Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ S ] / Shirts

Shirts перевод на французский

981 параллельный перевод
Gömlek, çorap, çamaşır diş fırçası, pasaport, sigorta ve Modern Man in Search of a Soul.
T-shirts, sous-vêtements, brosse à dents, passeport, police d'assurance et un exemplaire de L'Homme à la découverte de son âme, de...
- Senin tişörtlerinden birini giyiyorum.
Je porte un de tes T-shirts.
Fotoğraflarını tişörtlerin ve mısır gevreği kutularının üzerine basacaklar. Onlar adına albümler çıkartacaklar, isimleri zincir restoranlarda kullanılacak, Tanrım bilemiyorum!
en mettant leurs photos sur des T-shirts et des boites de céréales... en signant avec des maisons de disques, en donnant leur nom à des restaurants, et que sais-je encore
gömlek, eşarplar... portakal çiçeği kokusu.
Chemise, T-shirts, parfum de fleur d'oranger.
"Dünya Hakimiyeti" tişörtleri BBC, Dünya Hakimiyeti Kısmı, Cardiff'ten temin edilebilir.
T-shirts "Domination mondiale" disponibles à la BBC, Service Domination Mondiale, Cardiff.
Alın "Tommy" tişörtlerinizi, çıkartmalarınızı alın ve parçalayın aynaları!
Achetez vos T-shirts Tommy et vos autocollants... et vos miroirs Tommy à briser!
Elmaslı tişört giymişlerdi.
En T-shirts à paillettes.
Haydi, üstünü çıkar.
Enlevez vos T-shirts.
Ama şifoniyerin üzerinde duran tişörtlerden birini verebilirsin.
Mais passe-moi un des T-shirts qui sont derrière.
Beyler, buraya geldiğinizde üstünüzde kıyafetleriniz vardı.
Vous aviez des T-shirts quand vous êtes arrivés.
Hadi Spicoli, üstünü geri giy.
Allez, Spicoli, remettez vos T-shirts.
Hayatını müzikal yapmayı bile düşünüyorlar.
Ils vont faire une comédie musicale. Il y a des Tee-shirts avec sa photo.
Ceket, tişört, diş fırçası gibi şeyler alacağız.
Il faut des vestes, des T-shirts, des brosses à dents, tout ça.
- Burada George Gervin tişörtü satmıyorlar.
Ils n'ont pas des T-shirts de George Gervin ici.
İki hediyelik tişört bir kupa, bir kolye ve bir, iki, üç posta kartı...
Deux T-shirts souvenirs... une tasse, un pendentif nacré et une, deux, trois cartes postales.
Tişörtler!
Tee-shirts!
Tişört alın!
Achetez des tee-shirts!
Tişörtlerinizi çıkarın.
Enlevez-moi ces T-shirts.
Ya aynı tişörtü giyersiniz, ya da hiç giymezsiniz.
On porte tous les mêmes T-shirts, ou rien.
Tişörtlerinizi çıkarın.
Otez-moi ces T-shirts.
Ortama uyum sağlayın. Zorlukları aşın. Hemen çıkarın ulan tişörtleri!
Alors, ça valse, ces putains de T-shirts?
Haftaya, Hristiyan T - Shirt Shop'a karşı oynayacağız.
La semaine prochaine, on jouera contre le magasin chrétien de T-shirts.
Ne yapmam lazım? Tişört giymeyi mi bırakayım?
Arrêter de mettre des T-shirts?
Tişört ve gömleklerimin bazısı orada ama kendin bulman lazım.
Il y a des t-shirts à moi, mais sers-toi.
Tişörtlerim var, ne istersen.
J'ai des T-shirts, tout ce que vous voulez.
Al'in tişörtleri tekrar beyazlamış.
Les T-shirts d'Al sont à nouveau gris.
- Tişörtleri çok severim.
Ce que je veux, c'est des T-shirts.
Butiği, Club Med'i veya tişörtü olmayan bir kasaba.
C'est un village sans boutiques... ni Club Med, ni T-shirts.
... diye bağırmak için uygun bir yer olduğunu sanmıyorum.
"Hé, mouillons les T-shirts des femmes pour comparer leurs nichons!"
T-şort veya çıkartma istersen, sana bir şey ayarlarım.
S'il vous faut des T-shirts, je peux vous arranger ça.
Çünkü içinde yüz tane tişörtün var.
C'est parce que tu as cent tee-shirts, là-dedans.
Bazılarını atabiliriz.
Débarrasse-toi de quelques tee-shirts.
Üstü yapmak ne kadar vaktini aldı?
Combien de temps il t'a fallu pour faire ton T-shirts?
Az parayla T-Shirt alabilirsiniz, tatil yerinizden fotoğraflar ve mektuplar bile...
Pour quelques crédits de plus, nous fournissons tee-shirts, photos de vous en croisière, et même...
Tişörtlerimi satıyorlar.
Je fais vendre des t-shirts.
- Tişört satışlarından % 50 alırız.
On a 50 pour cent sur les T-shirts.
CD'lerimiz var, tişörtlerimiz var...
On a des CD, des T-shirts, des...
Yine öyle koştuğum başka gün tüm parasını tişört işinde kaybeden bir adam yüzümü bir tişörte basmak istedi ancak pek iyi çizemiyordu ve fotoğraf kamerası da yoktu.
Une autre fois, je courais et un type qui avait fait faillite dans les T-shirts voulait en faire à mon effigie. Il ne pouvait pas dessiner et n'avait pas d'appareil-photo.
O zaman göbeğimi belli etmek için iki beden küçük bir tişört giyerdim.
Si j'en avais une, je mettrais des. T - shirts ajustés, pour la souligner.
Tüm tisörtlerden ben sorumluyum - bisiklet yaka, V yaka, fitilli, ne varsa.
Je suis responsable de tous ces T-shirts, décolletés, en V, côtelés, et tout le reste.
Tişörtlerin benim dolabımda.
Tes t-shirts étaient dans mon placard.
5 tişört'ün üzerinde de "en iyi tatil" yazmasını istiyorum.
Je veux que les 5 T-shirts disent : "Les meilleures vacances."
"Hayat böyle." "boktan şeyler olur" Nerden öğrendin, tişörtlerden mi?
Où tu vas chercher tout ça? Sur les T-shirts?
Hayat boktandır. Ben tişörtlerin öğrencisiyim!
"La vie est dégueu." C'est écrit sur les T-shirts
Lânet olsun. Ama hiç şansın yok küçük adam. Tişörtümü mü istiyorsun?
On échange nos tee-shirts, le tien me plaît bien... le mien... mon tee-shirt de Sandino.
Çocuklar... Çocuklar ne tür... Çocuklar hangi beden T-shirt giyiyorlar?
Quelle taille, les T-shirts des gosses?
Oyuncaktan söz etmişken, üstünde resmimiz olan... o bardaklar, beslenme çantaları falan var ya...
Au fait, tu sais, ces mugs, ces T-shirts, ces paniers-repas... à notre effigie?
Birkaç tane tişört al.
Tenez, prenez quelques t-shirts.
Dünya Ticaret Merkezinin yanında tişört satıyor.
Il vend des t-shirts dans la rue.
Tişörtlerinizi alın!
T-shirts! Demandez vos T-shirts!
Çocuklara bir iki T-shirt almak istiyorum.
Je veux leur offrir des T-shirts.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]