Umutsuz vaka перевод на французский
197 параллельный перевод
"Umutsuz Vaka."
Pronostic négatif.
Ben sanırım ben büyük bir porsiyon "Umutsuz vaka" alacağım.
Donnez-moi une grande portion de pronostic négatif.
Umutsuz vaka gibi görünüyor.
Il y a peu d'espoir.
Umutsuz vaka!
Rien à faire!
Senin durumun umutsuz vaka.
Vous avez autant besoin d'aide qu'une forteresse volante!
- 100'er papel, o bayan umutsuz vaka.
- Ça vaut combien pour vous? - 1 00 dollars que sa tête ne tient qu'à un fil.
- Umutsuz vaka ha?
Pas de bol.
Umutsuz vaka.
Il n'y a rien à en tirer.
Sendika umutsuz vaka olduğuna karar verdi bazı madenlerde iş aramak zorunda kaldı. Bu yapıldı.
Le syndicat autorisa les gens les plus touché à travailler ailleurs,
Git ve şuna bir bak. Bu kız umutsuz vaka.
Vas-y, elle est bonne à rien.
Eğer bir hizmetçiyi çekici buluyorsa umutsuz vaka olmalı.
Les hommes sont des lâches. Pourquoi s'en prendre aux servantes?
Umutsuz vaka.
C'est sans espoir.
Umutsuz vaka!
C'est désespérant!
"Her kim girerse buraya, umutsuz vaka olur."
"Laissez tout espoir, vous qui entrez."
Umutsuz vaka!
Cas pitoyable!
Umutsuz vaka.
Elle me désespère...
Tam bir umutsuz vaka.
Pour des courants d'air.
Ama bugün için durumu umutsuz. Umutsuz vaka, değil mi?
Pour le moment, c'est un cas désespéré.
Umutsuz vaka olduğunu söyledi.
Il a dit qu'il est incurable.
Umutsuz vaka. Karşında gerçekten dik kafalı inatçı biri var.
Mon petit chou... tu regardes un philosophe de pacotille.
Korkarım umutsuz vaka.
C'est sans espoir, j'en ai peur.
Yangın söndürme konusunda hepsi umutsuz vaka.
Pas question de les utiliser pour éteindre le feu.
Tanrım, bu çocuk mastürbasyon konusunda umutsuz vaka.
Oh, ce garçon ne sait pas masturber.
Bu kadar yoğunken bu umutsuz vaka için yatağı vermekten de mutsuzlar. - Hiç de öyle... - Dur!
Je crois qu'ils aimeraient récupérer le lit puisqu'il...
Umutsuz vaka.
Nul. Quoi?
Umutsuz vaka durumu bu.
On dirait que l'homme est un cas désespéré.
Umutsuz vaka, sana hiçbir şey söylemezler.
C'est sans espoir : ils ne diront rien.
Umutsuz vaka!
Oh, c'est sans espoir!
Sevgili konusunda kim daha umutsuz vaka bilmiyorum, sen mi ben mi.
A savoir qui était le plus seul, toi ou moi?
Kurbağa gözlü, çatık kaşlı, umutsuz vaka.
Un œil de crapaud et un crâne de puce dans un sac de vices!
Şu Schmadtke denen herif, umutsuz vaka. Böyle yürümez bu iş.
Ce Schmadtke est irrécupérable, ça ne va pas marcher.
Umutsuz vaka, bir iyilik istiyorum.
Hé, moustique, j'ai besoin de toi!
Umutsuz vaka!
Rien à en tirer!
Tam bir umutsuz vaka.
Il est desespéré.
- Evet, umutsuz vaka.
- Oui, il est sans espoir.
Umutsuz vaka. Keşke bütün vaktimi Sarah Wallis'i korkutmak için kağıttan pipiler yapmakla harcamak yerine anaokulunda sanat eğitimi almış olsaydım.
Ah, si j'avais mieux travaillé le dessin au jardin d'enfants au lieu de fabriquer des zizettes en papier mâché pour faire peur à Sarah Wallis!
Adam umutsuz vaka.
Il est à notre merci.
Bazısı gerçekten umutsuz vaka...
Certains étaient complètement débiles
Umutsuz vaka olduğunu söylediğimizde bize bağırdılar.
Ils nous ont hurlé dessus quand on a dit que c'était désespéré.
Hayır, bunu bir umutsuz vaka olarak görmüyorum ve sanırım terapiye devam etmek istiyorum.
Son cas n'est pas perdu. Je songe plutôt à une psuchose réactionnelle Je veux poursuivre la thérapie.
Bana umutsuz vaka bir romantik diyebilirsin.
Traite-moi de grande romantique.
Bu da kim? Bilmiyorum ama, umutsuz vaka bu herif.
IL VA PAS VENIR NOUS PISSER DESSUS!
Yarasa kadar kör, umutsuz bir vaka.
Incurable, hein? Cécité complète.
Bunun faydası olur diye düşünmüştüm. Bu umutsuz bir vaka, değil mi, Doktor?
Ça nous fera une belle jambe.
Ama bu tamamiyle umutsuz ve imkansız bir vaka.
- C'est une situation impossible.
Hiç faydası yok, umutsuz vaka.
C'est foutu!
- Umutsuz bir vaka.
- C'est Ed Popke.
Umutsuz bir vaka.
- C'est mort.
Tamamen umutsuz bir vaka.
Un cas totalement désespéré.
Umutsuz bir vaka gibi görünüyor.
Le cas me semble plutôt désesperé.
Görüyorsunuz ya, umutsuz bir vaka, değil mi, Albay Fitzwilliam?
Alors vous voyez, c'est un cas sans espoir, n'est-ce pas, Colonel Fitzwilliam?