Technologies перевод на французский
711 параллельный перевод
Her neyse, sahip olduğunuz bütün bu teknoloji, hepsi bütün o maden ocakları, değirmenler ve onlar, ve bunlar, ve şunlar... sadece daha az çalışıp daha çok yemek için tasarlanmış.
Quoi qu'il en soit, toutes vos technologies... Vos hauts-fourneaux, vos engrenages... et tout le saint-frusquin, c'est pour travailler moins et bâfrer davantage.
Aracımızı inceleyerek bilim ve teknolojimizi anlayabilirler.
Ils les étudieront... et sauront quelles étaient nos technologies.
Kozmos'a dair.. modern bilim ve teknolojiye dair tüm fikirlerimiz yıldızlar nedeniyle ortaya çıkan sorulara dayanıyor..
Le cosmos, les sciences et les technologies modernes... posent des questions qui ont trait aux étoiles.
Kimya uzmanı olmak istiyorum.
Je veux faire l'École des technologies de l'industrie chimique.
Peki, düzenbaz herif, olay sadece içeriden bilgi sızdırmayla kalmıyor şirket sırlarını satışa çıkarmayı da kapsıyor ve bu küçük casus hükümete yapılan bir tanıtım şovunu da sabote ediyor.
Non seulement un de mes employés vend nos technologies secrètes, mais il a aussi saboté un essai pour le gouvernement.
İhtiyacınız olan bazı şeylere karşılık... bize bina inşa tekniklerinizi gösterebilecek mühendisler ödünç vereceksiniz.
En retour, vos architectes nous montreraient leurs technologies.
İlkel teknolojinize güvenemem! Hastayı öldürün!
Je n'ai aucune confiance en vos technologies primitives.
İlerle, devam et. Güzel, tam arkandayım. - İşte geldim.
Grâce aux nouvelles technologies et à la générosité de C.O.R.E., on a pu montrer cette incroyable chute libre.
Üretimini Meksika'ya taşıyarak elde ettiğin kârı kullanarak teknoloji ve silah üreten şirketleri satın al.
Avec l'argent économisé, acheter d'autres entreprises. Surtout des technologies de pointe et de l'armement.
Eski teknolojilerin yeni kullanımlarından söz etmekten
Il faut rénover les vieilles technologies.
Yeni teknolojiler.
Nouvelles technologies.
Yeni teknolojileri öğrenmek için.
Découvrir de nouvelles technologies.
O zamandan beri yeni teknoloji mevcut. Ama onunla ilgilenmiyorlar.
Les nouvelles technologies mises à leur disposition ne les ont pas intéressés.
Tüm bu yeni fikirler, yeni teknoloji ve şimdi uzay yolculuğu?
Ces nouvelles idées, technologies, et maintenant des voyages spatiaux.
Yeni felsefeler, yeni ekonomi, yeni teknolojiler.
Nouvelles philosophies, économie, technologies!
Teknolojiler her zaman uyumlu olmuyor.
Les technologies sont parfois incompatibles.
Teknolojimize şükretmeliyiz.
C'est la puissance des nouvelles technologies.
Bir teknoloji kaçakçısıymış. Yasak teknolojilerin ticaretini yapıyormuş.
Il était une techno-contrebandier, transportant des technologies interdites à travers les systèmes.
En son teknolojilerden yararlanan... dünyanın en gelişmiş eğlence parkı.
Le parc d'attractions le plus avancé au monde. QUAND LES DINOSAURES RÉGNAIENT SUR TERRE Il comporte toutes les dernières technologies.
En son teknolojiye göz atacağım.
Je vais étudier les dernières technologies.
Borg varlığının merkezi, teknoloji ve kültür edinme etrafındaydı.
Le but des Borgs était d'absorber des cultures et des technologies.
23.976 Lauren, her yerde seni - -
HTG INDUSTRIAL technologies, PHILADELPHIE, PA Lauren, j'ai regardé dans tous...
HTG Industrial Technologies, bir takım gizli parçaları İshafan'a satmış.
HTG lndustrial Technologies vendrait des pièces confidentielles à l'lsfahan.
Dünyaya egemen olmaya çalışırken ve birbirimizi öldürmek için yeni teknolojiler yaratırken belki de büyük beyinli mağara adamları olduk.
La Terre est surpeuplée et des technologies sont créées pour mieux nous entre-tuer. En fait, on n'est que des bêtes avec de gros cerveaux.
Doktorları, ilaçları ve yeni teknolojileri kullanarak arayı açmaya çalışabilirsin, ama zaman yine de seni avlayacaktır.
On essaie de fuir l'inéluctable en créant de nouvelles technologies mais tôt ou tard, le temps vous met aux abois et vous achève.
Doğu ve Batı'nın teknolojileri...
Les technologies de l'Est et de l'Ouest... Les technologies de l'Est et de l'Ouest...
Ama asla yaratıcılığın kaynağı değildir. Dolayısıyla benim düşüncem, sonuna kadar teknolojiyi kucaklamaktır.
Donc, personnellement, j'accueille ces technologies à bras ouverts.
50 yıl önce yönetmen Jacques Tourneur, "Cat People" adlı B filmini çekeceği zaman ne bir bütçeye ne de şu anki teknolojik yeniliklere sahipti.
