Takıldı перевод на французский
5,651 параллельный перевод
- Dün akşam takıldın mı yoksa?
- Tu as emballé hier soir?
Ayağı takıldı, ya da atladı.
Elle a trébuché, ou sauté.
Bana birlikte takıldığınızı söylediler.
On m'a dit que vous traîniez ensemble.
İkinizin takıldığınızı, bu yüzden benden kaçtığını düşünüyordum ben de.
Je pensais que peut-être vous sortiez ensemble et qu'elle m'évitait.
Domuz ahırında ayağım takıldı.
J'ai chuté dans la porcherie.
Geçen sefer takıldığımızda siz başka bir görevdeydiniz.
Tu étais sur une autre mission la dernière fois qu'on était ensemble
- Hayır, ne güzelmiş. Kuzenimin takıldığı bir çocuk Corpus Christi'de ki iş yerinden göndermiş.
Ma cousine fréquente un type qui bosse à Corpus Christi.
Annemin takıldığı adamın biriymiş.
C'était juste un mec avec lequel ma mère a couché.
Benim annem de senle takıldı.
Ma mère a couché avec toi.
Ufak bir engele takıldık.
Nous avons rencontré un petit problème.
Görebileceğin gibi ufak bir engele takıldık. Yine de artık burası bizim evimiz. Ve her şeyi basit bir hâle getirmek için Mystic Falls'un resmi sınırını büyünün başladığı yere, tam buraya çektik.
Néanmoins, c'est chez nous maintenant, et juste pour faire simple, on a réinitialisé les frontières officielles de Mystic Falls où le sort à commencé, ici même.
zavallı bir köpeği eğittiğinde eski sevgilisiyle veya genç bir kızıyla takıldığında bile, hatta senin sakalından daha çok sakalı olsa bile.
Même si ils ont un chien mal dressé et des problèmes avec leur ex et une fille adolescente et plus de poils au visage que tu ne tolères en général.
Harcamalarını kısıtladığı için mi yoksa striptiz kulübüne takıldığı için mi?
Parce qu'il a supprimé ses dépenses ou parce qu'il allait voir ailleurs?
Takıldığın gizemli bir hatun mu ne varmış diyorlar?
J'ai entendu parler d'une mystérieuse femme.
O gün takıldığın kurt çocuğu beğendin mi?
Au fait, le loup-garou t'a plu?
Fischer'la senin takıldığınızı varsaymam yanlış mı?
Est-ce que j'ai tort de penser que Fischer et toi faites la bête à deux dos?
Eğer bilinen bir suçluysa takıldığı elemanları biliyor olmalıyız.
S'il est un criminel connu, nous devons avoir ses associés connus, ceux avec qui il traîne, des trucs comme ça.
Kulüpte takıldığı biri olabilir mi, erkek arkadaşı belki?
Quelqu'un aurait-il pu l'aider à se faufiler dans camp... un petit copain, peut-être?
Dün gece biraz portakallı dondurma yiyeyim diye uyandım birden gözüme takıldı.
La nuit dernière je me lève pour une cuillère de sorbet à l'orange et elle me regardait.
Kafam Britta ile yaşananlara takıldı biraz.
Écoute, je suis encore un peu à vif de ce qui est arrivé à Britta là-bas.
Kısa bir süre isimleri Philliph ve Aurora olan bir prens ve bir prensesle takıldık.
Nous avons passé un bref instant avec un Prince et une Princesse nommés Philippe et Aurore.
Bileziğim takıldı.
Mon bracelet s'est coincé.
- Bir Taliban sözcüsünün dediklerine takıldım.
Comment tu vas? C'était un porte-parole des Talibans.
- Şimdiye kadar kimlerle takıldığımı bilmeliydim.
Je saurais maintenant à qui j'ai affaire.
Takıldığımız çevre aynıydı, böylece de birbirimize ısındık.
On côtoyait les mêmes gens et on s'est rapprochés.
Roman'la mı takıldın?
Tu as traîné avec Roman?
Ve dürüst olmam gerekirse, biz bu ilişkiye takıldığımız için büyüyemedik..
Et si je suis honnête, je pense que nous avons été retenues dans une relation qui nous a dépassée.
Ayağım takıldı, kolundan yakaladım.
- J'ai trébuché. - J'ai agrippé son bras. - Vous devez faire attention ici, madame.
