Tertemiz перевод на французский
947 параллельный перевод
Seni yatağa tertemiz yatırmamı ister misin? Hey!
Tu voudrais que je te lave avant d'aller au lit?
İşte Johnny, tertemiz oldun.
Et voilà, Johnny, tout propre.
Sokaklarda dokuz yıllık tertemiz sicilim var.
J'ai 9 ans de terrain à mon actif.
Bir zamanlar tertemiz kalbi olan, çok duygusal küçük bir kız varmış... ve çok minnettar olan bir adama yardım etmiş.
Il était une fois une fillette sentimentale, qui avait très bon cœur. Elle a aidé un homme qui en a été très reconnaissant.
Güzel, tertemiz deniz balığı onlar.
Il est propre et salé.
Vay canına, burası tertemiz olmuş!
Ça alors! La pièce est toute propre.
Tüm koltukları çıkardım, onu tertemiz ettim.
J'ai enlevé tous les sièges, il est tout propre.
Tertemiz. Üzerine aldığın işi yapıyorsun doğrusu. Bizi doğruca buraya getirdin.
Sande, merci de nous avoir menés ici.
Gururlu, utanmadan, tertemiz gözlerle bakan biri.
Fière, ce regard clair et droit, sans aucune honte.
Çantasını taşır ve şapkalı halde tertemiz atlayış mı yaptı?
Elle aura sauté plus facilement. Sans lâcher son sac ni son chapeau?
Tertemiz ve saf. Ama artık gençliğim uçup gitti ve elimde ne kaldı?
Mais ma jeunesse m'a quitté, en me laissant quoi?
Tertemiz oldular.
Ton linge est en train de sécher.
Duman yoktur, bayım, sis yoktur, New Hampshire dağlarına kadar uzanan denizi ve tertemiz açıklıkları görebilir!
Ni fumée, ni brouillard, mais une vue dégagée de la mer aux montagnes du New Hampshire.
Sekiz gün, resmen tertemiz.
- Huit jours. Pratiquement réhabilitée.
Tertemiz hava yayan bolca ağaç vardı Bu bakir doğada, savaşlardan ve şehirlerden olabildiğince uzakta herşeyin başladığı yere ; "insanlığın köklerine" daha çok yakınlaştım.
C'était encore plus sauvage ici, plus près des sources, au commencement des choses, loin des villes et des guerres
Çamurlu ayaklarınla tertemiz mutfağımı kirleteceksin.
Tu vas salir ma belle cuisine!
Buranın beş mil etrafını tertemiz etmek bir avcının bir haftasını almaz.
Un vrai chasseur en aurait pour une semaine à peine.
Tertemiz ve tümüyle.
À 100 %!
Tertemiz.
J'aime ton visage.
Tertemiz, sütten çıkmış ak kaşık gibi, sevgilim.
Oui, très prudent. Et blanc comme neige.
- Tertemiz.
lmmaculé.
Ama sizinle, iş her zaman zevkten önce gelir, bütün çamaşırlarını yıka, tertemiz yıkan, bütün tamiratları yap, ve sonra, ancak o zaman oturup güzel bir kitapla saatlerini geçir...
Avec vous, c'est d'abord le travail, le plaisir vient après. Nettoyage, raccommodage, du linge toujours net, propre et frais, et ensuite... ensuite seulement, on s'installe confortablement avec un livre religieux.
Tertemiz.
Propre comme un sou neuf.
İşte, bak temizledim, tertemiz oldu.
Voilà, c'est propre!
Bizzat, ben. Sana tertemiz bir sicil vermesi için yalvaracağım.
Je le demanderai moi-même.
Kommandant tüm koğuşların tertemiz olmasını istiyor.
Le commandant désire que tout soit au poil!
Prens geldiğinde Külkedisi küllerin arasından tertemiz çıkıverir.
Cendrillon était sans taches quand le prince est arrivé.
