Tartışmak istemiyorum перевод на французский
396 параллельный перевод
Bunu tartışmak istemiyorum.
C'est sans discussion.
- Tartışmak istemiyorum.
- Je ne veux pas me disputer.
Bunu daha fazla tartışmak istemiyorum ve eğer mahsuru yoksa kitabı da almak istiyorum.
Je vais acheter ce livre. Pas question.
Ve bu konuda tartışmak istemiyorum!
N'en parlons plus!
Hayır, tartışmak istemiyorum galiba.
Je ne veux pas du tout en discuter.
Tartışmak istemiyorum. - Wade seninle konuştu.
- Commence pas...
Bu davayı O'nun yanında tartışmak istemiyorum.
Ne parle pas de ce procès devant lui. Tu vas lui briser le coeur.
Bunu tartışmak istemiyorum!
Je n'en discuterai pas.
Julian Craster ekipten ayrılıyor ve bunu daha fazla tartışmak istemiyorum.
Julian Craster nous quitte. Je ne veux plus en entendre parler.
Tartışmak istemiyorum.
Pas maintenant.
- Tartışmak istemiyorum, Bayan Wynand.
- Je ne veux pas en parler.
Bea, bütün gün burada oturup, aynı şeyleri tekrar tekrar tartışmak istemiyorum.
Bea, je ne vais pas passer la journée à discuter de ça.
- Bunu tartışmak istemiyorum.
J'aime mieux ne pas en parler.
Seninle bu konuyu tartışmak istemiyorum.
Si vous le permettez, j'aime mieux ne pas en parler.
Bunu daha sonra tartışmak istemiyorum. Hemen şimdi karar verilsin istiyorum.
Non, finissons-en maintenant!
Bu konuda tartışmak istemiyorum!
Je n'en discuterai même pas.
Ama tartışmak istemiyorum.
Mais je ne cherche aucune dispute.
Kusura bakmazsan Tracy'yi seninle tartışmak istemiyorum.
Je préfère ne pas parler de Tracy avec vous!
Seninle tartışmak istemiyorum.
Va-t'en!
Tartışmak istemiyorum.
Je ne tiens pas à en parler.
Frank, daha fazla tartışmak istemiyorum.
Je ne veux plus en parler.
Yapma Dave. Tartışmak istemiyorum.
Dave, on va pas se disputer.
Sizinle tartışmak istemiyorum Bayan Lora.
Je n'aime pas être en conflit avec vous, Mlle Lora.
Bak Mabel, seninle tartışmak istemiyorum.
Je n'ai pas l'intention de discuter.
Seninle kavga etmek ya da tartışmak istemiyorum.
Je ne veux pas me battre ni discuter.
Crow, bu daha iyisini alacağım demek değil. Seninle tartışmak istemiyorum.
Ça ne servira à rien de t'obstiner, je ne veux pas me disputer avec toi.
Bu konuyu tartışmak istemiyorum.
Je ne veux pas en parler.
- Hep ben mi suçluyum? - Tartışmak istemiyorum.
Je me mets toujours dans mon tort, sans même comprendre comment.
Doktor, seninle tartışmak istemiyorum.
Maintenant écoutez-moi, Docteur! Je ne veux pas débattre avec vous.
Lütfen, Paul, tartışmak istemiyorum.
- Paul, j'ai pas envie de me disputer.
Hem boş mideyle tartışmak istemiyorum.
J'ai pas envie de discuter à jeun, de toute façon.
Bu gece daha fazla tartışmak istemiyorum.
Maintenant, assez. Je monte me coucher.
Şimdi, tartışmak istemiyorum, ama geçen defa da tam görüşecekken bir şeyler olmuştu.
Je n'ai pas envie de hurler, mais la dernière fois aussi, il a eu un empêchement.
Zengin oluş şekliniz hakkında daha fazla tartışmak istemiyorum.
Ne parlons plus de poignees de porte.
Seninle tartışmak istemiyorum.
J'aime pas les questions compliquées.
- Bunu tartışmak istemiyorum.
- Je ne veux pas en discuter.
- Bunu tartışmak istemiyorum!
- Je n'ai pas envie de discuter.
Tartışıyor olsaydım, kabul ederdim ama tartışmak istemiyorum!
Si je voulais discuter, je Ie reconnaîtrais. Mais je ne veux pas.
Bunu tartışmak istemiyorum.
Je ne veux pas discuter de ça.
Tartışmak istemiyorum.
Je ne veux pas discuter.
Doğum gününde seninle tartışmak istemiyorum fakat bilmeni isterim ki ;
Je ne veux pas me disputer avec toi aujourd'hui, maman. Mais tu dois savoir que je ne suis pas du tout d'accord avec toi.
Neyse, beyler. Sizinle tartışmak istemiyorum.
Je ne discuterai pas, messieurs!
Harry, seninle tartışmak istemiyorum.
Harry, je ne veux pas qu'on se dispute.
Tartışmak istemiyorum. Ben de öyle.
Moi non plus.
Tartışmak istemiyorum.
Je ne veux pas me disputer.
Bunu daha fazla tartışmak istemiyorum!
Je ne veux plus en parler.
Ama sizin gibi biriyle tartışmak istemiyorum. Hep eleştiriyorsunuz.
Je ne parle pas à ceux qui critiquent, et ridiculisent tout.
Seninle ters düşmek de, bunu tartışmak da istemiyorum.
Je ne veux pas vous contredire.
Tartışmak istemiyorum.
Je refuse d'en parler. Je vous prie d'exécuter les ordres.
Matt, tartışmak istemiyorum.
Je n'essaie pas de discuter avec toi.
Bunu tartışmak istemiyorum.
N'en parlons plus.