Sıçtık перевод на французский
622 параллельный перевод
Ama sayende sıçtık. Herşey uçtu gitti!
Et par ta faute, tout est fichu!
Şimdi sıçtık.
On s'est gourés.
Aslında sıçtık.
On a fait une connerie.
Yardım et yoksa sıçtık!
Aide-moi à sortir et couvre.
Muhtemelen sıçtık.
- Une partie à la merde.
Tam anlamıyla sıçtık!
On a beaucoup de problèmes, ici.
- Sıçtık, lanet olsun!
- Fait chier.
Oh, sıçtık.
Merde!
Şimdi sıçtık.
Merde!
Sıçtık.
C'est foutu.
Sıçtık, geri dön, lanet olası!
On est foutus, faites demi-tour, merde!
Her şeyin içine nasıl da sıçtık ama?
On y est arrivés, hein?
Oh, lanet. Oh, sıçtık.
Putain de merde!
Sıçtık!
Bordel de merde!
Sıçtık!
Merde!
- Sıçtık yani. - Hayır.
- Alors on est dans la merde.
Şimdi sıçtık!
Tout est foutu!
Sıçtık!
Merde.
Sıçtık. Seni öldürdüğümüzü söyledik.
- On a merdé, on a dit qu'on t'avait tuée.
Aha sıçtık, Deebo geliyor.
Oh, merde. Voici venu Deebo.
Sıçtık!
Goddamn.
Sıçtık.
Merde.
Çok pis sıçtık.
On est baisés.
Chopper, sıçtık.
Chopper, on est baisés.
Tamamen sıçtık.
Complètement baisés.
Donumuza sıçtık!
On s'est chié dessus, hein!
Şimdi sıçtık.
Tu te fous de moi?
"Şimdi sıçtık" der gibisin.
Ce regard "je-suis-vraiment-dedans".
Sıçtık.
On est foutus.
Sıçtık, Walter...
Ils vont la buter.
Sıçtık.
On a tout foiré.
Sıçtık harbiden. Orospu evlatları!
Putain, ils vont nous baiser, Ies salauds!
Devlet görevlisi öğrenirse sıçtık.
Si jamais l'assistante sociale apprenait ça, fini Ie bon plan.
Sıçtık.
Donc nous devons passer la nuit ici?
- Sıçtık.
- Vous êtes contents?
Ren'in karşı kıyısında tuzağa düşecek 75.000 adamımız var.
Nous avons 75 000 hommes... qui seraient pris au pige de l'autre ct du Rhin.
Sıçtık. Aptal olmayın.
On est foutus.
Fena sıçtık!
T'es sourd?
Senin kılıcın İslamiyet'in karşısındaki en keskin kılıçtı.
Tu étais le sabre le plus acharné dans la lutte contre l'islam.
Korkarım ki, her sıçtığımda kıçımı ısırıyor.
À chaque fois que je chie, j'ai peur que ça me bouffe le cul. Je risque ma vie. Pourquoi vous ne le laissez pas?
Suratımın ortasını komik bulan alıklara tavsiyem eğer şakacı olan bir asilzadeyse kaçmalarına izin vermem. Onlar için yasa çizme değil kılıçtır.
Avis donc aux badauds qui trouveraient plaisant mon milieu de visage et si le plaisantin est noble, mon usage est de lui mettre avant de le laisser s'enfuir par devant, et plus haut du fer, et non de cuir!
Hay, sıçtık.
Oh, merde.
- Olamaz. - Şu hale bak, pastayı yiyor! - S. Çtık!
- Regarde, il mange le gâteau!
- Şu hale bak, pastayı yiyor! - S. Çtık! - Bu kadar.
- Merde!
Anlayış, üç tarafı da keskin bir kılıçtır.
La compréhension est une épée à trois tranchants.
- Gel buraya, bebeğim. - Çok pis sıçtık.
- On est baisés.
Bir atasözünüz varmış. "Anlayış 3 taraflı bir kılıçtır."
Vous avez un dicton : "La compréhension est une épée à triple tranchant".
Şimdi s.çtık!
Merde!
Zamanında bir Vorlon, "Anlayış 3 tarafı keskin bir kılıçtır" demişti.
Un Vorlon a dit : " La compréhension est une épée à trois tranchants :
Eh, camı kırdın. Schillinger'ı kör ettin, suratına sıçtın.
Tu as cassé une vitre, tu as éborgné Schillinger, tu lui as chié dessus.
Sıçtık.
- Putain.