Torino перевод на французский
134 параллельный перевод
İngilizceyi Torino'da okulda öğrendim.
J'ai appris l'anglais à l'école.
Ben Torino'da tamirci ustasıydım.
J'étais maestro en mécanique à Turin.
Torino'yla Trieste, Marsilya ve Fas.
Turin, Trieste, Marseille et Mogador.
Torino'dan tanıdığın çok mu?
Tu connais beaucoup de filles de Turin?
Torino ya da Genova'da satın demek istedim, başka bir yerlerde.
C'est partout pareil.
Napoli lehçesi yerine, Torino lehçesi ile konuşur.
Tout au plus, il ne parlera pas napolitain, mais piémontais.
Bir kaç ay sonra Torino parlamentosunda milletvekili olacak.
Dans quelques mois, il sera député au Parlement de Turin.
- Bilmiyorum. Torino'dan biri.
Quelqu'un qui arrive de Turin.
Sevindirici ilhaktan sonra... Demek istediğim Sicilya ve Sardunya krallığının muhteşem birleşmesi Torino hükümeti, bazı ünlü Sicilyalıları krallık senatörlüğüne aday göstermek istiyor.
Après l'heureuse annexion, je veux dire... après "l'heureuse union" de la Sicile au Royaume de Sardaigne... le gouvernement de Turin a l'intention de procéder à la nomination d'illustres Siciliens comme membres du Sénat.
Listeyi Torino'ya göndermeden önce üstlerim sizi bilgilendirmenin ve bu teklif için onayınızı almanın uygun olacağını düşündü.
Avant de clore la liste... mes chefs ont cru de leur devoir de vous en informer et de vous demander si vous agréez la proposition.
Torino'da Sicilyalılarla bizzat tanıştım uyumak dışında her şeyi yapar gibiydiler.
A Turin, j'ai connu des Siciliens qui n'avaient pas du tout l'air de dormir.
Milano'da Torino'da çalışan işçiler rahat içindeler.
Là-haut, un ouvrier vit comme un roi.
Burası Torino, İtalya'nın sanayi başkenti.
Ceci est la ville de Turin, la capitale industrielle de l'Italie.
Bu sistemi TV kameraları ve Torino Trafik Merkezi'ndeki bilgisayar kontrol ediyor. İşte şu bina.
Un système contrôlé par des caméras de télévision, et par l'ordinateur dans ce bâtiment, le Centre de Contrôle du Trafic de Turin.
Hatta o gün Torino'da bir futbol maçı var.
Il y a même un match de football à Turin, la veille de la livraison.
Bu üç çirkin herif bizleri Torino'dan yıldırım hızıyla uzaklaştıracak.
Ces merveilles vous sortiront de Turin plus vite que n'importe qui. Très bien! Rappelez-vous-en.
Ve işte, Profesör. Torino'daki bilgisayardan o sorumlu.
Maintenant, nous en venons au Professeur, qui sera en charge de tout ce qui concerne l'ordinateur de Turin.
Dave, vadiden Torino'ya doğru. Tamam mı?
Dave, prends la route de la vallée vers Turin, Ok?
Torino'da derler ki, fahişeler para kazanmada ikinci sıradadırlar.
On dit qu'à Turin, la prostitution est la deuxième source de revenus.
Bu kadar metan gazı Torino büyüklüğünde bir kentin günlük ihtiyacını karşılayacak kadar enerji üretebilir.
Le méthane produit une énergie qui suffirait chaque jour à Turin!
Roma, Napoli, Bari, Milano, Torino, Cenova, Triyeste, Floransa, Boltzano istasyonları.
Stations de Rome, Naples, Bari Milan, Turin, Gene, Trieste, Florence, Bolzano.
Torino'da doğdum ama Nantes'da okudum.
Je suis né à Turin. Mais j'ai étudié à Nantes.
Kutsal emanetlere gelince, Torino'dan kefenlerimiz,
Maintenant, les reliques...
Biraz gideceksin... Tekerlekleri olmayan bir Torino göreceksin.
Tu descends la rue, tu vois une Ford sans pneus.
O Torino'nun içinde kuzenim Jackie var.
Dedans, y a mon cousin.
Torino Gran Düşesi Sophia var Prens'le asla evlendiremeyiz.
- Et alors? La Grande-Duchesse Sophia de Turin... - Mais elle refusera.
Yarın Torino'da bir konferans vereceğim.
Une conférence, à Turin, demain.
Ben Norma'yla birlikte Torino'da olacağım.
Je serai à Turin, chez Norma.
Hırsız benim Torino Kefeni plaj havlularımı almış.
Le voleur a pris mes serviettes St Suaire de Turin.
Şunu dinle. Torino'da Sadomazoşist bir genelev bulundu. Evde altı kadın vardı.
- Écoute à Turin, une maison a été découverte, qui se livrait à des rendez-vous sadomasochismes.
O zaman şuna bakalım. Torino'dan bir kadın yollamış.
Cela vient d'une femme de Turin.
Bu sana bakan bir Gran Torino.
C'est une Gran Torino qui t'attend.
Evet aslında tuhaf. Torino Kefeni veya Sligo'da tanıştığımız kadın gibi.
C'est comme le Suaire à Turin, ou cette femme à Sligo.
İşte bu genlerdir sizi, yaşadığınız şehirden koparıp mantık treninden inmeye zorlayıp Verona, Torino, Milan'a doğru harekete geçiren.
À cause de ces chromosomes, vous êtes poussés à laisser le train de la rationalité dans la gare de votre ville Vérone, Turin, Milan... Pescara.
Ben enfeksiyon Kontrol'ünden Carmen Torino
Carmen Torino du Comité contre les infections.
Babam Torino'da başkomiserdi.
Mon père était le chef des carabiniers de Turin.
Torino Kefeni'nin tadını da merak ediyorum.
Je me demande quel goût a le linceul.
Oldu, Torino'ya 20 günde varırız.
On en a pour 20 jours juste pour atteindre Turin!
- Şimdi Torino'da matematik öğrencisiyim.
Maintenant, je suis inscrite en maths à Turin.
- Torino'da okuyalım.
Pourquoi on ne s'inscrit pas tous les trois à Turin?
Torino'da misafirin olabilir miyim?
Si je viens à Turin... tu m'héberges?
Babam Torino'ya neden geldi?
Papa est venu faire quoi à Turin?
Aslında, senin için sorun olmazsa.. Bir süre Torino'da kalıp bu sponsoru aramak istiyorum.
Si ça ne vous embête pas, je resterais bien un peu à Turin pour le chercher.
.. Torino'ya onu görmeye gelmiyorsun?
"pour venir nous voir?"
Torino polisi Torino'da, Corso Bernardino Telesio'daki.. .. Kızıl Tugay örgütevine sık sık giden.. .. ikisi kadın beş kişinin kimliklerini açıkladı.
Les Services de Turin ont diffusé cinq portraits-robots, trois hommes et deux femmes, qui fréquentent le repaire des Brigades Rouges découvert à Turin il y a dix jours.
Hayır, o zaman Torino'daydım.
Non, j'étais à Turin.
Torino'yu unutma.
Et Turin.
Torino.
"Tonino..."
- Berto, Torino'ya gidelim!
Berto, allons à Turin.
TORİNO, ŞUBAT 1968
Turin, février 1968
TORİNO, 1974 İLKBAHARI
Turin, printemps 1974