Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ T ] / Tease

Tease перевод на французский

805 параллельный перевод
- Striptiz vardı efendim. - Evet.
Du strip-tease.
Striptiz yapman gerekse bile gidip adamı buraya getir Kelly.
Faites-le descendre, même si ça vous oblige à faire un strip-tease.
New York'daki vodvili kaldırdığı için La Guardia'yı asla affetmeyeceğim.
Je ne pardonnerai jamais au maire qui a interdit le strip-tease à New York.
Union City'de vodvil var. Hadi Union City'ye gidelim.
Il y a un strip-tease à Union City.
Vodvil!
Le strip-tease!
Bence striptizi yapmalısın.
Celui du strip-tease.
Ama ben önlerinde striptiz yapmak zorunda kaldım.
- Ils ont trouvé a qui parler. J'ai du leur faire un véritable numéro de strip-tease.
Neden striptiz yapmıyorsun?
Pourquoi ne fais-tu pas du strip-tease?
İşte : Caterina striptiz yapacak.
Voilà, Caterina fera le strip-tease.
Tıberius'un sefahat düşkünlüğü. Eş değiştirme! Striptiz!
Il y a des orgies, des strip-tease, et ils échangent leurs épouses.
- Kirlensin istemiyorum.
Un strip-tease? - Je vais me salir.
- Önce striptiz.
Ça commence par du strip-tease.
Siyah striptiz.
Le strip-tease dans le noir!
Ama hastalıkları sana bulaşacaktır. Yarı çıplak şarkı söylemeye başladığında aynı şeyi sana söylediğimi hatırlıyorsun, değil mi Cathy?
Je t'ai dit ça quand tu t'es mise au strip-tease.
Bay Ford'a : "Bence bir striptizcinin striptiz yapabilmesi için tüm kıyafetlerini çıkarması gerekir." dedim.
J'ai dit à M. Ford que le seul strip-tease possible, c'est de tout enlever.
Yarı çıplak şarkı söylemeye başladığında aynı şeyi sana söylediğimi... -... hatırlıyorsun, değil mi, Cathy?
Je t'ai dit ça quand tu t'es mise au strip-tease.
Evet, striptiz barda.
Oui, à la boîte de strip-tease.
Şöyle bir durum var. Bilimsel olarak fark ettim ki. -... bu striptiz seksi değil.
D'un point de vue scientifique, je ne trouve pas le strip-tease érotique.
Gece yarısı yeni bir striptiz gösterisine gideceğiz.
A minuit, on ira à une nouvelle boite de strip-tease. Jusqu'à l'aube.
Sonra dışarı çıktı caddeden karşıya geçti ve striptiz yerine gitti.
dans une loge dégueulasse, complètement sordide, vraiment pourrie. Ensuite, elle est sortie, elle a traversé le boulevard de Vichy et elle est rentrée dans un strip-tease.
Üniformasını çıkardı ve biberonla bir şeyler yaptı.
Et alors là, elle a fait le strip-tease de la nurse, quoi. Elle a enlevé ses trucs de nurse, elle a fait deux, trois trucs avec le biberon...
15 dakika sonra bu işi tekrarladı.
Et puis comme c'était un strip-tease permanent, elle a recommencé un quart d'heure après.
Gizli gizli striptiz kulüplerine gidiyorum.
Je vais dans des clubs de strip-tease en douce.
Mavi ışık olmadan daha ileri gitmem.
Mon strip-tease s'arrête là!
Canlı striptiz devam ediyor.
Strip-tease vivant en continue, actuellement ici.
Canlı striptiz devam ediyor.
Strip-tease vivant en continu.
Striptiz şov için dışarı!
Venez voir le strip-tease.
Kuzenim Grimes'la birlikte Denver'a gittiğimde... orada bir dans gösterisi vardı.
Je suis allé à Denver avec mon cousin... et il y avait un strip-tease...
Birikimlerimiz çok çabuk tükendi ve ben striptiz işine geri döndüm Lenny'de ne iş bulabilirse yapıyordu.