Burada sözkonusu olan bir subayın tertemiz olan sicilidir.
La carrière d'un officier avec un long passé héroïque est en jeu.
Tertemiz.
Immaculées.
Kemikler tertemiz, muzun kabuğunu soyar gibi.
Il ne reste que leurs os, comme si on avait pelé une banane.
Çok geç oldu. Eğer bu konuda konuşmazsanız yarın sabah Harry'i tertemiz gömeriz. En akıllıca olanı bu.
Du reste, il est très tard et si vous n'en dites rien... nous remettrons Harry propre et net demain matin où nous l'avons trouvé... et personne n'y verra rien.
Tertemiz bir sayfa açıyorsun, değil mi?
Comme ça tout est réglé!
Büyük yüksek bir yatak gibi ve her gece tertemiz bir çarşaf.
Comme un grand lit, avec des draps propres tous les soirs.
Bildiğim kadarıyla hayatı tertemiz.
Mais sa vie est sans taches.
Bu çizmeleri gördüm ve illâ almam gerekiyordu. Bir defacık tertemiz giyinip kuşanmak istedim.
Je voulais être bien habillé, pour une fois.
Evet, orada içerisinde tertemiz ve güzel çamaşırlar olan büyük sepetler var.
- La lingerie? - Oui. Il y a des corbeilles blanches pleines de linge propre.
Tertemiz.
Elles sont propres!
Giysileri veriyorsun ve tertemiz çıkıyorlar!
On met les trucs là et ça y est!
... tekrar tekrar söylediğim gibi,.. ... Tarih birgün 9.cu alay ve bizden bahsederken,.. ... hepimizin tertemiz olduğumuzu söyleyecekler.
Vous êtes du 9e de cavalerie, et comme je l'ai toujours répété, les états de service du 9e parleront pour nous, un jour, ils doivent être impeccables.
Keitoku Kız Okulu mezunu değil, aynı zamanda, tertemiz bir masumiyetin nadir bir örneğidir.
Sa beauté et sa pureté d'âme en font un être exceptionnel de nos jours.
Onun nasıI tertemiz, sıfırdan başlamaya hazır bir hâlde geldiğini gördün.
Tu as vu qu'il était frais, prêt à tout recommencer.
Peki o zaman bu dünyada yaşamaya değecek... tertemiz ve dosdoğru bir şey var mı?
Y a-t-il quelque chose de pur et sain dans ce monde?
Tertemiz olacağıma inanıyorum.
Je serai toujours propre.
Tertemiz. Bir ustalık eseri.
Tout est propre, tout est neuf.
Harman yerini tertemiz edecek. Buğdayını toplayıp ambara yığacak,.. ... samanı ise hiç sönmeyen ateşle yakacak.
Il amassera son blé dans le grenier, quant aux baies, elles brûleront dans un feu inextinguible!
Babamla beni her zaman tertemiz tutar ve bizi her pazar kiliseye götürürdü.
Maman nous menait le dimanche à l'église, papa et moi.
Tamam, yıkanıp üzerimi değişeyim. Sonra, tertemiz.
Je vais aussi me rafraîchir et on se retrouve frais, lavés et rincés.
Telaşsız, risksiz, tertemiz bir şekilde.
Pas de lezard, pas de probleme, bien rancarde, fait maison.
Sabıkası tertemiz.
Son casier est aussi vierge qu'une vestale.
Hatırlayın bu çifti ve tertemiz aşklarını kızın itinayla taranmış saçlarını şaşılacak derecede solgun ve berrak yüzünü bir damla yaş akmış ışıl ışıl gözünü...
Vous vous rappelez ce couple et leur amour si pur? Elle et sa jolie coiffure, le visage étrangement pâle et lumineux. La trace d'une larme faisant briller ses yeux.
Onu tertemiz ve bilimsel olarak yetiştiriyorlardı.
Élever un gamin "scientifiquement".