Uyardım перевод на французский
1,127 параллельный перевод
Kanunlara uyardım.
Appliquer la loi.
Onu uyardım.
Je voulais pas lui faire de mal.
Seni daha önce uyardım, ama beni görmezlikten geldin, ve kadın getirdin burayı onların günahları ile kirlettin.
Je t'avais prévenu mais tu m'as ignoré et introduit ces pécheresses.
Seni uyardım aptal herif!
Je t'avais prévenu, crétin.
Piçi uyardım, ama yaklaşmaya devam etti.
Je l'avais prévenu mais il a avancé quand même.
Unutma, seni uyardım... yine de, böyle saygın bir inşaatçının bunu yapması.
Je t'avais prévenue. Quand même, un ouvrier aussi réputé... Stubbs?
Onları uyardım.
Je les ai averties.
Ben de onları uyardım.
Je les ai donc laissé partir avec un simple avertissement.
Defol, Marlowe. Ve unutma seni uyardım.
Vas-t-en, Marlowe Et souviens toi que je garde un œil sur toi
- Seni uyardım!
Je t'aurai prévenue.
Seni uyardım!
Je t'aurai prévenu!
Kızımı çıkışa kadar götürdüm kimseye hiçbir şey söylememesi konusunda onu uyardım sonra geri döndüm.
Je l'ai emmenée à la grille, et lui ai recommandé de garder le secret. Puis j'y suis retournée.
Seni uyardım!
Alors, Kichi!
- Sizi Toby hakkında uyardım. - Uyardınız.
- Je vous avais prévenu sur ce Toby.
- Bir sürü kez uyardım!
- Oui. - Plusieurs fois!
Ben de uyardım.
Voilà, c'est fait, monsieur.
Seni uyardım bok surat, Gelecek sefer seni yere gömeceğim!
Personne n'avait jamais osé me menacer.
Demiryolu hattını ekstra önlemler almaları için uyardım.
J'ai averti les chemins de fer afin de prendre toutes les précautions.
Pekala. Seni uyardım.
Je t'avais prévenu.
Adamları yiyecek kontrolü konusunda kaç kez uyardım?
Combien de fois je les ai prévenus pour les inspections de repas.
Seni uyardım.
Je vous aurai prévenu.
- Onu uyardım.
- Je l'ai prévenu.
Sizi uyardım.
Ne venez pas dire que je ne vous ai pas prévenus.
Uyardım onu.
Je l'avais prévenue...
Ah o zavallı hayvancıkların halini bir görecektin. Seni uyardım! Çek şu patini!
Et les pauvres animaux... maintenant, je t'ai prévenu!
Tamam, ama sizi uyardım.
D'accord, mais je vous aurai prévenus.
Sizi uyardım, veletler!
Je vous ai prévenus garnements!
Uyarmadı demeyin! Uyardım sizi!
Je suis peut-être une larve visqueuse, mais croyez-moi :
Hepinizi uyardım!
je sais de quoi je parle.
Seni yüz sefer uyardım!
Je t'ai dit d'arrêter. - Bonjour. - Bonjour, Gloria.
Seni uyardım.
Je vous avais prévenu.
Sakın bana yaklaşma Şerif, seni uyardım.
Ne vous approchez pas de moi, shérif, je vous ai prévenu.
Şimdi, bir utanç içindesin, seni aşk sanatı hakkında bir fırçan olmamasına rağmen insan gibi uyardım.
Mais bien que tu sois une catastrophe, je serais méchant de pas te prévenir que faire l'amour est un art et que t'as même pas un pinceau.
Seni de uyardım işte, haberin var artık. Kullanmayı bilmiyorum zaten, o yüzden böyle daha iyi.
Je veux rien savoir, j't'aurais prévenu, t'es au courant maintenant...
Kumaşta yalnızca Froggit ve Froggit'de üretilen parafin lekeleri vardı, üretici, Londra'nın karanlık ve tehlikeli bir mekanı olan Wapping'deydi, ve onu bu konuda açıkça uyardım ama nafile!
De plus, l'étoffe était tachée de paraffine. Une paraffine manufacturée exclusivement chez Froggit and Froggit, dans le quartier de Wapping. Un endroit sombre et dangereux.
Seni daha önce uyardım.
Ecoute-moi. Je t'ai déjà prévenu.
İçki içirmemen konusunda seni uyardım.
Je t'avais dit de ne pas la faire boire.
Memur Ryan, Bay Bruce'un performansı sizi cinsel olarak uyardı mı?
Agent Ryan, le numéro de M. Bruce vous a-t-il sexuellement excité?
Asya yakası da bana uyardı.
La rive asiatique m'aurait aussi convenu.
Bay McQueen'i uyardınız ve doğru kendi kompartımanınıza gittiniz. 1-2 numaralı kompartımanı Foscarelli ile paylaşıyorsunuz.
Après avoir prévenu M.McQueen vous avez regagné le compartiment que vous partagez avec Foscarelli?
Seni uyardım!
Allons, Kichi...
Dr. Soltermann, beni sana karşı uyardı. Ama ona inanmamıştım.
Le Dr Soltermann m ´ avait mis en garde à votre sujet, mais je ne l ´ ai pas cru.
Babam onlar hakkında uyardı Ama onlara karşı gelemiyorum
Papa m'a prévenue, non Moi, je dis, go!
Madrier konusunda beni neredeyse uyardınız.
Madrier, vous m'aviez presque prévenu.
- Uyardığın için sağ ol Buzz.
- Merci de m'avoir prévenu.
Sizi uyardığım adam bu. Bot giyen ve size saldıracak olan.
L'homme aux bottes qui vous attaque.
Beni uyardığın için teşekkürler.
Je vous remercierai de m'avoir prévenu.
Sana söylemiştim! Seni uyardım!
Je t'avais averti!
Hepinizi uyardım!
Je ne suis pas fou.
Prenses beni uyardı, fakat... - Lily'mi?
- La princesse m'a prévenu, mais..
Seni uyardım, gidelim Gaulix.
Ah bon! Allez, viens!