Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ S ] / Saygı

Saygı перевод на французский

28,061 параллельный перевод
Kadınlara saygım var.
J'essaie de respecter les femmes.
Büyüğünüze saygı gösterin, siktirin gidin!
Respectez vos aînées et cassez-vous de là!
Saygısızlık.
C'est un manque de respect.
Onu götürecek kadar bile saygıları yok.
Ils n'ont même pas eu le respect de l'emmener.
Saygımdan.
Par respect.
Hadi ama. Bunu seversin Star Trek bölümündeki gibi Nerede o, Kirk ve Komutan Romulan savaşırlardı ama her savaş sonunda karşılıklı saygıları artardı.
Allez, on dirait cet épisode de Star Trek où Kirk et le commandant Romulan se battent mais qu'à la fin, ils développent un respect mutuel.
Saygısını sunmak isteyen herkes kadar burada olmaya hakkım var.
J'ai tous les droits d'être là comme n'importe qui d'autre qui voudrait rendre hommage.
- Anneyle çocuğu arasına girmeye çalışan bir kadına saygı duyamam.
Ce n'est pas vrai. Je ne peux pas respecter une femme voulant se mettre entre une mère et son fils.
Sen, çaresizliğimden faydalandın ve buna büyük saygı duyuyorum.
Et tu as tiré avantage de ça, et j'admire que ce soit un bon accord.
Karşılıklı saygı nerede?
Où est le respect mutuel?
Vay be akademi dünyasının saygın bir üyesi gibi görünüyorsun gerçekten.
On dirait vraiment un universitaire respecté.
Carl bana saygılı davranıyor.
Carl me traite avec respect.
Bunu saygısızlık olarak gördü.
Elle trouve que c'est un manque de respect.
- Saygısızlık yapma Rick.
- Sois pas grossier, Rick.
- Bu camianın saygın bir üyesiyim ben.
Je suis un membre éminent de cette communauté.
- Saygıdan doğan aşağılama demek.
Une insulte générée par le respect.
Yeteneklerine saygı duydum.
Je respecte votre habileté.
Sana saygı ve sevgi duyuyorum ve çok değerlisin.
Je te chéris, te respecte et t'apprécie.
Dur biraz. Saygın karakter oyuncusu ve kanun kaçağı Margo Martindale teknende mi yaşıyor?
Vous me dites que l'actrice respectée et en fuite Margo Martindale vit sur votre bateau?
- Konu o değil. Konu saygı.
C'est une question de respect.
Saygılarımla, Ana Spanakopita.
Salutations! Ana Spanakopita.
- Evet, görüşüne saygı duyuyorum.
- Oui. Je respecte son opinion.
Bu arada tüm okuyucularının sana saygı duyduğunu, görüşlerini okumak istediğini bilsen.
De plus, tous vos lecteurs vous admirent et veulent avoir votre point de vue.
Katılıyorum. Galiba artık sana CEO olarak saygı duyuyorum.
Je te respecte enfin en tant que PDG.
Saygı gösterin millet, devam edelim!
Allez, on ne s'arrête pas!
Saygı, ciddiyet...
Du respect, du sérieux!
Sizinle konuşarak fikrimi değiştirmeye çalıştıklarını görmüyor musunuz? Saygısızlık ediyorsunuz. "Akvaryum'daki deli kadın" olarak beni tuzağa düşüreceksiniz.
Tu ne vois pas qu'en allant leur parler, derrière mon dos, tu me manques de respect, et je passe pour la "folle de l'Aquarius".
Ama haklısın, seni dinlemeyi ve saygı göstermeyi tercih ederim.
Mais oui, je préfère vous écouter et vous respecter.
Evin değil burası. Saygını koru yoksa ben de sana göstermem.
Montre-moi du respect, ou vous perdrez le mien.
Pastırmaya hiç saygı göstermiyorsun.
Tu n'as aucun respect pour le bacon.
Hem, anlamadığım şey Naziler neden De Gaulle'ün yazdığı geçiş iznine saygı duysun ki?
Et pourquoi les Nazis honorerait un sauf-conduit signé par De Gaulle?
Dahi bir arkadaşın olarak sana saygı duyuyorum.
Étant un autre génie, Je te respecte.
Saygılar.
Respect.
Saygısızlık etmek istemem, Bay Dannon, soruları kendim sormak isterim.
Sauf votre respect, j'ai moi-même quelques questions.
Saygılar, Jerry Cutler. "
"Bien à vous, Jerry Cutler."
Etrafa soruşturdum, haklıymışsınız, epey saygı görüyorlar.
Je me suis renseigné, ils ont très bonne réputation.
"Bütün kadınlara saygı göstermek zorunda olduğun gibi ona da saygı göstermek zorundasın."
Tu dois la respecter comme tu dois respecter toutes les femmes. "
Tek yaptığın onun hatırasına saygısızlık.
Vous n'avez fait que déshonorer sa mémoire.
İntihar etmeyecek kadar kendime saygım var.
Je m'aime trop pour me suicider.
Birbirimizi affettik ve kan bağımızın gerektirdiği saygıyı gösterdik.
Nous nous sommes pardonnées, nous avons rendu respect à nos liens de sang.
Daima kendisine karşı nazik, anlayışlı, sevgi dolu ve saygılı olduğunu söylemişti.
Elle a dit qu'il la traitait avec la plus grande gentillesse et le plus grand respect.
Majesteleri saygısızlık etmek istemem ama...
Majesté, avec tout le respect...
Neden oğluma saygı göstermeyip söyleyeceğini bitirmesine izin vermiyorsun?
Pourquoi ne montrez vous pas à mon fils le respect de le laisser finir de parler, qu'importe de ce qu'il a à dire?
Biraz saygı göster.
Montre un peu de respect.
Doğal doğuma saygı duyuyorum ama.
N'en déplaise aux grossesses naturelles.
Saygıdır işte bu.
Le respect.
- Saygı duyun!
- Respect!
Sana saygı duyuyorum.
Je vous respecte.
Ayağımıza gelip bize saygısızlık ediyorsun.
Je vous écoute!
Tüm saygımızla...
Avec votre respect...
Bu hakları korumak ve bu haklara saygı duymak, bizi biz yapan şey.
Ces droits sont ce qui fait de nous ce que nous sommes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]