Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ V ] / Varisi

Varisi перевод на французский

645 параллельный перевод
Sayın Beyefendi : John McKay evinin yasal varisi olarak lütfen en kısa sürede Rockville'e gelip evin vekaletini üstleniniz.
Cher monsieur, En tant qu'héritier de John McKay je vous prie de bien vouloir venir à Rockville pour prendre possession de ses biens.
Rollo Treadway Treadway servetinin varisi. Her aile soy ağacında bir ahmak olması gerektiğinin canlı kanıtı.... Buster Keaton
L'héritier de la fortune des Treadway - la preuve vivante que chaque lignée a sa brebis galeuse.
Ya Tüccar Simonides'in varisi ya da Ben-Hur'un köIesi. "
Héritière de Sémonide le Marchand ou esclave de Ben-Hur. "
" Prusya Kralı Yüce Frederick'den aldığımız talimatlara istinaden bir takım görüşmeler neticesinde kızınız Sophia Frederica'nın bir an önce Rusya'ya yola çıkarak Muhteşem Peter'in torunu ve tahtın en olası varisi olan Haşmetmaapları Peter Feodorovich'in gelini olmak üzere seçilmiş olduğunu bildirerek ailenizi onurlandırmaya karar vermiş bulunmaktayız.
" Nous, Frédéric roi de Prusse, avons décidé par la grâce de Dieu d'honorer votre famille en choisissant votre fille, Sophie Frédérique, pour la couronne de Russie en tant qu'épouse de Son Altesse Pierre Féodorovitch, petit-fils de Pierre le Grand, neveu de Sa Majesté Impériale et héritier présomptif du trône.
Uzaklardan gelen yeni gelinimiz sonsuza dek mutlu olsun ve biz Rusların kalplerinde onun için taşıdığımız sevgiyi ve bu büyük ve ölümsüz imparatorluk için taht varisi bekleme umudumuzu öğrensin.
Qu'elle soit heureuse et qu'elle sache combien les Russes souhaitent du fond du coeur bientôt apprendre la naissance d'un héritier.
Uzun gece boyunca, insanlarının çıkarttığı gürültü ile sarıp sarmalanan Rusya'da herkes tahtın gelecek varisi için dua etmekteydi.
Et pendant cette longue nuit qui enveloppait la Russie, des millions de prières demandaient un héritier au trône.
O halde majestelerine ülkemizin beklediği o varisi sağlamak gibi harika bir tarihi olaydan ötürü. tebriklerimi sunmak için epey bir süredir beklediğimi iletirsiniz.
Dans ce cas, dites à son Altesse que j'attends de pouvoir la féliciter pour ce glorieux événement qui marquera l'histoire.
Deniz tanrısının büyük oğlu ve okyanusların varisi.
Le fils aîné des mers et héritier de tous les océans!
- Varisi öğrenmek istiyor.
- Je veux savoir qui est l'héritier.
Semple varisi Longfellow Deeds, sizinle tanışmak istiyor.
Longfellow Deeds, qui vient d'hériter de Semple, voudrait vous voir.
Bayan MacFay 100.000 dolar dışındaki her şeyin varisi. O para Bayan Bellam'a verilecek.
Mlle MacFay devait tout avoir sauf 100000 dollars réservés à Mme Bellam.
"Merhum Hiram Phelps mağazasının yarısını varisi Tommy Rogers'a bıraktı."
"Tommy Rogers hérite de la moitié du grand magasin de Phelps."
Babasının milyonları var ve varisi o Ayrıca çok da güzel
Son père est millionnaire, elle est l'héritière Et elle était belle comme le jour
Bay Tolliver beni kendi varisi yapmayacak.
Je doute que M. Tolliver fasse de moi son héritière.
Merhumun oğlu ve varisi olarak onun tabutu başında duruyor ve size onun annesi, karısı ve kendi adıma teşekkür ediyorum.
En tant que fils et héritier du défunt, me voici auprès de son cercueil. Je vous remercie, au nom de sa mère, de son épouse et en mon nom, d'être là.
Tek varisi bendim.
J'étais sa seule héritière.
Generalin varisi, genç generali davet ettim. O çok hasta.
Ayah dit que le jeune héritier du général est très malade.
Artık düklüğün varisi olmuştu bana ihtiyacı yoktu. Anlıyorum.
Héritier d'un titre, il n'avait plus besoin de moi.
Krallıktaki her evlenmemiş genç kız, ayrım yapılmaksızın, bu camdan ayakkabıyı ayağına giymeyi denesin, ayağı bu ayakkabıya tam olarak uyanlardan biri bulunsun ve o genç bayan bu araştırmanın sonucu olarak ilan edilsin ve Majestelerinin, sevgili oğlumuzun ve tahtın varisi olan asil prensimizin gerçek aşkı olarak kabul edilsin.
toutes les jeunes filles de tout le royaume sans exception essaieront de passer cet escarpin de verre, et s'il en est trouvée une à qui cet escarpin va correctement au pied... cette jeune fille sera proclamée l'objet de cette quête et sera considérée comme le grand amour de Son Altesse Royale, notre héritier et fils bien-aimé, le noble prince.
Lord'un varisi olmazsa, Klanın yok olacağı söyleniyor.
Si la succession n'est pas assurée, tout est perdu.
O, Malikane'nin varisi olacak.
L'héritier du seigneur Matsudaira!
