Ufaklıklar перевод на французский
393 параллельный перевод
Ufaklıklar nasıl?
Ils vont bien?
Dinleyin ufaklıklar. Gidin kendinize birer tabak bulun. Kalanı size vereceğim.
Les enfants, que chacun aille chercher une cuiller en bois et j'y mettrai ce qu'il reste.
Kedimiz yavruladı ve ufaklıklar etrafı sarmış durumda.
La chatte a eu des petits et ils courent partout.
Bu ufaklıkların cezalandırılmasını sağlamanı istiyorum.
Veillez à ce que ces sales gosses soient punis!
Siz ufaklıklar, sessiz olun.
Les enfants, ne faites pas de bruit.
Anlamak için her ne kadar çok küçük olsalar da... ufaklıklar bile büyülenmişti.
Les petits eux-mêmes... étaient enthousiasmés.
Senin gibi ufaklıklar Başkan olmak üzere yetişirler.
Moi, je serai dans les services secrets plus tard.
Kilisede, öbür ufaklıklar gibi söylerdim : "Teşekkürler, Tanrım."
À l'église, je disais comme les autres gamins : "Merci, mon Dieu."
Gelin, ufaklıklar.
Venez, mes petits.
- Ufaklıkların kitabı mı alacaksın?
Pour le carnet d'autographes du gosse?
Perdy, eğer Y-Ü-R-Ü-Y-Ü-Ş-E çıkacaksak bu ufaklıkları yatırsak iyi olur.
Perdita, il est temps de mettre les petits au lit, si on veut aller en... B-A-L-A-D-E.
- Yanınızda ufaklıklar varken.
- Et avec tous ces petits.
Oh, tatlı ufaklıklar.
Ces bouts de chou.
Hepsi burada, ufaklıklar.
Ils sont tous là, les petits chéris!
- Evet, baba? - Ufaklıkları eve götür.
Ramène les petits à la maison.
Ufaklıkları bilirsiniz. - Evet.
You know how children are.
Ve ufaklıklar ağladığında
Oui mais quand les gosses Se mettent à crier
Ufaklıklar büyüyünce.
C'est quand les minimes vieillissent.
Buraya gelin, ufaklıklar.
Venez, petits bambins!
Bağırıp durma, ufaklıklarımı ürküteceksin.
Toi et ta détestable bestiole!
Oregon'a gidip ağabeyimi ve ufaklıkları gördüm.
J'ai fait un saut en Oregon pour voir mon frère.
Ufaklıkları uzak tutalım lütfen.
Gardez les enfants à une distance convenable.
Ufaklıklar, panik yapmayasınız
Eh bien, les enfants pas de panique
- Ufaklıkları boşverin.
Ne prends pas les plus petits.
Wanderers gece partisinin. Ufaklıklar.
Avec tous ces petits cocos!
Kuşlar derken de, benim ufaklıkları kastetmiyorum.
Et quand je dis les oiseaux, je ne veux pas dire les petits!
İzleyiciler arasında gülümseyen o ufaklıkların yüzüne baktığımda parayı mı düşünüyorum sizce?
Moi, je ne veux pas de loups affamés d'argent! Quand je joue pour les petits crapauds, je pense à l'argent?
Siz ufaklıklar sırf beni görmek için okulu mu kırdınız? Silahlarına baksanıza!
Vous avez séché l'école pour venir me voir?
Özellikle ufaklıklar sağolsun.
Merci aux petits crapauds...
İlerleyin ufaklıklar.
en avant la petite marmaille.
"Ne yapıyorsunuz, ufaklıklar?"
"'Que faites-vous, mes petits hommes? '
Ufaklıklar da kim?
Comment s'appellent tes jeunes amis?
Hadi, ufaklıklar.
- [Félix] Hop, petits!
Güzel. Ve umarım ufaklıklar izliyordur.
Et j'espère que vos enfants regarderont.
- Sıkı ufaklıklar, ha?
- Des petits durs, hein?
Size ne yapacağımı söyleyeyim. Bu ufaklıkların fotoğraflarını çekmeye çalışacağım.
Ecoutez, je vais tâcher de photographier ces bestioles.
Bu Dalgacılar için küçük ufaklıklar için dev bir adım beyler!
C'est un pas pour le Groupe, et un saut de géant pour un trouillard.
Ufaklıklar böyledir işte.
Les idiots sont comme ça.
- İyi geceler, ufaklıklar.
- Bonne nuit, les petites.
Küçük ufaklıklar, buraya gelin.
Venez là, petites monstres.
Dinle ufaklık, Buradaki mezarlıklar aptallarla yani.. altın hayali kuran adamlarla doludur. Ne oldu hayallerine?
Ecoute, e cimetière est piem de fous chasseurs d'or, des gars qui fumaient de l'espoir et qui rêvaient dor avant de finir sous un tas de roches gele.
Siz ufaklıklar New York'ta nerede kalıyorsunuz?
Ou serez-vous a New York?
Parmaklıklarını en az benim kadar çok test ediyorsun ufaklık.
Tu testes tes barreaux aussi souvent que moi.
Beslenin ufaklıklar.
Mangez, mes petits.
Ben ufaklıkları saymıyorum.
Sans compter le menu fretin.
Yoksa bütün bu ufaklıklar...
Tous ces enfants sont... Non.
Şu ışıkları hallet, ufaklık!
Tire sur ces lumières mon gars.
Siz de sağolun ufaklıklar.
Merci à tous.
Şimdi bütün izleyiciler ve bütün ufaklıklar sıkı dursun.
Et maintenant, grandes personnes et petits crapauds, regardez bien.
Ufaklıklar, aileniz nerede sizin?
Petits, où sont vos parents?
Neyi kutladıklarını biliyor musun, ufaklık?
Sais-tu de quoi il s'agit, petit?