Romantizm перевод на французский
742 параллельный перевод
Romantizm ile alakalı tüm fikirleri sarsılmış Sophia Frederica... Rus kazanına batırılmış, ismi başkalaştırılmış dini değiştirilmiş ve damızlık bir kısrak gibi soylu bir kafadan çatlak ile evlilik hazırlıklarına itilmişti.
Nourrie d'idées romanesques, la princesse outragée fut précipitée dans ce chaudron russe.
Biz kadınlar tam bir romantizm delisiyiz, değil mi Catherine?
Les femmes ont trop de coeur. Pas vrai, Catherine?
Güller ve romantizm operadaki tenor gibidir...
Les roses et l'amour, tout comme le ténor à l'opéra -
Romantizm oynayalım mı? İnsanlar çok tutar.
Je suis prêt à partager la recette. "
Çocukluk günleri, limonata, romantizm!
Mon enfance, la limonade, l'amour...
Romantizm...
La romance.
Konu romantizm olunca
Je choisis l'idylle
Romantizm ülkesi.
Nous voici à Baía, Ia plus romantique des villes.
İçinde hiç romantizm yok mu?
Des cachets pour le foie.
Bana romantizm yapma, Quinn.
Pas de séduction.
Görebildiğim kadarıyla radyo yazarlığının amacı bir deodorantın mutluluk getireceğini, bir ağız gargarasının başarıyı garantileyeceğini ve bir yumuşatıcının romantizm yaratacağını yığınlara ispatlamak.
L'objectif de ces émissions est de prouver aux masses qu'un déodorant apporte le bonheur et qu'un laxatif rend romantique.
Seni romantizm krallığına yönlendirecektir
C'est la chance Et l'amour pour paysage
Derin bir erotik duyarlılığın yanında büyük bir romantizm vardı.
Ils se tenaient avec tendresse et un profond érotisme.
Don ve Lisa film çevirirken Cosmo onları... romantizm havasına sokmak için sette onlara piyano çalar.
Sur le plateau, sa musique inspire notre Don et notre Lina.
Ondan kurtulamıyorum. Bu romantizm reklam için...
En tout cas, elle commence à me courir!
# Kanatlandıran bir şarkı... #... ya da biraz romantizm içeren bir dans... #... bunlar, yüreğe seslenen sanatlardır.
Une chanson qui donne des ailes Ou une danse qui se termine en romance C'est de l'art qui séduit le cœur
Venedik'te romantizm. Hong Kong'da bir yabancıyla tanışmak.
Une aventure à Venise ou Hong Kong.
Ayışığında yürümeyi biraz romantizm eklemek için kullanabilirsin.
Une promenade au clair de lune ajouterait une touche romantique.
Bazı hallerde romantizm de iyidir.
On peut prendre son temps.
Eğlence, balık, gülüp coşmak ve romantizm.
Au menu : des rires, du poisson et beaucoup d'amour.
Eğer romantizm arıyorsanız bana söylemeyin.
Ne me dites pas que vous cherchez une histoire d'amour.
Romantizm için burada değiliz. Anlıyor musun beni evlat?
Nous ne sommes pas là pour marivauder.
Okurlarım romantizm delisidir.
Mes lectrices adorent les romances.
Şimdi heyecan ve romantizm zamanı. - Oh, harika. Nereye gidiyoruz?
Tu risques de devoir t'occuper seule ces prochains jours.
Hiçbir yere gitmiyoruz. Heyecan, romantizm.
Au revoir, mon chéri.
Kanında var romantizm
Dans votre cœur tout est bleu
Kısa süreli ve mutluluk veren romantizm.
Heureux et courts.
- Seni... - - Romantizm... Yakov İvanovich... -
Croyez-vous... au romantisme, Yakov Ivanovitch?
Beni içeren tek şey romantizm.
La seule chose dontje me contenterais, ce serait Ia romance.
Hangi romantizm? Eski bir romantizm mi?
quelle romance?
Evet, bu eski bir romantizm.
CeIIe-Ià même.
Romantizm.
Romance...
Seyahat. Heyecan, insanların hayatını etkileyen kararlar, romantizm. Heyecan.
Les voyages, l'excitation... les décisions affectant la vie des gens, le côté romantique, les frissons.
Ben romantizm aramıyorum Howard.
Je ne cours pas après l'amour, Howard.
Yıllar geçtikçe romantizm ölür, başka bir şey onun yerini alır.
Avec le temps, l'amour laisse la place à autre chose.
# İşte romantizm budur İnsana ikinci bir şans tanımaz.
Mais il est vrai qu'en amour On n'a qu'une chance
Çiçek yollamalıyım. Romantizm falan.
J'ai besoin de fleurs de m'échauffer, d'avoir du romantisme.
Mertlik ve dövüşün, romantizm ve heyecanın dünyası.
Un monde de chevalerie et de combat, de romance et d'excitation.
Dört nala giderken seri bir öpücük, ve romantizm sona erer.
Une bise éclair à toute vitesse et la liaison est terminée.
- Yo, dokuz ay önceyi tekrar düşün. - Süregelen bir romantizm olmalı. - Oh, evet.
Il y a neuf mois, il y a dû avoir un vent de folie.
Şey, zarif romantizm ve komedi kavramını takdir etmek için onu okumanız gerek.
Il faut le lire pour apprécier les comédies sentimentales.
Aynı yıl, Camille McRae, 1929 Pismo Sahili Kraliçesi, güzelik ve romantizm bulmak uğruna Hollywood'a geldi.
La même année, Camille MacRae, Reine des Moules 1929 de Pismo Plage, vint à Hollywood en quête de beauté et d'amour.
Ne yapayım, romantizm oldu mu dayanamıyorum.
Je vous jure... je suis nulle en amour.
Bu savaş ortamındaki romantizm sorunsuz gidiyordu ta ki Bay Matzerath ortaya çıkana kadar.
Ce jeune amour de guerre resta fidèle jusqu'à l'apparition de Matzerath.
Romantizm olmadan.
Pas d'amour.
Yine de fena olmaz ama romantizm bu değil.
- Pas très pratique pour flirter.
Saklı bir romantizm, hafifçe egzotik bir notayla çevrili.
Un romantisme ardent, légèrement corsé.. .. d'une note d'exotisme.
Bana bay romantizm derler.
Appelez-moi M. Romance.
"BÖLGE BAŞSAVCISI BU GÜN EVLENİYOR" "DAVAYA AZ BİR SÜRE KALA ROMANTİZM KONUŞTU"
Le procureur se marie aujourd'hui La romance sera racontée après le procès
Söyle ne beklyordun? Aşk ve romantizm mi?
Le grand amour?
Romantizm mi?
Romantique?