Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ T ] / Torun

Torun перевод на французский

372 параллельный перевод
Eğer bir torun istiyorsanız altı ya da sekiz ay içinde, damadınız yine deneyebilir.
Si vous voulez un petit-fils, dans six ou huit mois, pas avant. Vous demanderez à votre gendre d'en faire un autre.
Üç tane torun.
Trois petits-enfants.
Bayan Boot'un 3 torun sahibi olduğunu bilmelisin.
Vous devez savoir que Mme. Boot est trois fois grand-mère.
Ve bir de torun.
Et un petit-fils.
Bana dede mi diyorsun? Hem etrafımda hiç torun göremiyorum.
Je ne vois pas de petits-enfants ici.
Bizim bir torun istediğimizi biliyor.
Kikuko sait que nous attendons tous qu'elle nous donne des petits-enfants.
20 torun. Sadece Evald beni görmeye geliyor. Beni yanlış anlama ;
Personne ne me rend visite, sauf Evald qui vient de temps à autre.
Torun, evlattan daha çok sevilirmiş.
On est plus indulgent avec ses petits enfants, qu'avec ses enfants.
Gillenormand'larda dede ve torun barışmışlardı.
Chez M. Gillenormand... Grand-père et petit-fils avaient fait la paix.
Sana bir sürü torun sevinci diliyorum.
Je te souhaite de nombreux petits-enfants.
Peki torun nerede?
Et son petit-fils, il est où?
Ben torun istiyorum.
Je veux des petits-enfants.
Annen torun istiyor.
Ta maman veut des petits-enfants.
Hayaller... Siz de küçük şirin bir torun istemez misiniz?
Les souvenirs, et bien sûr les petits-enfants, M. Tanácsos.
Belki de bir torun sahibi olmayı istiyorsundur?
Tu es pressé d'avoir un petit-fils?
Geride Sibirya'da bir koca ve bir torun bıraktı, Rusya'da milyonlar öldü.
Son mari en Sibérie. Je n'ai plus qu'un petit-fils. Des millions de morts en Russie.
Toprak alırsın, Evlenirsin, torun torba sahibi olursun!
Tu te marieras et tu mèneras une vie normale.
Evet, bebek iyi. Hep torun istedim.
Le bébé va bien, j'ai toujours voulu un petit-fils
Torun mu?
Des petits-enfants? allons donc!
"Büyük torun, dur!"
" Arrête, mon arrière-petit-fils!
Neden yalnızsın? Bir karın ve bir düzine çocuğun olduğunu söylemedin mi? Pek çok akraba ve torun...
Tu m'as dit que tu avais une femme, une dizaine d'enfants et tout un tas de parents.
Tüm arkadaşlarım ya ölüyor ya da torun sahibi oluyor.
Tous mes amis meurent ou ont des petits-enfants.
Kayıp bir Yahudi torun arıyorsanız aralarında yoktu.
Si vous cherchez le petit-fils d'un Juif, ce n'est pas l'un d'eux!
Hakim Smails, Torun Smails Dr. Beeper ve Piskopos Pickering.
Juge Smails, Smails 3e du nom, Dr Beeper et l'évêque.
Ardında, bir eş, iki kız ve beş torun bıraktı.
Il laisse une femme, 2 filles et 5 petits-enfants.
En azından torun sahibi olacağım.
Bon, au moins, j'aurai des petits enfants.
Bana torun verecek misiniz?
Je vais devenir grand-mère?
Belli ki ona bir torun vermeden önce gitmemiş.
Il a donné à Chung un petit-fils.
Büyükannenle paskalyayı kutlayacaksın demek. Ne vefalı bir torun.
Un bon petit-fils qui va voir sa mamie pour Pâques!
Ve şimdi, nine ve torun dansedecekler.
Grand-mère et petit-fils dansent!
Annem kiz torun ister.
Ma mère aimerait bien une petite-fille.
Dedelere ninelere söz verdiğiniz torun videolarını gönderin. Ohh...
Envoyez la vidéo de vos enfants que vous avez promis aux grands-parents.
Bir sürü torun istemiyorum.
Je veux pas voir ici toute une marmaille.
Torun da nereden çıktı?
C'est quoi... mes "petits-enfants"?
Onunla evlenip, bir gün çocuk ve torun sahibi olmak için can atıyorum.
Je veux l'épouser, avoir un jour des enfants - et des petits-enfants.
Bize iki oğlan torun verecekler.
Ils nous donneront deux garçons.
Peki ya Yoru Usta? O ki büyük-büyük-büyük torun. O yasaklanmış dövüş sanatını biliyor Ve o talimat sayfasının tam olarak nerede olduğunu tek bilen adam.
Et Yoru Sensei... est l'arrière-arrière-arrière-petit-fils de l'homme qui créa l'art interdit et le seul homme à connaître le lieu du manuscrit.
Akıllı bir torun ol ve gidip onu getir.
Courez la chercher, comme un bon petit-fils.
Babam torun özlemi çekmiyor olsaydı ve sen de beni başgöz etmeye çalışmıyor olsaydın hâlimden memnundum.
Sans le désir de papa d'avoir un descendant et ton acharnement à me marier je serais heureux tel que je suis.
Son nesil torun.
La descendante!
Gidiyorsun, aile kuruyorsun, çocuklar, evlilik, torun torba derken seksen sene sonra aynı salona gelip 1 metre ötede biletleri yırtıyorsun.
Puis viennent le mariage, les enfants, les petits-enfants. 80 ans plus tard, on déchire ces mêmes billets, 1 m plus loin.
Torun'da bunun iki katı.
A Torun, le double.
Nina'ya erkek torun sahibi olduğunu söyler misiniz?
Dites à Nina qu'elle a un petit-fils.
Tamamen yalnızken birden bir nişanlı bir evlat, bir torun, bir abla ve bir dost oldum.
J'étais seule et je suis devenue une fiancée, une fille, une petite-fille, une sœur... et une amie.
Annenle biraz tartıştık. Torun sahibi olmanın sorumluluğu hakkında.
Ta mère et moi avons eu un désaccord... à propos des responsabilités des grands-parents.
Yıllar boyunca, büyükanne ve torun olarak aramızda hiç yalan olmadı.
Depuis qu'on est mamie et petite-fille... tu ne m'as jamais menti.
Ve sırf etrafta fazla bulunmuyorum diye torun istemediğimi de sanma sakın.
Et ce n'est pas parce que je ne suis pas là que je ne veux pas avoir de petits-enfants.
Torun?
- Petit-fils?
3 torun.
Trois petits-enfants.
Atılgan o kadar uzağa itilecek ki, geri dönebildiğiniz zaman, çocuklarınız torun sahibi olmuş olacak.
Le circuit traduction est défectueux? Passerelle, ici le capitaine.
Aman ne kadar zeki bir torun!
Tellement curieux, les yeux pétillants de malice.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]