Sanıyorum перевод на французский
8,397 параллельный перевод
Dün, yarattığı tehdit ve o hisardan indirilmesinin gerekliliği hakkında açık ve net konuştuğumu sanıyorum.
Je pensais avoir été clair hier concernant le danger qu'il représente et mon désir de le faire partir de ce fort.
Sanıyorum daha önce birbirinizle tanışmadınız.
Je ne crois pas que vous ayez été correctement présentés.
Ya buna bizden önce sen ulaşsaydın? Sanıyorum bu konuşmayı yapıyor olmazdık.
Si tu l'avais eu avant nous je ne pense pas qu'on aurait eu cette conversation .
Bu konuda bana güveneceğinizi sanıyorum.
Et je pense être digne de confiance.
Burada neden bulunduğumu sana çok açık ifade ettiğimi sanıyorum.
Je pense avoir été clair quant à la nature de mes engagements.
Burada işimiz bitti sanıyorum.
Je crois qu'on en a fini ici.
Biz kazandık... sanıyorum?
- C'est nous, je crois. - Non.
Sanıyorum geri gelmeyeceksin. Ki bu sorun değil.
En tout cas, je suppose que vous ne venez pas, ce qui est très bien.
- Öyle sanıyorum.
Je pense.
Devlerden biri, ki onun Kral olduğunu sanıyorum... * he sat alone in a chair at the end of the hall.
L'un d'entre eux, qui devait être le roi, était assis tout seul dans un fauteuil au bout du couloir.
Ve sanıyorum ki ona sadık olacaklar.
Et, je suppose, loyaux envers elle.
Sanıyorum bu sizin.
Je crois que c'est à vous.
- Sanıyorum o da bunu getiriyor.
J'imagine qu'il apporte ça.
Sanıyorum teknik olarak onları geri alıyor.
Donc techniquement il vous les reprend.
Sanıyorum ona göre daha olası geliyor...
Je suppose qu'elle pense que c'est plus probable que..
Sanıyorum ki puding e çıkacaklar.
Je pense qu'ils exploseront le pudding.
Sanıyorum ki Yüzbaşı McBrien da onları aramaya gitmiş, doğru mudur?
Je crois que le capitaine McBrien est à leur recherche, cela semble plausible?
- Bayan Whelan'ın kendi düşünceleri olacağını sanıyorum.
Miss Whelan a sûrement ses propres idées.
Yaranızın derin olduğunu sanıyorum.
Votre blessure doit être profonde.
Senin için faydalı olduğunu sanıyorum.
Je pense qu'ils sont bons pour toi.
Sizin yardımcı olabileceğinizi sanıyorum.
Je pensais que vous pourriez m'aider.
Hepiniz kadınsınız sanıyorum.
Vous êtes toutes des femmes je suppose?
Sanıyorum ki ben konuştuğumda bütün alfalar adına konuşuyorum.
Et quand je parle, considère que je le fais au nom de tout le monde.
Beni öldürürsen onu asla bulamazsın sanıyorum.
Je suppose que si tu me tues, tu ne la trouveras jamais.
- İyi yönettiğimi sanıyorum.
- Sentez-vous comme si je me débrouille bien. - Ouais.
Babanın başına ne geldi bilmiyorum ama iptal ettiğini sanıyorum.
Avec ton père, je pensais que tu annulerais.
Beğeneceksin sanıyorum.
Je pense que tu vas aimé.
Sanıyorum ki yer bulma büyüsü yapmak için kızını bulmak için.
Je suppose qu'il en a besoin pour un sort de localisation pour retrouver ta fille.
Sana güvenmemenin daha kötü olacağını anladığını sanıyorum.
Je crois qu'il a réalisé que ne pas te faire confiance serait pire.
Evet, sanıyorum ki Jackson'a sırrımız konusunda güveniyorsun.
En supposant que tu sois prêt à faire confiance à Jackson pour notre secret.
Gerçekten, öyle sanıyorum.
Pour de vrai, je crois.
Sanırım bagajı ben boşaltıyorum.
Je suppose que je décharge la voiture?
Sanırım şu anda hiçbir şey yapmıyorum.
Ouais. Donc je suppose que actuellement je fais... rien.
Bunu anlıyorum Binbaşı, fakat sanırım biz...
Je comprends, mais nous devrions...
Sanırım göğüs kırışması da yaşıyorum.
Mon décolleté commence à rider.
Sanırım babamın bahsettiğini hatırlıyorum.
Je pense que mon père m'en avait parlé.
- Sanırım bunu anlıyorum ama...
- Je comprends ça, mais...
Bunu bildiğini sanıyorum.
J'imagine que tu le savais.
Sanıyorum biraz ara verdi.
En pause bien méritée.
Sanırım hâlâ buna alışmaya çalışıyorum.
Je m'y habitue.
Ayaktan Elini, gıdıklamalı mıyım ya da sallamalı mıyımı hiç bilmediğim için ikisini de yapıyorum ve beni bu yüzden sapık sanıyor.
Je ne sais jamais si je dois secouer ou chatouiller son pied-main, donc je fais les deux, et il pense que je suis un pervers.
- Ben sanıyorum.
Je peut.
Yok, sanırım ondan gerçekten hoşlanıyorum.
Non, je pense que je l'aime vraiment bien.
Bana dedi ki, " Anne, sanırım ben kötü bir şey yapıyorum.
Il a dit, " Maman, je fais quelque chose de mal.
Ciddi bir şey yok sanırım, yoksa bir şey mi kaçırıyorum, Piku?
Rien de grave je suppose. J'ai raté quelque chose Piku?
- Ne yapıyorum sanıyorsun?
- À ton avis? - Arrête.
Bizim artık, sevgili gibi bir şey olamayacağımızı anlıyorum ama en azından bana karşı iyi davranırsın sanıyordum. İnsan gibi.
Et je comprends qu'on ne sera jamais petites amies ou je sais pas quoi, mais je pensais que tu serais peut-être sympa... ou polie avec moi.
Vücudunu, kutsanmış İlyas'ın öğretileri doğrultusunda Allah'ın şanı için yola getirdin ama biraz olsun bundan fazlası kibir ve terbiyesizlik olur ve ben bunu yasaklıyorum.
Tu as soumis ton corps aux enseignements du saint Elijah, pour la gloire d'Allah. Mais faire plus que cela, c'est auto-glorifiant et immodeste, et je te l'interdis.
Bilmiyorum. Sanırım yalnızca olanları anlamaya çalışıyorum. Herkes gibi.
Je sais pas, je crois que j'essaie de comprendre.
Hatırlıyorum. - Sanırım şehirde onu gördüm.
Je pense l'avoir vu en ville.
İğneleyici yorumları ve oflayıp püflemeleri anlamadığımı sanıyorsun ama anlıyorum.
Tu crois que je remarque pas tes sarcasmes et tes yeux levés? Et pourtant, si.