Shogun перевод на французский
433 параллельный перевод
Muzaffer Komutan Yoshitsune Kyoto'ya yürümeye hazırlanmaktaydı ama kuşkulu Shogun Yoritomo öz kardeşinden bile rahatsız olmaktaydı.
Leur vainqueur, Minamoto no Yoshitsune, aurait dû reprendre le chemin de la capitale, après ses valeureux faits d'armes. Mais le shogun Yoritomo, connu pour sa grande méfiance, croit les médisances de son vassal, Kajiwara, et décide d'éliminer Yoshitsune, son cadet.
Bunlardan dolayı Efendi Yoritomo Kaga veya öyle bir yerlerde beklemekte kendi öz kardeşi Efendi Yoshitsune ile savaşmak için.
Le shogun Yoritomo a cru les calomnies du seigneur Kajiwara et s'est brouillé avec son frère cadet, Yoshitsune.
General dahil kimsenin gözünün yaşına bakmamalıyız.
Nous ne pouvons épargner ni les gardes ni le shogun.
General Kamakura Yoshitsune ile hasım olduktan sonra beni burada görevlendirdi.
Ils sont sept, déguisés en ascètes des montagnes. Le shogun nous a donné l'ordre de surveiller cette passe.
Ben burada komutanımın emirlerini uyguluyorum bir kişi bile geçemiyecek.
C'est hors de question. Je me dois d'obéir au shogun. Je n'autoriserai le passage à aucun ascète.
Bunlar generalin emirleri.
Ordre du seigneur Kajiwara! Non, ordre du shogun!
Hepsi cehennem olabilirler.
Bon sang! Puissent-ils tous pourrir en enfer! Les gardes comme le shogun!
Bu Klan, İmparatorluk Hanedanı'ndan gelmektedir. Bu aile, doğrudan kan bağıyla Tokugawa Shogunu'na bağlıdır. Onlar yüce Ieyasu Tokugawa'nın soyundan geliyorlar.
Elle descend de l'empereur Seiwa par la famille Genji, famille alliée aux Matsudaira du château de Mori, d'Idzumo, alliée aussi à Iesayu Premier, shogun Tokugawa.
Merkezi Hükümet'in senden haberi olsaydı, sorumlu biz olurduk.
Si le shogun en était avisé, ce serait un scandale!
Shogun'un hocasını ne zaman göreceksiniz?
Quoi? Vous n'allez pas voir le maître du shogun?
Lord Yagyu, seni Shogun'a tavsiye edebilirdi.
Le seigneur Yagyu vous aurait engagé s'il vous avait vu.
Shogun'a hizmet etmiş onurlu bir okuldur.
C'est notre famille qui enseigne au shogun.
Ama yine de, ustaları, Efendi Shogun'un öğretmeni.
Certes. Mais ils restent des élèves du maître du shogun.
Efendi Hosokawa'nın öğretmeni olursan sana saldırmaya cesaret edemezler.
Si tu deviens le maître du shogun Hosokawa, nul ne te touchera. Pas même les élèves d'Obana.
Himaye aramaktan hoşlanmam.
Je ne veux pas de la protection du shogun.
Obana okulu seni düelloya çağırırlarsa, Efendi Hosokawa'nın öğretmeni olarak dövüşebilirsin.
S'ils te défient en duel, tu pourras combattre en tant que maître du shogun!
Bu hanın sahibi sen değilsin, değil mi?
T'es pas chez le shogun, t'es dans une auberge, ici!
" Efendi Hosokawa'nın öğretmeni olarak resmen görevlendirildim ve Kokuro'ya, onun yerine gidiyorum.
Le shogun Nosokawa m'a engagé comme maître d'armes. Je vais partir vivre à Kokura.
Amerika Birleşik Devletleri'nin Japonya başkonsolosu olduğumu söyle ona. İki yıl önce Shogun'ları ile Amiral Perry arasında imzalanan antlaşma uyarınca burada bulunduğumu söyle.
Dites-lui que je suis Consul Général d ´ Amérique au Japon et que j ´ arrive conformément au traité signé par leur Shogun et par le Commodore Perry il y a deux ans.
O mantıklı kişilerin okuyacağı umuduyla Ekselansları Shogun'a iletilmek üzere buradaki pozisyonumun konsolos olarak kabul edilmesi talebimi içeren bu resmi mektubu size veriyorum.
Dans l ´ espoir qu ´ ils en prendront lecture je vous remets une lettre officielle pour le Shogun. Je lui demande respectueusement de me reconnaître comme Consul.
- İmparator değil Shogun.
- Au Shogun pas à l ´ Empereur. - Très bien.
- Pekâlâ. " Japon Shogun'u ile...
" Parler au Shogun du Japon
" Şu ana kadar Shogun ile temas kurmayı başaramadık.
" Jusqu ´ ici il m ´ a été impossible de prendre contact avec le Shogun.
Korkarım Edo'ya girdiğimizde Shogun biraz hayal kırıklığına uğrayacak.
Le Shogun sera déçu en nous voyant arriver à deux tout seuls.
