Solon перевод на французский
40 параллельный перевод
Hepiniz baş savcımızı tanıyorsunuz, Sire Solon.
On ne sert personne, Baltar.
Hepiniz baş savcımızı tanıyorsunuz, Sire Solon.
Vous connaissez le prosécuteur, sire Solon.
İfademi Solon'un tanıklığında verdim.
J'ai fait ma déposition à Solon.
Solon ne Borias ne de benim sevgimi biliyordu.
- Oui. Solan n'a pas connu l'amour de Borias ni le mien.
Anlamıyorum ama doğru. Solon da bunu hissetmiştim. Şimdi de hissediyorum.
Je n'y comprends rien, mais c'est comme avec Solan.
Senin de benin kadar solon var.
Tu as autant de solo que moi.
İkimizin de Solon'la ilgili pişmanlıkları var.
J'ai des regrets moi aussi.
Artık aşağıya inebilirsin, Solon.
Tu peux descendre, Solan.
Solon...
Solan!
Solon, buraya nasıl geldin? Cennet bahçelerinde olman gerekirdi.
Pourquoi tu n'es pas dans l'Elysée?
Gabrielle... Miğferi alır almaz Solon'u cennet bahçelerine götürüyoruz. Hadi.
Gabrielle, on prend le casque et on emmène Solan dans l'Elysée.
Solon, hadi.
- Viens!
Solon... Senin için neyin en iyisi olduğunu biliyorum.
- Je sais ce qui est mieux pour toi.
Dinle, Solon. Seni düşünmeden geçirdiğim tek bir gün bile yok.
Ecoute, Solan... il n'y a pas eu un seul jour où je n'ai pensé à toi.
Git! Kaç, Solon!
Cours!
Solon, şurdaki geçiti görüyor musun?
Tu vois la brèche, là-bas?
Solon... Sana işaret verdiğimde, miğferi başına takıp geçite koşmanı istiyorum.
Solan, quand je te le dirai, enfile le casque et cours vers la brèche.
Solon, koş!
Solan, vas-y!
Tartarustayken Solon koydu adını.
- C'est Solan qui l'a choisi.
Bunu duydun mu, Solon?
Tu entends, Solan?
Solon
Solan?
Solon...
Solan...
Solon... Lütfen.
Solan... je t'en prie!
Şimdi hemen çık oraya, solon başlamak üzere!
Maintenant sors de là! Ton solo approche!
Senin solon biraz...
Ton solo est un peu...
Eminim hepiniz Missisipi eyaletinin, hiçbir kumarhanenin kara sınırlarında olamayacağı yasasını biliyorsunuzdur.
Les "Solon" de l'Etat du Mississippi, c'est-à-dire ses législateurs, ont décrété qu'aucun cercle de jeux n'y serait toléré sur la terre ferme.
Bu arada Heath, sana söyleme fırsatı bulamadım, geçen hafta kilisedeki solon çok güzeldi.
Au fait, Heath, je n'ai pas eu l'occasion de te dire que ton solo à l'église était très bien la semaine dernière.
Zola ve Pisagor ve Batlamyus
" Solon et Pythagore ainsi que Ptolémée,
Bu sabahki çalışmada solon bir harikaydı.
Ton solo à la répétition ce matin était super.
Efendinizin rakibi Solonius'un eğitimsiz adamlarına karşı savaştı.
Il a combattu les hommes de Solon, faibles et mal entraînés, Solon, le rival du Maître
Şimdi caz hakkında pek bir şey bilmem, ama şunu söyleyebilirim, solon yükseldiğinde üflesen iyi olur.
Bon j'y connais rien en jazz, mais pour ce qui me semble, quand c'est l'heure de ton solo, vaut mieux y aller.
Bu senin solon.
Ton solo.
- İsa aşkına Stet, ilk solon.
Stet, c'est ton premier solo!
Solon nasıldı?
Comment était ton solo?
- Peki ya senin çelik davul solon? - Bence onu kesmemeliyiz.
Et si enlevait ton solo de pan?
Savcı Solon.
Opposant Solon.
Solon!
Solon!