Suicides перевод на французский
642 параллельный перевод
O kadına geri dönersen bu intihar olur.
Retourne chez cette poule et tu te suicides.
Ancak kendini öldüresiye dövmezsin.
Sauf que ça semble improbable que tu te suicides en te tapant dessus.
Yalnızca Berlin'de 160 intihar vakası vardı.
160 suicides rien qu'à Berlin.
Kimse bunu yapmanı senden istemedi, sen kendi kendini öldüreceksin!
Personne te demande de faire ça! C'est du suicides!
ÇÖZÜLEMEYEN CİNAYETLER 3. ŞÜPHELİ İNTİHARLAR 4. YABAN HAYATI GÖÇLERİ 5.
MEURTRES IRRESOLUS, SUICIDES PRESUMES, MIGRATIONS DE LA FAUNE
Sahip olduğun paranın yarısını Lucy'e verecek ve onu yalnız bırakacaksın veya hemen şimdi intihar edeceksin.
Soit tu lui donnes la moitié de l'argent et tu la laisses tranquille, soit tu te suicides maintenant.
Gazetelerse kendini vuran insanları okursunuzy ya.
On lit souvent des histoires de suicides.
Küçük Eleonora : 80 000 hektar, ve iki intihar girişimi.
La petite Eleonora, 80000 hectares, deux suicides manqués.
Çok intihar vakası oluyor.
Il y a eu beaucoup de suicides récemment.
Hayat romanlar gibi değildir. Romanlar ve gözyaşları. Romanlar ve intiharlar.
Les romans, ça cause du chagrin, des suicides... ça rend malade!
Bilgisayarla savaşmaz, insanları sürü halinde intihar istasyonuna sokmayız.
Nos guerres ne sont pas virtuelles, nos victimes ne sont pas des suicides.
Söylesene Harold, bu intiharlardan... kaç tane yaptın?
Dis-moi, Harold, combien de ces... suicides as-tu commis?
Savaş döneminde intihar oranı düşer.
En temps de guerre, il y a moins de suicides.
Tabii ki intihar eden birkaç kişi olmuyor değil.
Mais on a quelques suicides.
İki defa elektrik, iki defa asıldım. Birkaç defa da intihar. Bilmiyorum kaç defa da kazalarda öldüm.
2 électrocutions, 2 pendaisons... quelques coups de poignard, quelques suicides... je ne sais combien d'accidents, mais jamais de mort naturelle.
- Bir intihar daha!
- Deux suicides d'affilée.
İntiharlar.
Suicides.
İntihar.
Aux suicides.
Bir sürü kalp krizi geçiren, intihar eden var.
Des crises cardiaques, des suicides.
Keşke Vermin'de de böyle yemekler yiyebilseydik. İntihar oranı kesin azalırdı.
Si on mangeait comme Ça â Vermine, il y aurait moins de suicides.
İntihar edenler.
Des suicides?
İntihar var mı?
Des suicides?
Gün. Harkonnenler, Arrakis'in ilk yöneticileri arkalarında bir dolu intihar birlikleri bırakacaktır.
L'on savait que les Harkonnens, leurs prédécesseurs... laisseraient derrière eux de nombreux soldats-suicides.
Bu doğru. En yüksek intihar oranları, bayramlarda görülür.
C'est pendant les fêtes qu'il y a le plus de suicides.
Gece geç saatlerde Manhattanda üç adet intihar olmuştur, Hepsi yanlız adam olarak vasıflandırılmış.
Il y a eu trois suicides à Manhattan hier soir... tous caractérisés d'homme seul.
Hayat, bir dizi intiharlar, boşanmalar tutulmayan sözler, içine edilmiş çocuklar ve bir sürü şeyden ibaret.
Oui, la vie est une suite de suicides, de divorces, de promesses pas tenues, d'enfants bousillés...
- İntihara meyilliler için...
- Les suicides, ce genre de trucs.
Papazın kellesini isterler.
Rois suicides.
Evvelden beri var olan ve sürekli sinir bozan rüzgâr. İntihar salgınları ve neredeyse hepsi cinayetle sonuçlanan çok sayıda cinnet vakaları meydana geliyordu.
Il y a des épidémies de suicides et de nombreux cas de folie, presque toujours meurtrières.
Doktor, tüm bu intiharlar hakkında yeni bir teorim var.
J'ai une nouvelle théorie concernant tous ces suicides. Je t'écoute, Max.
Son dört günde iki intiharla karşılaştık. Şimdi de o komada.
En quatre jours, nous avons eu deux suicides et un coma.
Alt kat ise beton zemin Hitler ile Eva Braun'un evlendikleri ve intihar ettikleri yer.
En dessous, le sous-sol où il a épousé Eva Braun et où ils se sont suicidés.
- İşler yavaş bu akşam.
- 3 suicides et 2 meurtres.... - Et un accident de la route depuis 9 H.
İntihar olayı nevrotiklerde görülür... ama siz bu kızın normal birisi olduğunda israr ediyorsunuz.
Les suicidés sont presque invariablement névrosés d'une façon ou d'une autre... mais vous avez insisté pour dire que cette fille était normale.
Düşünsenize, ikisi birlikte intihar etmiş.
Ils se sont suicidés ensemble.
Peki, onlar intihar ettiler mi?
- Non. Tous les trois se sont suicidés?
Onlar, bu iki ölümü merak ediyorlar.
Pourquoi se sont-ils suicidés?
Bu iki adamı ölüme ne götürdü?
Pourquoi se sont-ils suicidés?
Her aristokratın ölmeyi istediği doğru değil mi?
Les nobles ne sont-ils pas des suicidés en puissance?
Birçoğu açlıktan öldü. Diğerleri de intihar etti. Kadınlardan bazıları dans salonlarında çalıştı.
Beaucoup sont morts de faim, d'autres se sont suicidés... certaines des femmes ont travaillé dans des dancings... et les hommes ont dû concurrencer la main d'oeuvre la moins chère... parce qu'ils ne pouvaient pas quitter le pays.
Altısı intihar etti, dördü düelloda öldü, biri de Viyana Operası balkonundan düştü.
Six se sont suicidés, quatre sont morts lors de duels, et un autre est tombé du balcon de l'opéra de Vienne.
Kendilerini öldürmüşler.
Ils se sont suicidés.
Belki erkekler benim yüzümden kendilerini öldürmüşlerdir!
Il y a peut-être même des hommes qui se sont suicidés pour moi!
On gönüllünden sekizi öldü, intihar ettiler.
Sur nos dix jeunes volontaires, huit sont morts, suicidés.
İki deli kadın ve üç intihar.
Deux folles et trois suicidés.
Ve yerel haberler, iki genç ölümü daha meydana geldi ikisi de intihar.
Bulletin régional : Deux adolescents se sont suicidés.
- İntihar ettiler mi peki?
- Ils se sont suicidés?
- Onlar intihar etmedi.
Ils ne se sont pas suicidés.
Şey orası intihar odası.
Il y a la chambre des suicidés.
Tanrım, intihar.
Mon Dieu, suicidés. Pourquoi?
Duydunuz mu okul bugün tatil edilmiş çünkü Kurt ve Ram bastırılmış homoseksüel anlaşmalarıyla birbirlerini vurmuşlar.
On n'a pas cours, Kurt et Ram se sont suicidés dans un pacte homosexuel. Tu plaisantes!