Twix перевод на французский
68 параллельный перевод
"Marathon, Snickers adını aldı..."
"Raider devint Twix"...
Twix.
Twix.
Twix'im nerede?
Où est mon Twix?
O benim Twix'im.
C'est mon Twix!
Sanırım Twix'imi yedin.
Je crois que vous avez mangé mon Twix.
Makinede asılı kalmıştı, Twix'i aldığında diğeri de bedavadan düştü... Neden diye sormadın. ... ya da kime ait olduğunu araştırmadın.
En achetant le vôtre, vous avez eu un petit bonus, sans prendre la peine d'en chercher le propriétaire.
Öncelikle, Twix değildi. Fifth Avenue'ydu.
Primo, c'était pas un Twix, c'était un Cronch.
İçinde kurabiye parçaları olan tek çikolatanın Twix olduğunu herkes bilir.
Et Twix est la seule barre qui croustille.
Kısa isimli biri. Twix'imi çaldı.
- un prénom court - m'a volé mon Twix.
- Bunun bir Twix olduğunu biliyorsunuz değil mi?
C'était un Twix?
Twix içinde kurabiye parçaları olan tek çikolatadır.
- Twix est le seul à croustiller.
Twix konusunda ne yapacaksınız?
Alors, et mon Twix?
- Twix çok fazla hindistan cevizi var.
- Trop de noix de coco.
- 2 tane Twix alacağım. - Hayır.
Je vais acheter des Twix.
Ve sen. Bugünkü kaçıncı Twix'in? - 8 oldu mu?
Ça vous fait combien de Twix, aujourd'hui?
- O Twix.
C'est un Twix!
Hepsi Twix. Hepsi kurmacaydı.
Ce sont tous des Twix!
Bir tane verin. Bana bir tane Twix verin.
Donnez-m'en un!
Zavallı adam, güzel bir kek için gelmişti ama iki tane twinkle karşılaştı.
Le pauvre, venu pour 1 barre chocolaté et il tombe sur les Twix de 2 tarlouzes.
Twix.
Des Twix.
Ama daha önce, Ding Dong ister misin?
Mais d'abord, un Twix, ça te tente?
Ding Dong'ların mı var, dostum?
Tu as des Twix?
Yarın sabah Peder Leon bir karar verecek.
Tu crois que je suis un Twix ou quoi?
- Hayatta doğru seçimleri yapmalarını öğreteceğiz.
On leur apprend à faire les bons choix. 2 paquets de chips, un Twix et un soda.
- Ben Butterfinger istiyorum.
Je veux un twix.
Annene Butterfinger ver, sizin için onca şey yapıyor.
Donne à ta mère un twix... elle fait plein de trucs pour toi.
- Abba Zabbalar.
Non, les Twix.
Muhtemelen ülkedeki tüm denizcilerden bir parça almıştır.
Elle a dû croquer tous les Twix du comté!
- Çikolata.
- C'est un twix.
Twix?
Twix?
Twix ne yapıyor?
Et que fait Twix?
Luke doğum günü için,... Twix alıp almayacağını merak ediyordu.
Luke se demandait si... il pourrait avoir un Twix, à son prochain anniversaire.
Sen, Duds'ım, Chunks'ım Twix'im Cadbury'im ve kafanı iyi yapacak her şeyim var.
J'ai des Milky-Way, des Crunch, des Twix, du Lindt, tout ce que tu veux.
Ben bir Twix değilim.
Pas moyen. Je suis pas un Twix.
İş yerinde birinin doğum günü olduğunda, kupalarla şarap içerdik ve snickers yerdik, anlıyor musun? Güzeldi işte.
Pour les anniversaires, au boulot, on buvait du vin dans des tasses, on mangeait des Twix et c'était très sympa.
Şekerleme, gofret falan?
Même pas un Twix?
- Gofret alayım.
- Va pour un Twix.
Sadece bir gofrete ihtiyacım var.
Il me faut juste un Twix.
Gofret, yemek istediğin şey bu mu?
- Un Twix? C'est ce que tu veux?
Son Twix'i sen mi aldın?
C'est toi qui a pris le dernier Twix?
Metro, albeni, dido!
Twix, Mounds, Heath!
Bu bir Twix.
C'est un Twix.
Bir keresinde Twix'i ambalajıyla yedim ve ambalajın çıktığını görmedim hiç.
Une fois, j'ai mangé un Twix dans son emballage. L'emballage n'est jamais ressorti.
Bunun tadı Twix gibi değil.
Ça n'a pas du tout le goût du Twix.
Twix değil, ağaç dalı.
Pas du Twix, des brindilles ( rime en anglais ).
Gazoza hayır demem.
Tu veux un mentos ou un twix? Pourquoi pas un twix.
Cips mi yoksa çikolata mı?
Nachos... ou un Twix?
Ivır zıvırını elledin mi bakalım?
Tu as touché son "Twix"?
Twix nerede?
Où est Twix?
- Evet, o benim. - Alles klar.
Un chocolat chaud et quatre Twix.
- Bu kadar yeter mi?
- Je peux avoir un Twix? - Oui.