Saldır перевод на французский
30,374 параллельный перевод
Ancak Meclis saldırılarından sonra bazıları bunun, ülkenin ihtiyaç duyduğu emniyet sağlama yöntemi olduğunu söylüyor.
Mais suite à l'attaque contre le Capitole, pour certains, c'est le genre de contrôle dont ce pays a besoin.
El-Sakar, toplu kıyıma yol açan saldırılara meyilli.
Al-Sakar apprécie les attaques à grande échelle.
FBI, saldırının arkasında El-Sakar'ın olduğundan kesinlikle emin mi?
Avant d'agir, le FBI est-il certain qu'Al-Sakar est l'auteur des attaques?
Bu saldırının her aşamasında parmağı olan herkesi bulup lime lime etmek istiyorum.
Je veux retrouver chaque responsable qui a planifié cette exécution pour les déchiqueter.
Mevcut bilgiler saldırıyı El-Sakar'ın yaptığını gösteriyor.
Nous partons du principe que c'est l'oeuvre d'Al-Sakar.
Saldırıyla bağları olduğunu göstermek için ne gerekiyorsa yapın.
Faites ce qu'il faut pour confirmer ce lien.
- El-Sakar saldırıyı üstlendi mi? - Hayır, üstlenmedi.
- Al-Sakar l'a revendiqué?
Ama bin Ladin de İkiz Kuleler saldırısını aylar sonra üstlenmişti, yani...
- Non. Mais ben Laden a mis des mois avant de revendiquer le 11 septembre...
Terör saldırısının yapıldığı alana...
Lors d'un moment sombre...
Anlaşılan İHA saldırısı mümkün değil.
Une attaque de drone est impossible j'imagine.
Bu ısı kaynağı, o cephane kutularını pişirmeye başladığında, saldırıya uğradıklarını düşünecekler.
Dès que la chaleur commencera à cuire ses caisses de munitions, ils penseront qu'ils se font attaquer.
Meclis saldırısından tek başına sağ çıkan Kongre Üyesi Peter MacLeish günün erken saatlerinde Kuzey Virginia'daki evine...
C'était ce matin, le député MacLeish, seul survivant de l'attentat, est retourné chez lui,
Bu sabah bize yolladığı mesajda El-Sakar'ın saldırıyla doğrudan ilişkisi olduğunu doğruladı.
Ce matin, on a reçu un message de lui confirmant le lien direct entre Al-Sakar et l'attentat.
Saldırının arkasında kesinlikle El-Sakar'ın olduğunu doğruluyor.
Ça confirme sans ambiguïté qu'Al-Sakar est derrière l'attentat.
Bin kişiyi öldüren bir saldırıdan sağ çıkan tek kişisiniz.
Vous êtes le seul survivant d'un attentat qui a tué 1000 personnes.
Kim bu ya? Carter Dunne. Saldırıdan önce Basın Sözcüsü'nün üçüncü asistanıydı.
Carter Dunne, troisième assistant adjoint du porte-parole....
Alakası bile yok. Michigan'ın radikal güçlerin saldırısına uğraması bir yana kendine başkan demeye hiç hakkı olmayan bir adam demokrasimizin temel kaidelerini tehdit ediyor. MICHIGAN'DA RESTLEŞME
Le Michigan n'est pas seulement attaqué par les radicaux, mais notre chère démocratie est menacée par un homme qui n'a pas le droit de se nommer président.
Korktuğunu görürlerse saldırıyorlar.
S'ils sentent la peur, ils attaquent.
General, bir Amerikalıyı öldürebilecek bir saldırı için bastırıyor ve ben de ciddi ciddi bunu düşünüyorum.
Et le général Cochrane veut déclencher une attaque qui pourrait tuer un Américain. En fait, je l'envisage.
- İzinsiz bir saldırıya hazırlık.
Pour une attaque que je n'ai pas encore autorisée.
Cezayir'deki saldırı, plana uygun bir şekilde tamamlansın.
Je voudrais engager l'attaque en Algérie comme prévue.
Bir saldırı ekibi hazırlayayım mı?
On prépare une équipe d'intervention?
Uzaylı silahı kullanılarak yapılan başka bir saldırıda National City Çocuk Hastanesi zarar gördü.
On signale un nouveau cas d'humains utilisant des armes alien, l'hôpital pour enfants de National City a été endommagé.
Yeni binalarına yapılan korkunç saldırıdan sonra Çocuk Hastanesi için bir bağış galası düzenleniyor.
C'est un gala de charité pour l'hôpital pour enfants après la terrible attaque sur leur nouvel immeuble.
Kara, başka bir saldırı daha oldu.
Kara, il y a une autre attaque.
Muhtemel saldırıları araştıran ajanlarımız var.
