Scanner перевод на французский
2,189 параллельный перевод
Telsizden duydum.
C'est le scanner.
Son kafa tomografinde beynindeki yaraların genişlediği görüldü.
Votre dernier scanner crânien indique que vos lésions cérébrales se rependent.
- Bay Whitman'ı tomografiye götürmeliyim.
- Je dois amener M. Whitman au scanner.
Devriyeye çıkmıştım. Tarayıcımdan bu çağırıyı duydum.
Je patrouillais et j'ai entendu l'appel sur mon scanner.
Nefes darlığını doğrulamak için CT çekin.
Et un scanner pour confirmer l'hyperinflation.
CT için bütün gün beklemek zorunda kalırdım.
J'aurais attendu la journée pour un scanner.
Bunlar, iki gün önce tomografi çektiğimizde orada yoktu demen gerekmiyor mu?
"C'était pas au scanner il y a 2 jours."
Epilepsi için EEG yapın, tümör var mı diye tomografi çekin.
Une seule façon de savoir. EEG pour l'épilepsie et scanner cérébral.
Kutner'e söyle tiroide reuptake taraması yapsın sonra da gidip dinlenme odalardan birisinde kestir.
Dites à Kutner de faire un scanner de la thyroïde avant de piquer un somme dans la chambre de garde.
Sana tiroit reuptake taraması yapacağız.
On vous fait passer un scanner de la thyroïde.
Tüm beden taramasında bulduğunuz o glikozsuz özenti kist alâkasız bir kist. Glikozu olan alâkalı fibroma.
Ce soi-disant kyste que vous avez trouvé au scanner, sans le glucose, n'est pas pertinent, avec, c'est un fibrome pertinent.
Tomografisi temizdi.
Rien au scanner.
Böylece tomografi ve MR'da görünmemiştir.
Sans apparaître au scanner.
Olağan sebepler, uykusuzluk ki hastada yok ; migren, yine hastamızda yok ve kafa travması olsaydı tomografide görünürdü.
Les causes : l'insomnie, qu'il n'a pas, les migraines, qu'il n'a pas et un trauma crânien invisible au scanner.
Tomografide gözümüzden kaçan mı?
Passée inaperçue au scanner?
Tarayıcı arkamızda.
Le scanner est derrière.
Ona hedefleme tarayıcısı deniyor.
Ça s'appelle le scanner de cibles.
Sana bir cihaz için randevu aldım.
Je te prends un rendez-vous pour un scanner.
En son ne zaman bir doktor seni kalp taramasına yolladı?
Quand as-tu fait un scanner du cœur?
Testi yaptırmak için de geri gitmedin, değil mi?
Et tu n'es jamais retourné faire ce scanner?
Bir tıkanıklık var mı diye bakmak için muayene randevusunu alınca, ofisine gidip yaptırmaya niyetlenmiştim.
Quand il a appelé le service du scanner pour prendre rendez-vous, je comptais sortir du cabinet et y aller.
İçinin rahat olması için neden gidip testleri yaptırmadığını hâlâ anlayamadım.
Mais... pourquoi n'as-tu pas passé ton scanner pour vérifier?
Bir tarayıcının ya da 20 dolarlık radyo frekans dedektörünün bu operasyonu bozmasını istemiyorum.
Je ne veux pas qu'un scanner ou un détecteur FB à vingt dollars fasse foirer l'opération.
Şu sersem tarayıcının şokundan bu yana zaten bulanığım.
Ça, c'est la faute de votre stupide scanner.
Tarayıcı, asıl DNA'na profiline bile sahip değil.
Le scanner connaît votre ADN originel.
X - ray makinası bulmanı mı istiyor?
Il veut que vous lui ameniez un scanner?
Hem de araştırma vasıflı mikro X-ray makinesi.
Un scanner de recherche A.P.S.
Devlet Malzeme Ofisine göre,... en yakın X-ray makinası şehir üniversitesinde.
Selon le G.A.O., le scanner A.P.S. le plus proche est à l'université d'État.
X - ray makinesi 312 numaralı odada.
Le scanner est dans la salle 312.
X - ray makinesi için geldim.
Je viens pour le scanner.
Tüpün kafasının X - ray üreticiden koptuğunu görebilirsen, sende söylersin.
Tu peux si le tube principal est desserré du scanner.
Makinenin sese karşı hassasiyetini deniyordum.
Je teste la résonnance du scanner.
Bir mahkum, bir x-ray makinesi,... ve eğlence parkında bir kutu.
Un condamné, un scanner, et une boîte dans un parc d'attractions.
X - ray makinesi ile ilgili bir şey mi?
Et le scanner?
tarayıcıyı nasıl kullanıcamı anlat.
Dites-moi comment utiliser le scanner.
Dinleyin! Tarayıcıyı fark edemeyeceği şeyleri kaydetmeye ayarladım ve şekli tersine çevirmiş.
Mon scanner enregistre ce qu'il ne détecte pas, et il inverse l'image.
Sizleri muayene edeceğiz sonra da sorguya alınacaksınız.
On doit vous scanner. - Et on vous debriefera.
Kelepçeleri makineye sokamadıkları için adamı masaya bağlamışlar.
Les menottes n'allaient pas dans le scanner. Ils ont dû l'attacher au Velcro.
Tarayıcılarıma göre, etrafta 320 adet sinyal mevcut.
D'après mon scanner, il y a 320 signaux à proximité.
Dürtüye cevap veriyor.
- Demande un scanner ou une IRM, pour être sûre.
- Onun iyi olduğunu söyledi. Ama CT taraması istemeyecek, ve kontrol etmeyecek.
Mais elle ne veut pas faire de scanner.
Görüşünün bulanık olduğunu ve bir tomografi daha yapmanı istediğini söylüyor. Hayır.
Il dit que sa vision est floue, il veut que tu fasses un autre scanner.
Ameliyat sonrası kontrolleri normaldi. Tomografiye ihtiyacı yok.
Son examen post-op était bon, il n'a pas besoin d'un scanner.
Hayır, taramalar negatifti.
Non, le scanner est négatif.
Archer Montgomery'nin ameliyat sonrası tomografisinin çekilmesini istiyorum.
J'aimerais que vous fassiez passer un scanner post-op à Archer Montgomery.
Archer'a bir tomografi daha yapılacak, sadece emin olmak için.
Alors Archer va passer un autre scanner pour être sûr.
Ameliyat sonrası tomografisi, her şey yolunda mı?
- Scanner post-op. Tout va bien?
Bir bölge taraması yapmayı başardık.
- Nous avons pu scanner la zone.
Spike, sana ihtiyacım var. Etraftaki tüm radyo sinyallerini taraman lazım.
Spike, tu dois scanner les fréquences radio.
Kendi tarayıcısı mı var?
Il a son propre scanner?
Başka ne olabilir ki?
Il faut faire un autre scanner immédiatement.