Nos économies avaient filé assez vite. J'ai repris le strip-tease, et Lenny prenait ce qu'il trouvait.
Ama sonra işe geri dönmek ve çok fazla yolculuk etmek zorunda kaldım. Lenny'de striptiz kulüplerinde çalışmaya başladı. Gerçek batakhanelerde.
Puis j'ai dû me remettre á travailler, voyager beaucoup, et Lenny était présentateur dans des clubs de strip-tease, de vrais bouges.
Duffy buradan bir buçuk blok ileride bir striptiz kulübüydü.
Oui. Un club de strip-tease, á une rue d'ici.
Lenny iki striptiz şovu arasında gösteri yapardı.
Lenny faisait un numéro entre deux strip-tease.
Eğer Bottoms Up bir striptiz kulübüyse ve Scramanga orada çalışıyorsa işe yarar.
Sauf bien sûr s'il fait un numéro de strip-tease au Bottoms Up.
Öyle şaşırtıcı bir striptiz şovu sergileyecek ki gözleriniz yuvalarından çıkacak.
Elle vous présente un strip-tease qui vous arrachera à vos fauteuils.
Barbara Jean ile Parthenon'da şarkı söyleyebilmek için herkesin ortasında bana striptiz yapmak zorunda kaldım.
Cette nuit j'ai dû faire un strip-tease devant plein d'hommes pour pouvoir chanter au Parthanon avec Barbara Jean.
Burada soyunmuş mu?
Elle a fait un strip-tease ou quoi?
Dövmeli adamların takıldığı rezil bir stripçi barı var.
Il y a une boîte de strip-tease torride où les tatoués se rencontrent.
Biz üstsüz olarak çalışırız.
On travaille dans un club de strip-tease.
Combat Zone'a gidip bir gösteri izlemeye ne dersin?
Sam, si on allait voir un strip-tease?
Görev saatinizdeyken, yetki alanınızın dışında Rosewood'la beraber bir striptiz barında ne aradığınızı söyler misin?
Qu'est-ce que vous faisiez avec Rosewood dans un strip-tease, hors de votre secteur et pendant le service?
Taggart ve Rosemont'ı bir striptiz barına çekerek görevlerinden alıkoyan kişi mi?
Celui qui a poussé Taggart et Rosemont à négliger leurs fonctions dans un établissement de strip-tease?
Sonra bir gece benim için soyundu.
Alors, un soir... elle a quasiment fait du strip-tease pour moi.
Atla deve değilmiş, gördün mü? Hayır.
Plus de strip-tease, d'accord?
Peg, tüm komşulara gelmelerini söyledin mi?
Peggy, c'est une boîte de strip-tease.
Ah keşke dolabı doldurabilecek birisini bulabilseydik.
Peggy! C'est une boîte de strip-tease.
Çok basit, Al sanki kızın güzel bir şekilde havada asılı poposuna bakıyormuş gibi görünsek bile benim asıl yaptığım uzun uzun düşünüp de son 100 yılda, pardon 50 yılda kadınların bu kadar ilerlemesine hayranlık duymam.
Tu peux la tenir, la garder, l'utiliser pour n'importe quoi. Elle a tout ça, et elle va dans une boîte de strip-tease? J'en reste comme deux ronds de flan.
Bu baş belası veletleri kampa götürmektense Roseanne Barr'ın striptiz yapmasını izlemeyi tercih ederim.
Je préfère regarder Roseanne Barr faire un strip-tease que d'emmener ces petits monstres camper.
Şimdi bir şeyler çıkaracaksın.
Strip-tease!
"Dadı işi striptiz" yaptığı yere.
- Dans un quoi? - Oui, dans un strip-tease.
Dinle, Trout sana soyunman gerektiğini söylemedi mi?
Trout ne t'a pas dit que tu es censée faire un strip-tease?
Sadece oyna!
Fais-nous un strip-tease!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]