Onlara varisi doğurduktan sonra Lordumuzu tatmin etmek için çok istekli olmamalıydın.
Tu n'as pas su rester à ta place! On te demandait de mettre au monde un héritier, c'est tout!
Rockefeller'ın yeni bir 1 milyona aç olduğu gibi yeni bir başarıya aç olan San Francisco varisi Myra Hudson'ın şimdiye dek yazdığı en iyi piyesi Cennet Misali. "
"qui a autant besoin d'un succès que Rockefeller d'un million, " a écrit sa meilleure pièce avec Destination, 7e Ciel.
O Kusuda Otomobil'in varisi.
C'est l'héritier des Véhicules Kusuda.
Köle pazarı bugün kalabalık çünkü, yaşlı imparatorun varisi ve vekili genç Kaligula gladyatör satın almaya geliyor.
Le marché aux esclaves est bondé, car l'héritier de l'empereur, le jeune Caligula, vient acheter des gladiateurs.
Prensesin tacın varisi olduğunu sana hatırlatmalıyım.
Je vous rappelle que la princesse est l'héritière du trône.
- Ne dedin sen? - Sevdiğim kızı kaybetmek mi? Beni seven güzel bir kızın milyonlarca dolarlık servetin tek varisi olması mı?
Je perds celle que j'aime et qui hérite 100 millions de dollars.
Priam oglu Paris, sorumluluk varisi.
Le fils de Priam a des responsabilités.
Hükümdar Prens Chowfa Chulalongkorn, tahtın varisi.
prince héritier Chowfa Chulalongkorn.
Bugün kameralarımız Amerika'nın en büyük servetlerinden birinin varisi Bayan Lois Clarke'ın evinde.
Aujourd'hui, nos caméras sont chez Mlle Lois Clarke, héritière d'une des plus grandes fortunes du pays,
Tam da Washizu'nun seni varisi olarak göstermesi bir düşten öte iken.
Cependant... Washizu te veut comme héritier. Ce n'est ni un rêve ni une illusion.
Nancy Archer, eski adıyla Nancy Fowler Fowler mirasının varisi ve muhteşem Hindistan Yıldızı elmasının sahibi gittikçe genişlemekte olan Uçan daire-gören kitlesine katıldı.
Nancy Archer, du nom de jeune fille, Nancy Fowler, Riche héritiere, et proprietaire du fabuleux diamant l'étoile de l'Inde, a joint l'association internationale des personnes observant les satellites.
Kraliçe Enid'in tahtının varisi hakkında neden söylentiler yayıyorsunuz?
Alors pourquoi répandez-vous des légendes d'un héritier au trône qu'aurait laissé la reine Enid?
Bu güzel çocuk tahtın varisi olarak beni temsil edecek..
Ce magnifique enfant m'offrira un héritier au trône.
Ailenin devamını sürdürecek bir varisi var mı?
Y a-t-il un héritier?
Davud'un varisi ben değil miyim,?
Ne suis-je pas l " héritier de David?
Katherina, Çarlık tahtının varisi olamayacak kadar.. çok sık unutuyorsun.
Catherine, vous oubliez trop souvent d'être l'épouse de l'héritier du trône des tsars.
Yeğeni Octavian'ı onun varisi ilan ettiğini!
Désignant comme héritier son neveu Octave!
Ve eğer Sezar gerçek bir kral olmuş olsaydı Octavian'ı varisi ilan eder miydi sanıyorsun?
Si César avait été couronné... aurait-il proclamé Octave?
Benim öldürülüp öldürülmeme kararımı Shimonida'nın varisi vermeli.
La décision de me tuer ou pas devrait revenir à l'héritier de Shimonida.
Evet, Yakuza'nındı, ama 5 yıl önce Sakichi'nin varisi tarafından alındı.
Oui, de yakuza, mais il y a 5 ans, elle a été reprise par Sakichi, l'héritier.
Keşke ölseydim. Bir Yakuza varisi olarak doğmamalıydım.
Je préférerais être mort plutôt que d'être né héritier de yakuza!
Kadim bir geleneği canlandırmak adına... tüm hayatımız boyunca... tahtın varisi olacak kişiyi açıklamaya karar verdim.
Pour renouer avec une ancienne coutume, nous avons décidé que notre successeur sera couronné de notre vivant.
Baban... benden... varisi olmamı istedi...
Ton père m'a demandé de lui succéder.
Commodus'u mirasından her an mahrum edebilir ve... Levius'u varisi olarak ilan edebilir.
A tout moment il peut déshériter Commode en faveur de Livius.
Sezar'ın varisi olmak ya da aşkın arasında seçim yapmak zorunda idim. Aşkını seçtim.
Si je devais choisir entre la succession de César et ton amour, je choisirais ton amour.
Ve de varisi.
... et son héritier.
Çiftliğin varisi benim.
Je compte reprendre le ranch familial.
Tahtın varisi.
C'est l'héritier du trône.
Kişisel belgeleri incelendiğinde, bu ilginç adama ait sansasyonel bir vasiyet bulundu ki vasiyet, onun kollarında öldüğü kişiyi, muazzam servetinin biricik varisi yapıyordu.
Money. On vient de découvrir dans ses papiers un testament faisant légataire de ses biens celui dans les bras duquel il mourrait.
Evet, belli bir mülkün varisi olarak seçildim.
On m'a choisi comme héritier.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]