Sanmam перевод на французский
3,956 параллельный перевод
Hiç sanmam.
J'en doute.
Geleceğini pek sanmam ama, ben varım.
Je ne peux pas imaginer ça, mais j'en suis.
- Bir sürü kişinim uygun göreceğini sanmam.
Je ne pense pas que beaucoup de gens vont être d'accords avec ça. Exactement.
Hayır, hiç sanmam. Bu başka...
Non, je ne pense pas que....
Sara muhtemelen onu ikna etmeye çalışmıştır ama geleceğini sanmam.
Sara a dû l'inviter, mais je doute qu'il vienne.
- Ben de öyle sanmamıştım zaten.
- Je n'ai pas pensé ça.
- Sorun edeceğini sanmamıştım.
- Je ne pense pas que tu veuilles bien.
Kızları onlarla tanışmak istediği için belki de. O'nun için de iyi olduğunu sanmam.
Sa fille voulait probablement juste les rencontrer je ne pense pas qu'ils soient bons pour elle non plus!
Yok, sanmam.
Non, je ne pense pas.
Öyle olduğunu sanmam.
Je pense que tu as tort.
Sanmam.
J'en doute.
Evet, zamanda yolculuk yapan bir nişancının resmini arananlar listesine koyabileceğimizi sanmam.
Ouais, je ne penses que nous pouvons mettre le visage d'un sniper qui voyage dans le temps dans la liste des personnes les plus recherchées.
Lord Varys'in sebzeli balık sevdiğini sanmam.
Je ne crois pas que Lord Varys aime la tourte au poisson.
Çocuklara göre bir öykü olacağını sanmam.
Je ne crois pas que ce sera approprié pour des enfants.
Sanmam.
Ça m'étonnerait.
Ama her ne olduysa, onu bir daha göreceğimizi sanmam.
Mais quoi qu'il arrive, je ne pense qu nous allons la revoir tant mieux.
Bunu bir daha yapacağını sanmam.
Je ne pense pas que tu vas refaire ça.
Bunların harf olduğunu sanmamız lazım.
On est censé penser que ce sont des lettres.
Açıklamak isterim, ama siz ikinizin anlayacağını sanmam.
Même si j'explique, vous pigerez pas.
Hiç sanmam. Geçen Ajan Farnsworth'muş.
On a la preuve que c'était l'agent Farnsworth.
Burnunu düzeltirdim ama buradaki popülariteni düşünürsek fazla dayanacağını sanmam.
Je réparerais bien le nez, mais il tiendrait pas longtemps, ici.
Sanmam.
Je ne pense pas.
Şerifle aynı evde yaşadığınıza göre izinsiz girmekten bizi tutuklayacağını sanmam.
Vous logez avec la shérif, je doute fort qu'elle nous arrête.
- Bunun olacağını pek sanmam.
Je ne pense pas que ça va arriver.
- Sanmam.
- Probablement pas.
Hayır, Emma'nın yapacağını sanmam.
Non, je doute que ce soit Emma.
Sanmam.
{ \ pos ( 192,215 ) } J'espère pas.
Bu sene yaşadığımız her şeyden sonra baloya beraber gideceğimizi hiç sanmamıştım.
Après tout ce que nous avons traversé cette année, Je ne pensais jamais que nous irions au bal de promo ensemble.
Ben balonun ortasında bir ağaç olacağını hiç sanmamıştım.
Je n'aurais jamais pensé que le bal de promo aurait un arbre en plein milieu.
Yeniden tekneye dönebileceğimi sanmam.
Ça m'étonnerait que j'arrive à retourner au bateau.
- Pek sanmam.
- Je crois pas.
Bu kadar abartacağını sanmamıştım.
Je pensais pas que ça deviendrait fou.
Sanmam- - um, Aslında Nick için soruyorum.
Pas moi, je pensais à Nick.
Sanmam, aslına bakarsan, bizden biraz daha zekiler.
Non, en fait ils sont un peu plus intelligent que nous.
O ikisinin bir işler çevirme ihtimali var mı dersin? Hiç sanmam.
Ils seraient de mèche?
Hiç sanmam.
je ne crois pas non.
- İyi olduğunu sanmam.
- J'pense pas que ce soit bon.
dağa çıkan kimse olacağını hiç sanmam.
Des gens vont à la montagne durant la saison agricole?
Bir yıldız olmadan yapabileceğimizi sanmamız idealist bir yaklaşımdı.
C'était idéaliste de penser qu'on pourrait le faire sans une star.
Kanunen işi zora sokuyorlar, yakın zamanda konuşacağını sanmam.
Elle évoque le 6e amendement. Elle ne parlera pas de sitôt.
- Ama yenebileceğimi sanmam.
Mais je ne pense que je puisse.
Konu neymiş acaba? Grayson'ların babasından ne kadar nefret ettiklerini düşünürsek işin hayra alamet olduğunu hiç sanmam.
{ \ pos ( 192,210 ) } Comme ils détestaient son père, c'est pas bon signe.
Bildiğiniz gibi kulüp sahibi Ukraynalı. Organize suçla ilişkisi olmasından şüphe ediliyor. Bu yüzden kimsenin pek konuşacağını sanmam.
Comme vous le savez, le club est tenu par par des intérêts commerciaux Ukrainiens ayant des liens présumés avec le crime organisé, alors je ne compterais pas sur quelqu'un qui commence à trop parler.
Seçme sansi verdiklerini bile sanmam.
Je doute même qu'elle ait eu le choix.
Hadi ben tamam da sen, hiç sanmam.
Je veux dire, moi, je comprends, mais toi je ne vois pas.
Bundan sonra da yaşayacağımızı sanmam.
Je doute que nous en ayons maintenant.
Sanmam.
Je crois pas.
Sanmam.
Non.
Gördüğünü sanmam.
Tu ne l'as sûrement pas vu. Et qu'est ce qui a été mauvais exactement?
Oraya bakarak bir şey bulacağını sanmam.
Vous ne le saurez pas en fixant le mur.
Kaygılanmayın zaten, öyle olduğunu sanmam.
Non, non.