Jacques Tourneur n'a pratiquement aucun budget. et bien sûr, aucune des technologies d'aujourd'hui. Mais il sait que l'obscurité possède une vie propre.
Onu arayacağız, bize yardımcı olabilecek yeni teknolojileri, solucan delikleri ve uzaysal çatlakları araştıracağız.
Nous nous mettrons à sa recherche. Et à la recherche de vortex, de rifts spatiaux et de nouvelles technologies.
Minbari ve Vorlon teknolojilerinin bir melezi.
Il utilise les technologies Minbari et vorlon.
Eğer kurtarma gücü, Kazon ile karşılaşacak olursa, çok daha fazla teknolojimizin, Kazon'un eline geçme ihtimali olacaktır.
Nous prendrions le risque de livrer d'autres technologies aux Kazons.
Kazon-Nistrim, geri dönüşümüzde bu küçük teknoloji karşılığında koruyucumuz olma konusunda gönüllüler.
Le Kazon-Nistrim nous protègerait en échange de technologies mineures.
Söylediğin küçük teknoloji, bu çeyrekte bulunan güç dengesini bozabilir.
Des technologies mineures qui pourraient renverser les rôles. Les renverser en notre faveur!
Varıştan önce ki lazer teknolojisinde, yara cerrahi fiber ile birleştirilip doğal yol ile iyileşmesi beklenirdi.
- Avant les technologies au laser, on utilisait des fibres chirurgicales pour recoudre les blessures.
Teknolojileri.
Technologies.
Farklı gezegenlerde arkeolojik kazılar yaparak yeni teknolojiler arıyoruz.
Nous faisons des fouilles pour trouver des technologies nouvelles.
Chang, Dünya Yeni Teknolojiler Bölümü'nden ağzını tutması konusunda kesin emir almıştı.
La Division des Nouvelles Technologies avait interdit à Chang... d'en parler à qui que ce soit.
- Bajor ve Klingonlar'la ortak paylaştığımız ve Kardasyalılar'ın eline geçmesini istemediğimiz bazı gelişmiş teknolojik sistemler var.
Certaines technologies communes à Bajor et aux Klingons ne doivent pas tomber entre les mains des Cardassiens.
Geçen son bir kaç yüzyılda, yeni teknolojileri akıllıca kullanabilme başarısını gösterdik.
Les nouvelles technologies de ces 2 siècles ont été utilisées sagement.
Bilim ve Teknoloji Danışmanıma minnettarım.
À mes côtés, mon Conseiller en Sciences et Technologies.
Belki de yeni teknoloji araştırırken, faturayı dünya hükümetlerine ödetiyordu.
Peut-être voulait-il explorer de nouvelles technologies... aux frais du gouvernement.
Eğer sürüngen türler, dil ve teknoloji konusunda geliştilerse, ayrıldıklarında, arkalarında bir şeyler bırakmış olmaları gerektiğini düşünüyorsun, ama, izole edilmiş bir kıtada evrimleşmişlerse?
Si les sauriens avaient mis au point des technologies, il resterait des traces. - Ils auraient pu évoluer en milieu isolé.
Ve en sonunda, geliştiler, bir dil, kültür ve teknoloji geliştirdiler.
Pourtant, elle a développé une langue, une culture et des technologies.
Tahmin ediyorum ki o özellikle görevlerden Dünya'ya getirilen teknolojinin yeterliliğini kastediyor.
Je pense qu'il fait en fait référence... au nombre de technologies... ramenées de nos missions planétaires.
Başkan ve üst kademe yetkililer SG ekiplerinin getireceği yüksek teknolojilerin fikriyle etkilenmişlerdi.
Le Président et l'Etat Major Interarmées avaient l'impression... que les équipes SG ramèneraient... des technologies supérieures.
Bay Sekreter, benim gözlemim şu ki,... Dünya'da olsun... orada olsun,... ileri teknolojiye sahip kültürler bunu paylaşmaktan yana değil.
M. le Secrétaire, j'ai observé... que ce soit ici sur Terre ou "Là-bas", que les cultures... avec des technologies avancées n'aiment pas beaucoup les partager.
Nasıl bir teknoloji arıyorsunuz?
Quelles technologies recherchez-vous?
Hala Goa'uld'ların bile aradığı teknolojiler var.
Il existe encore des technologies que même les Goa'ulds recherchent.
Duke Üniversitesinde tıp eğitimini tamamladıktan hemen sonra sadece tıp alanındaki uzmanlığı nedeniyle değil uzay teknolojisinin ilerlemesine kendini adamış olması nedeniyle bu proje için özel olarak seçilmişti.
Le Dr Partenza avait été choisi pour cette mission en raison de ses compétences médicales et de son attachement au progrès des technologies spatiales.
Okuldaki çocuklar bile geri dönüşüm teknolojimizle çevreyi yenileyebileceğimizi biliyor.
Même un gamin de 6 ans sait que nos technologies de recyclage sauveront l'environnement.
Büyük değerlerdeki kütleyi oynatamayacak kadar geride.
Nos technologies ne peuvent pas... faire se déplacer de telles masses.