un travailleur qui rebouchait un couvercle de bouche d'égout.
Buradaki zayıf nokta da, ta orta çağ zamanlardaki ilk kaya tahkimatından kalma kanalizasyon sisteminin rögar kapağı.
Dans notre cas, il s'agit du système d'évacuation d'eau datant de la fortification originelle du temps du Moyen-Age.
Bu bir rögar.
Une plaque d'égout.
Elimde yaklaşık 20 kilo bakır tel, 40 kilo tel örgü iki tane de rögar kapağı var.
Nommez-les, on enseigne tout. Selon mon estimation, j'ai environ 22 kilos de fil de cuivre, 45 kilos de clôture grillagée et deux couvercles de trou d'homme.
Bir rögar kapağı tam önümde patlayıverdi.
Une plaque de bouche d'égout a sauté devant moi.
- Rögar kapağı düşürdüm.
J'ai fait tomber la plaque d'égout dessus.
Araştırmacılarımız, beş blok ötede bir rögar kapağı buldu.
Nos enquêteurs ont trouvé une bouche d'égout ouverte cinq rues plus loin.
Hep senin rögar kapağından falan aşağı düştüğünü sanıyorum. İyiyim.
Je pense toujours que tu es tombé dans une bouche d'égout.
Bütün rögar kapakları, boşaltma vanaları, yaya geçişleri, Triad'ın kaçakçılık rotaları, deprem kırıkları da dahil.
Et je compte les bouches d'égouts, les vannes, les portes piétonnes les passages de contrebande, les fissures des tremblements de terre.
- Parkurda rögar kapağı var mı? Planım açısından önemli çünkü.
parce que c'est assez important pour mon plan.
Ama caddenin ortasındaki bu çatlak öyle değil. 14 Ekim'de kanalizasyon sistemindeki gaz sıkışmasının sonucu meydana geldi. ve rögar kapaklarını bile birkaç blok ileriye fırlattı.
Mais cette fissure n'est pas apparue lors d'un séisme, elle est le fruit d'une explosion souterraine survenue le 14 octobre, qui a fait voler les plaques d'égout.
Bu hiç ulaşamayacağı bir yere yuvarlanmış olmalı. Rögarın içine.
Celle-ci devait être hors d'atteinte, tombée dans cette bouche d'égout.
Ama sonra kamyonun parmaklıklarından rögar kapakları fırlatmaya başladı.
Il s'est ensuite mis à lancer des couvercles d'égout depuis sa calandre.
Rögar kapakları!
Des couvercles d'égout!
Evet, rögar kapakları.
Oui, des couvercles d'égout.
Mazur görün ama şöyle bir fikrim var, Pimento'nun pis ve solgun bedeninin birkaç gün bekleyip şiştikten sonra rögar kapağından çekilerek çıkarıldığını hayal edin.
Si je peux me permettre, imaginez le corps pâle et sale de Pimento être tiré d'une bouche d'égout après avoir passé deux jours dans les égouts.