Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ S ] / Sincere

Sincere перевод на французский

50 параллельный перевод
Ama sadece, sana karşı dürüstüm.
Seulement avec vous, c'est sincere.
Dürüst ol.
Soyez sincere.
Önce özel birliklerden Çavuş Ernest Lee Sincere'den moda yorumu.
Flash mode par le Sgt des Chocs, Yves St. Leo.
- Tamam. - Güle güle. - Hoşçakalın.
D'accord, mais je suis sincere.
İçimden geldi.
Je suis sincere.
Biraz ağır, ama bir şarkı için aldım.
un peu râpeux, peut-etre, mais sincere. Je l'ai a tres bon prix.
Ama söylediklerin gerçek miydi?
Mais vous etiez sincere?
Kiminle konuşma şerefine eriyorum bilmiyorum, | ama bu aptal düelloyu durdurma... çabalarınız için, ben Shigeaki, bu bölgenin Lordu, | size içten şükranlarımı sunarım.
J'ignore a qui j'ai l'honneur, mais, pour avoir arrete ce duel stupide... moi, Shigeaki, seigneur de ce fief, vous exprime ma sincere gratitude.
- Çok ciddiyim.
- Je suis sincere, papa.
- İyi rol yapıyorsun. - Sen neden bahsediyorsun? - Ona sarılmandan ve bakışlarından söz ediyorum.
Votre numéro, l'accolade, le regard sincere...
Diğerleri gibi palavracı değilsin, gerçeksin değil mi?
T'es pas un faux cul de plus? T'es sincere?
Duygularımı ve ya sadıklarımı sizinle paylaşmazsam pek dürüst bir gergedan olamam değil mi?
Si je ne partageais pas avec vous... ce que j'ai ressenti et ce que j'ai subi... je ne serais pas un rhino tres sincere.
Hayır, her kelimeyi kastettin.
Non, vous etiez sincere.
Devon'la ilgili söylediğim güzel şeyler konusunda ciddiydim.
Mon éloge de Devon était sincere.
Bunda da ciddiyim.
La aussi, je serai sincere.
Genel olarak, nihilist bir ahmaktım, hep dalga geçerdim ve diğer zamanlarda çok kırılgandım ve çok içtendim.
Often it is a nihilistic idiot... fottutamente sarcastic and others are very vulnerable and sincere.
" Ve içtendi ruhu
" And his soul sincere ( et son âme sincère )
Açıkçası, Mr. Triboulet'ten 3 gündür haber alamıyoruz. Ve elçilik endişelenmeye başladı.
Ecoutez, pour etre tout a fait sincere heu, on est sans nouvelles de monsieur Triboulet depuis trois jours et on commence tout doucement a s'inquiéter nous-memes ici au niveau de l'ambassade.
Gerçek bir kalpten asla şüphe duyulmaz.
L'AMOUR SINCERE REMPLACE LE DOUTE
ABD nin işine karışma niyetimiz olmadığını belirterek ve gerçek bir müttefikiniz olarak bunu size vermemin vazifem olduğuna inanıyorum
Sans faire d'ingérence dans les affaires américaines, je pense que je dois, en tant qu'allié sincere des Etats-Unis porter a votre connaissance ceci.
Bu çok samimi görünüyordu.
Cela semblait sincere.
O kadar ki, iletişim kurmaya çalışıp ve samimi olduğunda bile düzmece geliyor.
Tellement afin même quand t'essayes de convaincre et d'être sincere, ça apparaît comme faux
Öyle bir ilişki istiyorum ki derin olsun... içten, mücadele isteyen, korkutucu olsun.
Tu sais, je veux avoir une relation profonde et sincere et avec des challenges et qui fait peur
Gerçek aşk öpücüğü olduğunu söylemiş.
Il disait que c'etait un baiser d'amour sincere
Ama yalnızca.. ... gerçek aşk öpücüğüyle.
Mais pour cela il faudra... un baiser d'amour sincere
Gerçek aşk öpücüğü mü?
Un baiser d'amour sincere
O şekilde lanetledim çünkü gerçek aşk öpücüğü diye bir şey yok.
Je lui ai lance ce mauvais sort parce que l'amour sincere n'existe pas
- Evet, gerçek aşk öpücüğü!
Oui, le baiser d'amour sincere 7?
Gerçek aşk öpücüğü olmalıydı!
Ca devait être un baiser d'amour sincere!
Gerçek aşk yokmuş.
Est-il amour plus sincere?
O dürüst, samimi, sempatik ve gerçekçi!
Honnête, sincére, gentil... Digne de confiance.
İçten konuşuyor gibi.
Il a l'air sincére.
- Frank, söylediklerinde içten misin?
Tu es sincére?
Ve bunu dürüstçe, içtenlikle yapıyor.
Il le fait de façon honnête et sincére.
Sonra da söyleyemedim çünkü o zaman ilişkimizin gerçek olmadığını düşünürdün.
Je ne pouvais plus, car tu aurais pensé que je n'étais pas sincére avec toi.
- Ben ciddiyim.
Je suis sincére.
- Bunu içten mi söylüyorsun?
Tu es sincére? Non.
Eğer inanırsan, olacaktır.
Qui est sincére obtient tout.
Umarım beraber mutlu olursunuz.
Je suis sincére.
Sence ben samimi miyim?
Tu penses que je suis sincére?
Sadece dost olacağımızı da söylediğimi biliyorum. Ama kalbimden geçen şey bu değil.
Je sais que je dis qu'on est juste potes, mais ce n'est pas sincére.
Gülümseyişinden ciddi olduğu anlaşılıyordu.
Et de voir dans son sourire qu'il est sincére.
Samimi olmaya çalışıyorum.
J'essaie d'être sincére, lá.
Sen son derece samimisin.
Vous êtes trés sincére.
Gördün mü?
J'essaie d'etre sincere,
- Daha içinden gelerek.
- Il faut être sincére.
Tanrı'ya olan sevgin samimi değil.
Ton amour de Dieu n'est pas sincére.
Bana biraz samimiyetten uzak geldi.
Ca a l'air trop spontané pour être sincére.
Kandırmıyorsun değil mi beni?
- T'es sincére?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]