Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ T ] / Trenler

Trenler перевод на французский

364 параллельный перевод
Tiyatrolar, oteller, trenler. Trenler, oteller, tiyatrolar.
Le théâtre, l'hôtel, le train...
Üzgünüm. Sadece askeri trenler çalışıyor.
Seuls les trains militaires roulent.
Hatta trenler kaybolur çığ altında.
Même les trains disparaissent sous les avalanches.
Başka günlerde başka trenler de var.
Peu importe. Il y aura d'autres trains.
- Ne demek istiyorsunuz? Mineola'ya yolculuk uzundu ve trenler arasında dinlenmeyi severim.
Je me reposerais bien avant de repartir.
Ama trenler arasında iki saat olduğunu bilmiyorduk.
Et il y a deux heures entre les trains.
Trenler beklemez, kadınlar bekler.
Oui, j'ai dû partir à Washington par le premier train.
Trenler de.
Et les trains non plus.
Tüm trenler durdu, sınır kapatıldı.
Et les trains sont arrêtés.
Bu yerel trenler çok yavaş gider.
- Ces trains sont très lents.
- Böyle trenler için hala bilet alıyor muyuz?
On ne veut que le meilleur. - On n'achète pas de billet pour ce train?
- Başka trenler de var.
- Il y a d'autres trains.
Trenler hariç.
Pas dans le train.
Tüm trenler batıya gidiyor. Varış yeri, San Diego.
Tous se dirigeaient vers San Diego.
Şu Amerikan trenler, tümüyle facia.
Ces trains américains!
Ağzına kadar dolu trenler çok tehlikeli.
Sur notre ligne, c'est terrible.
Trenler yok, telaş yok, acele etmek yok, zahmet yok. Hermione güzel şeyler ayarlıyor, değil mi?
Ils vont à Southampton ce soir, ils dînent en route à Salisbury et demain matin ils embarquent.
Trenler çok hızlıymış. İçlerinden birine binince, koca yolda hiç durmadan ta Tucson'a kadar gidebilecekmişin.
Il disait que bientôt, on monterait dans l'un de ces trains et on serait transbahutés jusqu'à Tucson sans aucun arrêt.
- Iowa'ya giden uçaklar, trenler ve otobüsler. - Peki ya Iowa'da ne var?
De là, vous rejoindrez l'Iowa.
Evet Bayan Marple, tüm trenler arandı ve hiçbir hastanede öyle bir kadının kaydı yok.
Bien sûr madame... Mlle Marple. Néanmoins on a fouillé en vain les trains et aucun hôpital n'a reçu la femme que vous décrivez.
Trenler bir felaket.
Les trains, quelles horribles choses.
- Trenler neyi anımsatır, biliyor musun?
Tu sais à quoi les trains me font penser? Non.
Trenler.
Les trains.
Yerleşimcileri taşıyan trenler soyuldu. "
Des trains d'immigrants dévalisés. "
Şafaktan sonra makaslardaki ve raylardaki tüm trenler bombalanacak.
À l'aube, les voies de raccordement et les trains seront bombardés.
" Bütün trenler buradan geçecek.
"Les trains passeront tous par ici."
Buraya trenler hakkında maval dinlemeye gelmedim.
Je ne suis pas venu t'écouter parler de trains.
Trenler yarına kadar grevdeler ama masa saat 3 için ayarlanmıştı.
- Maman n'est pas rentrée? - Non, les trains sont en grève, elle ne rentrera que demain. On sera quand même trois à table.
Hey, biliyor musun? Uçaklardan önce trenler vardı.
Avant qu'il y ait les avions il y avait les trains.
Bankalar, trenler ve muhteşem McCradle Yağmasının sorumlusu.
Attaque de banques et de trains, organisateur du raid McCandles.
Trenler, uçaklar ve gemiler hepsi gözetim altında.
L'assassin a un million de dollars. Trains, avions et bateaux sont sous contrôle.
Başka trenler de var.
Il y a d'autres trains.
ÇOCUK MASALI SALI BELGESELİNE DÖNDÜ... yeni refah dalgasından önceki günlerin hatırası. Ülke dirlik ve düzene kavuştu mağazalar güzel şeyler, hoş trenler, oyuncaklar ve...
C'EST À NOUVEAU UN DOCUMENTAIRE... rappellent les jours d'avant l'arrivée d'une nouvelle richesse qui a nettoyé le pays et a rempli les boutiques de belles choses...
Onlarla ilgilendiğini hiç duymadım, ama trenler.
Tu n'as volé que des trains.
Olmaz. Devamlı trenler gelip gidiyor. Korkarım.
Avec tous ces trains, c'est dangereux.
Kahrolası trenler.
Mince...
Üzgünüm, doktor. Anlaşılan Almanya'daki bütün trenler uzun rötarlar yapmış kızınız aktarmayı kaçırmış olmalı.
Désolé, le train de Munich a plusieurs heures de retard.
Hayır canım, daha gelmediler. Trenler gecikmiş.
Elles ne sont pas encore arrivées, Lisa et Margaret.
Trenler gerçek makinalardır, oradaki tırmık gibi değil.
Tu as vu cette machine, dehors? Tu ne veux pas l'utiliser parce que tu as peur.
Buradaki trenler çok garip.
Les trains sont si étranges ici.
O zamanki trenler gerçekten güzeldi. Özel bölümleri vardı... Dergi, şeker, gazoz satarlardı.
Les trains étaient fabuleux, avec des endroits aérés... des magazines... des bonbons...
Trenler, bankalar...
Braquer trains et banques.
Buraya demiryolu düzlüğü deniyormuş çünkü bütün trenler buradan geçermiş.
Ça s'appelle "Railroad Flats", à cause des trains.
Büyük trenler aşağı tarafta.
Voilà une marchandise, tenez!
Yoram Amca, trenler bozuldu.
Oncle loram, le train est en panne.
Trenler dolusu Yahudi, her gün buraya geliyor. - Akıntıya karşı yüzmekten hoşlanmam.
Plein de Juifs de là-bas viennent ici.
Trenler...
Des trains...
YAKINDAN İZLENEN TRENLER
trains ÉTROITEMENT SURVEILLÉS
Modern trenler!
Le métro aérien!
Sen ve trenler.
Toi et les trains...
Trenler.
Des trains.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]