Siz Shogun'umuz adına karşılıyorum.
Je vous salue au nom du Shogun.
Yarın Ejder Saati'nde size Shogun'un huzuruna çıkmak üzere eşlik edeceğim.
Demain à l ´ heure du Dragon je vous escorterai jusque devant le Shogun.
Uzak ülkeden gelen konuğun Shogun'a takdim edilmesi ve şükranlarını sunması.
Présentation au Shogun. Le visiteur lui exprimera sa gratitude.
Shogun herkese tatlı rüyalar diler.
Le Shogun souhaite que vous dormiez bien.
Shogun'un evini yüzyıllardır yalnızca Japonlar görmüştü.
Depuis des siècles seuls des yeux japonais avaient vu cette demeure.
Hiroshima Kalesi üzerinde yapılan tamirat çalışmaları sebep gösterilerek Tokugawa monokrasisinin verdiği mantıksız ve tek taraflı bir hüküm neticesinde 1619 yılının haziran ayında efendim Masanori Fukushima, hiç bir kabahatleri olmamasına rağmen açlığa ve sefalete terk edilen 12.000 hizmetlisini arkasında bırakarak Kawanakajima'ya sürgüne gönderildi.
Le Shogun prit ombrage des travaux entrepris à notre château et ordonna la dissolution de notre clan. Ainsi, les 12 000 gens de Geishu se trouvèrent sans emploi.
Daha yeni çiftçilerin bölgelerinin lağvedilmesini anlarım ama nesiller boyu Tokugawa'yı destekleyen çiftçilere bu kadar sert çıkmak ne demek oluyor?
Pourtant ils sont alliés aux Tokugawa. Le Shogun devient intraitable.
Mutlak idarenin taşra lordlarını ortadan kaldırmak yönünde güttüğü acımasız politika sebebiyle sayısız samuray efendisini kaybetti ve cehennemin derinliklerinde başıboş dolanmaları için sürüldü.
La politique du Shogun en abolissant des clans sème la misère parmi les samouraïs.
Sizi kışkırtmalarına izin vermeyin. İmza Kikui, Shogun'un büyük müfettişi.
" La population doit rester calme et ne pas se laisser entrainer.
Kızıma yalakalık yaparak Shogun'un gözüne girmeye çalışıyorsun.
pour devenir fournisseur du Shogun et vendre tes produits au Palais.
Namiji yüzünden Shogun her dediğimi yapıyor.
J'ai un ecertaine influence sur le Shogun car Namiji lui plaît énormément.
Shogun acımasız bir adam. Güçlü olabilirim ancak özel yönetime karşı gelemem.
Le Shogun est un homme très dur, la vie au Palais est sévèrement réglée.
Hazine dolabı Shogun'dan gelen hediyelerle dolu olmalı. Hâkimken aldığı rüşvetlerle de doludur mutlaka.
La chambre aux trésors doit être pleine dedons du Shogun et de pots-de-vin reçus quand il était magistrat.
Shogun'nun Namiji'ye olan ilgisinden ötürü gurur duruyor.
Il n'y a rien à craindre. Il fait le fier à cause de Dame Namiji.
Shogun'a hizmet etmekten mutluymuşum gibi konuşuyorsun.
Tu parles comme si j'étais heureuse de servir le Shogun...
Shogun'un nasıl biri olduğunu tahmin edemezsin.
Tu ne sais pas comment est le Shogun.
Burası Lord Dobé'nin evi, Shogun bile ondan korkar.
Le Shogun lui-même a peur du seigneur Dobé.
Ancak niye Dobé'ye karşı böyle mütevazi davranıyor? Ya Shogun'un Namiji'sine karşı?
Alors pourquoi se soumet-il aux caprices du rapace Dobé et de sa petite Namiji?
Shogun'un metresiymiş, çok güzel olduğu söyleniyor.
Le Shogun est son esclave et sa beauté est célèbre dans tout le Japon.
Er ya da geç benim için Shogun'u terk edecek.
Tôt ou tard, elle quittera sa maison et le Shogun pour me suivre.
Özel yönetimdeki görevliler ileriyi görebiliyorlar.
Les conseillers du Shogun n'ont pas froid aux yeux.
Zayıf bir Shogunate'ye ve yozlaşmış tacirlere karşı ayaklandılar.
Le peuple affamé se révolta contre le Shogun et la corruption des marchands.
Shogun beni övdü, insanlar bana saygı duydular.
Je suis maintenant très populaire.
Dün itibariyle Shogun'un hanımı değilsin artık.
Depuis hier, vous n'êtes plus la maîtresse officielle du Shogun.
Bu ciddi bir mesele.
Le shogun dispersera les biens.
Efendi Shogun'un öğretmeni mi?
Le maître d'armes du shogun?
Ama Shogun'un adamları ve bu Kikui eğer tepkilerinizi yargılarlarsa... dinlemeyi bilin!
Mais le flic du Shogun, ce Kikui... si j'en juge par vos réactions : "ll sait écouter! C'est un pur!"