Uğramak перевод на французский
565 параллельный перевод
Toplumun hışımına mı uğramak istiyorsunuz?
Vous voulez ennuyer tout le monde?
Bir yere daha uğramak istiyorum.
J'aimerais m'arrêter à un autre endroit.
Dışarı çıkıp, her yere bir kez uğramak istiyorum.
Je veux être partout à la fois.
Yapamazsın. Tüm ziyaretçiler belediye sarayına uğramak zorunda.
Tous les touristes doivent y aller.
Uğramak istediğim sizdiniz.
C'est à vous que je veux rendre visite.
Özür dilerim, geciktik. Rita istasyona uğramak zorundaydı.
Rita a dû s'arrêter à la gare.
Bize uğramak zorunda değilsin. O bizim evimiz.
Vous n'n'êtes pas obligé de venir chez nous!
Önce eczaneye uğramak, sonra da Elinson'un kızını görmek istiyorum.
Allons dans une pharmacie, puis auprès de la petite fille.
Yakın zamanda uğramak istedim ama yapmam gereken işler vardı.
J'ai essayé de passer, mais je n'ai pas eu le temps.
Majesteleri Kraliçe geldiler ve size uğramak istiyorlar.
Sa Majesté vient dire "bonne nuit" à Votre Altesse.
Ama bana verilen konunun ilk paragrafını bitirdim... sadece birkaç dakika uğramak ve doğru yolda... olup olmadığımı öğrenmek istiyordum.
Mais j'ai fini le premier paragraphe de mon devoir et je voulais passer chez elle un instant pour voir si j'étais sur la bonne piste.
Bir Hristiyan tarafından ihanete uğramak, ve bir Berberi tarafından kurtarılmak...
Trahi par un Chrétien, sauvé par un Maure.
Evime uğramak ister misin?
Voulez-vous monter chez moi?
Uğramak istedim açıklamak istiyordum ama size üç kağıt yapmıştım.
Je voulais aller vous voir... Vous savez... J'ai été mené en bateau.
Hayat sana acımasız davrandı. İhanete uğramak için doğmuşsun.
Vous semblez être née pour devenir la proie des traîtres.
Arada sırada buraya uğramak hoşuma gidiyor Çünkü, Bay Nazerman insan konuşma açlığı hissediyor. Kaliteli konuşma için.
De temps en temps, j'aime faire un tour par ici parce que, M. Nazerman... a besoin de conversation.
Aklımda zaten sizi görmek vardı ve uğramak istedim. Rahatsız etmeyeceksem tabi!
J'ai eu l'idée de passer si je ne dérange pas.
Yani, eğer bir erkek hayatın dikenli yollarında acı çekerek ilerlerken şüpheli ara istasyonlardan birine uğramak isterse, bunu millete pat diye söylemez.
Si tu veux t'arrêter sur ces zones à l'ombre le long de la route tortueuse de la vie, ne sois pas trop abrupt avec les gens.
Çünkü Führer'in gazabına uğramak istemiyorum.
Parce que je ne suis pas prêt à discuter avec le Führer.
Birkaç arkadaşımı davet ettim. Uğramak ister misiniz?
J'ai invité quelques amis chez moi.
Sana uğramak istiyordum, ama bayağı meşguldük.
Je voulais passer te voir... trop de boulot!
Kasabadan gitmeden önce tek bir yere uğramak istiyorum.
Remarque, je vais faire un arrêt avant qu'on s'en aille.
Geçerken uğramak.
Passer par-ci par-là?
Plaja giderken uğramak isterseniz, geç yatacağım.
Je serai chez moi, si vous voulez passer.
Böyle görevde olmadığım günlerde, uğramak isterim.
J'aime traîner à droite à gauche mes jours de congé.
Sadece hayatın kısa olduğuna... ve akıllı adamın en az zarara uğramak için hareket ettiğine dikkat çekiyorum.
- La vie est courte, un homme sage assure ses arrières.
# Uğramak istiyorsanız #
Et si vous devez me contourner
İhanete uğramak gibi.
Je me sens trahi.
Bugün size uğramak niyetinde değildim, fakat Ovchinin'e rastladım.
Je ne pensais pas passer aujourd'hui, et voici que je croise Ovtchinine.
Dün uğramak istemiştin. Bekledim durdum.
Hier, je t'ai attendu toute la journée.
Tecavüze uğramak gibiydi!
Violée!
Tecavüze uğramak istemiyorsun herhalde?
Vous avez envie de vous faire violer? Allez-y.
Tecavüze uğramak hoşuma gider.
J'aime qu'on me viole.
Hapishane duşunda tecavüze uğramak mı?
Un gros gang bang sous la douche, en prison centrale?
Belki önce aramalıydık. Birden böyle uğramak iyi olmayabilir.
On aurait dû appeler d'abord au lieu de venir à l'improviste.
Postaneye uğramak zorundayım.
Je passe à la poste.
İçinizde kokteyl için bana uğramak isteyen olursa, Limuzinimde yeterince yer var.
Mais si jamais vous voulez passer chez moi boire des cocktails, ma limousine est très spacieuse.
Tamamdır. Yalnız giderken bir yere uğramak istiyorum.
Je veux juste faire un saut quelque part, avant.
Biz hakarete uğramak.
Nous subir grave affront.
Bana uğramak ister misin?
Veux-tu venir? Viens!
Affedersin, bir yere uğramak zorunda kaldıkta...
Désolé, on a dû s'arrêter en chemin.
Akşam yemeğinin hazır olduğunu bilmek ve eve dönüş yolunda bir yerlere uğramak hoşuma gidiyor.
J'aime qu'on m'attende avec de la soupe. Mais je fais un détour avant.
En kötüsü tecavüze uğramak değil, bunu herkese söylemek zorunda olmaktır.
Le pire, c'est pas le viol, c'est de devoir en parler!
Bu korkunç bir şey Mihail! Kendi kanından canından birinin ihanetine uğramak...
C'est bien mauvais, mon fils Mihail, que quelqu'un de ta famille te trahisse.
Sabah müzeye uğramak iyi fikir şu tabloya göz atmak da.
On devrait aller au musée demain matin pour jeter un coup d'œil sur ce tableau.
Akşam yemeğinden sonra bir aram var, eğer uğramak istersen.
Je fais une pause après le dîner. Tu peux venir.
Bir gün bir uğramak lazım. Herhalde kalpten giderdi.
Tu devrais lui payer une visite un de ces quatre... et lui foutre une de ces peurs!
Uğramak için bahane uydururum.
Je passerai lui dire bonjour.
- Uğramak için biraz geç.
- Un peu tard pour sonner...
Ama önce buraya uğramak istedim ki sen de gerçek bir erkek neye benzermiş gör.
Mais je l'ai d'abord amené ici pour que tu voies à quoi ressemble un homme.
Benim evime uğramak ister misin?
Tu veux venir chez moi?