Ayağım takıldı.
Je viens de trébucher.
Hımm. 35 sent mi dedin? Tamam, şey, 5 sent takıldı.
35 centimes, tu dis? Les 5 centimes sont coincés. Pourquoi pas 30 centimes?
Kankamla son takıldığımda arkadaşım ve ben sürat teknesinde Küba yemekleri yemiştik Küba'da.
Tu sais, lors de mon dernier jour des potes, mon pote et moi on a pris un bateau de cigarettes pour aller chercher de la bouffe Cubaine... à Cuba.
Wade'le içerideyken ayağım takıldı...
C'est parce que Wade et moi étions là-dedans et j'ai trébuché...
Az önce güzel güzel takıldık.
On a bien accroché.
Bir saattir böyle, bir şeye takıldı herhâlde.
Il doit être coincé par quelque chose.
Peşime takıldığında onun kızgın ve sarhoş olduğunu düşünmüştüm.
Je pensais qu'il était en colère ou ivre quand il m'a poursuivi.
Ben de ona bir sürtük olduğunu ve herkesin sevgilisiyle takıldığını söyledim.
J'ai dit que c'était une ordure et que tout le monde couchait avec son mec.
Aniden ipek şalı dişlilere takıldı ve boğularak öldü!
Et soudainement son écharpe en soie s'est prise dans l'engrenage et elle s'est étouffée!
Burası Ölüler Tarikatı'nın takıldığı yer.
C'est ici que les Sectes des Morts ont l'habitude de sortir.
Soldado Nation çetesi, küçük kızlarla takıldığını öğrendiğinde ise... O alışık olduğun şeyi aynen uygularlar.
Et quand il fera savoir à la Nation Solado que tu aimes embêter les petites filles... nous verrons ce que tu feras.
Kafana göre takıldığını düşündüm.
Je me disais que tu faisais ton truc.
Çarliston dansı sırasında saçım birinin diş teli aparatına takıldı.
Pendant le Charleston, mes cheveux se sont pris dans une de leurs coiffes!
Evet, müzik göndermelerine takıldım ama bu toplantı gerçekleşecek!
Et, je suis coincé dans une métaphore musicale, mais je ferai cette réunion.
Peşine birisi mi takıldı?
T'es suivi?
Yapacağımız şey şu, Sara'ya takılması için renkli bazı insanlar bulacağız, ve sonunda yanıldığını anlayacak.
Ce qu'on va faire, c'est faire en sorte que Sara fréquente des gens de couleur, peut-être va-t-elle se rendre compte qu'elle est à coté de la plaque.
Takım elbiselerin olduğu yerde hamile kıyafetleri kravatların asıldığı yerde patikler. Kol düğmeleri farklı yerde ve sosyal hayat yerine doğum dersleri ve ağlama nöbetleri var.
Les robes de maternité remplacent les costumes et les chaussons de bébé dans le placard à cravates et aussi le tiroir qui contenait les boutons de manchette et la vie sociale remplacée par des cours d'accouchement.
Son model gözetim sisteminin olduğu ve bir takım belgelerin yakıldığı bir yer buldum.
J'ai trouvé un matériel de surveillance haut de gamme, Une cache de document, des téléphones pré-payés
Ayağımız takıldı, düşmedik.
On trébuche, mais on ne tombe pas.
O sopa, bir Nimbus 2000'dir. Büyücü Potter'ın Gryffindor Quidditch takımına arayıcı olarak katıldığında Minerva McGonagall'dan aldığı bir hediyedir. Kaldı ki, başarıyla bir kitap açmış olsaydın, bilirdin.
Ce bâton est un Nimbus 2000 un cadeau que Potter reçu de Minerva McGonagall, quand il a rejoint l'équipe de Quidditch de Gryffondor comme attrapeur ce que vous saurez si vous saviez ouvrir un livre!
Birbirimize takılmamız biraz garipti, biliyorum ama dürüst olmak gerekirse bu beni özgür kıldı.
Je sais que notre batifolage était bizarre, mais, honnêtement, je sens que ça m'a libéré.
Her kilidin çevresinde takımyıldız var.
Il y a des constellations sur chaque verrou hormis celle-ci.
Herkes o embesille takıldığını biliyordu zaten.
Tout le monde sait qu'elle continue avec ce Tatoué.