Je ne pense pas. Nous avons des agents qui surveillent chaque cibles potentielles.
Merkez Bankası'nın güvenlik kameralarına sızıp saldırı nereden yapılmış diye baktım.
J'ai piraté les images de la vidéo surveillance de la banque centrale qui a été attaqué la nuit dernière.
Eğer o şey bir daha saldırırsa çok çok yavaş.
Trop doucement si cette chose attaque à nouveau.
Parazit bir organizmanın saldırısına uğradı.
Il a été attaqué par un organisme parasite.
Guardian adıyla tanınan kanunsuz için birden fazla saldırı ve cinayet suçlarından tutuklama emri çıkarttık.
Nous avons reçu l'ordre d'arrêter le justicier appelé "Guardian" pour plusieurs attaques et meurtres.
1994 yılında aynı bataklıkta cinsel saldırı olayı olmuş.
Il y a eu une agression sexuelle dans ce même marais en 1994.
Adamın iki yıl öncesinden bozulmuş bir cinsel saldırı kararı var ki ben bile nasıl öğrendiğini bilmiyorum çünkü dosya tamamen silinmişti.
Le gars a eu une plainte pour agression sexuelle il y a deux ans, et je ne sais même pas comment tu peux être au courant vu que l'affaire a été effacée.
Özel bir mesele, hanımefendi. Çünkü bozulmuş saldırı kararını konuşmaya gelmediğinizi biliyorum.
Car vous n'êtes pas là pour parler de cette plainte d'agression retirée.
Bunun yanında, Henry, Irene Doehner'in... torunu ile evlendi, "Hindenburg" saldırısında ölmesi gereken... ama ölmeyen.
À la place, Henry s'est marié avec la petite fille d'Irene Doehner, qui aurait dû mourir dans le Hindenburg mais n'est pas morte.
Evet, saldırgan kürtaj durumunda ceza öder. Veya kadın bebeği kaybederken ölürse ölüm cezası alır. Ama mesele bu değil.
Oui l'inculpé paie de dommages en cas d'avortement ou si la femme meurt aussi en perdant son enfant mais ce n'est pas là la question,
Saldırın!
Virez de bord!
Rance birkaç yıl önce ağır saldırıdan tutuklanınca iflas etmiş.
Non, Rance a été arrêtée pour coups et blessures il y a des années et la ferme a fait faillite.
Yani kadınlar cinayet işlediğinde, bunun sebebi genellikle bir erkek saldırısından kendilerini korumak istemeleri midir?
Est-il exact de dire que lorsque les femmes tuent, elles le font pour se défendre des agressions des hommes?
Kanepenin kolunu ısırıp attı. Her yere pisler ve gördüğü her yabancıya saldırırdı.
Il a bouffé l'accoudoir du canapé, chié partout et attaqué chaque étranger en vue.
Polis olduğunu söyleyen memura saldırı, tutuklamaya karşı koyma, mülke zarar.
Coups et blessures sur les mêmes, refus d'obtempérer, destruction de biens.
Yıkıcı bir saldırının bıraktığı izler daha çok yeni.
On a souffert d'une attaque terrible.
Savunmadan saldırıya geçiyorum.
Je passe de la défense à l'attaque.
Size ayrıntıları söylemeyi düşünmüyorum ancak Pasifik Eyaletleri'ne olan saldırımız devam ediyor.
Je ne pourrais vous donner les détails, mais notre invasion des États Pacifique est en marche.
Plânladığımız gibi hava saldırısı yaptığımız takdirde doktorlar ve çocuklarda dahil bir sürü sivili öldürürüz.
Avec une attaque aérienne comme prévue, on tuerait beaucoup de civils, y compris des médecins et des enfants.
Ulusal Güvenlik Ajansı'ndaki söylentiye göre Al-Sakar yurtiçi ve yurtdışında yeni bir saldırı plânlıyor.
La NSA indiquent de nouvelles attaques possibles d'Al-Sakar, chez nous et à l'étranger.
Astsubay John Denton. Kara saldırımıza liderlik edecek.
Le quartier-maitre John Denton sera le responsable de l'assaut sur le terrain.
Saldırıyı durduramadığımız için hepimiz kendimizi sorumlu hissediyoruz.
On se sent tous responsables de ne pas avoir stoppé l'attaque.
Saldırımak, yalan söylemek, tahmin etmek.
L'hostilité, le mensonge, la supposition.
Başka bir saldırı.
Il y a une nouvelle attaque.
Cinsel saldırı kurbanı var ya?
Cette agression sexuelle?
... saldırgan, kadının kocasının istediği ve yargıçların onayladığı miktarda para cezasına çarptırılacaktır.
face à un tribunal ".