Variş перевод на французский
461 параллельный перевод
ATLAYIŞIN VARIŞ NOKTASI
Fin du saut de la Manche
Kendi kanımdan bir varis olmadığından yasalar, yerime geçecek kişiyi aday gösterme hakkını bana tanıyor.
En l'absence d'un héritier, notre constitution me donne le droit de nommer un successeur.
Bu yüzden seni buraya getirttik, Rusya tahtının varisini sağlaman için. İyi, gürbüz ve sağlıklı bir varis.
On t'a fait venir pour que tu offres à la Russie un bel héritier au trône!
Siz ikinizin çifte kumrular gibi olmanızı istiyorum böylece Rus tahtına da bir varis olacaktır. Unutma, çocuk erkek olacak kız değil.
Soyez deux tourtereaux couvant l'héritier au trône de Russie.
Karını izlemen sana taht için bir varis vermeyecek ama.
Fais-lui plutôt un enfant!
VARİS, BİR KOCA HIRSIZI!
L'HERITIERE VOLEUSE DE MARI!
Çılgın varis. Gazeteler ona böyle demiyor mu?
Les journaux l'appellent "la folle héritière".
- Dört varis mi?
Des varices!
Bay Cobb mal sahibi ve varis biri.
M. Cobb est l'héritier et le proprio.
- Ya küçük varis nasıl? - Bakın bakalım.
Comment va l'héritier?
Yasal varis o.
Au propriétaire.
- O bir varis.
Elle est une héritière.
Sağlıklı olmak koşuluyla her kız bir varis verebilir.
Si c'est pour avoir un héritier, il suffit qu'elle soit bien portante!
Ona bir varis doğurursa bu yalnızca kızınıza değil, size de mutluluk getirecek.
Puisque vous acceptez, j'en suis bien heureux.
Senin durumunda, senden erkek bir varis doğurman bekleniyor. Özellikle senin rahatın yerinde olacak. Bu doğru.
Et puisque tu es destinée à être la mère de l'héritier, tu en auras le rang!
Dinle, kızım daha yeni, bir erkek çocuğu doğurdu. Matsudaira Klanı'na bir varis doğurdu.
Sait-il que ma fille a mis au monde le jeune seigneur?
Klan'a varis mi?
Son fils est l'héritier des Matsudaira!
Varis doğduğuna göre, onun artık burada kalmasının anlamı yok.
Qu'elle parte! Nous n'avons plus besoin d'elle, maintenant!
- Şu varis meselesini bir unutsalar keşke.
Cet héritage, quel boulet!
Ama dürüst olmak gerekirse onca paraya ben varis olsaydım karakter sahibi olur muydum meçhul.
Chacun à sa façon. Mais si j'avais votre héritage, j'ignore si...
İkimiz arasında varis yok.
- Il n'y a pas d'héritier.
Bir varis istiyorum. Bir erkek evlat.
Je veux un héritier... un fils.
Varis yerimiz Altair-4 şu anda ana ekranda görülebilmektedir.
Notre destination, Altair-IV, est a present visible sur l'ecran.
Demek ki kalenin tahtı için Miki'nin oğlunu varis göstermenin ne kadar saçma olduğuna inandıramadım seni.
Vous persistez donc dans votre intention? Quoi qu'il arrive, c'est le fils de Messire Miki qui vous succédera?
Bir gün bir varis seçmemiz gerek.
Il nous faut bien trouver un héritier!
- İDRAR YOLLARI VARİS
- VESSIE ULCERES
Doğrudan bir varis de yok, Leydim.
Il n'y a aucun héritier direct, ma lady.
Bir varis var.
Il y a un héritier.
Bir general kızıyla evlenmiş. 1928'de ölen halası Marquise Barrino onu tek varis bırakmış.
Il a épousé la fille d'un général piémontais, sa tante, la marquise di Barino, meurt en 28 et en fait son seul héritier.
Geri dönmezsem diye onu varis ve vasiyetimi yerine getirecek kişi olarak atadım. Banka ile hukuk danışmanımı onun sözünü dinlemeleri konusunda bilgilendirdim.
Ma banque et mon notaire sont chargés de le surveiller, tout comme mon avocat, en mon absence, et mes héritiers et mon exécuteur testamentaire si je ne reviens pas.
Bunlar cüzzam değil, varis.
C'est des varices que j'ai pas soignées.
Ekselansları, bizim talihsizliğimiz belki de, Peter'in varis, Katerina'nın olmaması!
Peut-être que notre malheur, Excellence Panine, est que Pierre soit l'héritier du trône et non Catherine.
Eğer Octavian varis ilan edilmeseydi sen ve oğlun kaç saat veya dakika hayatta kalabilirdiniz?
Sans la proclamation d'Octave... auriez-vous survécu?
Seni üst sınıf bir varis gibi giyindirmemiz gerekiyor.
Peut-être mais pour toi on fera la coupe fils de famille.
Amerikalı zengin varis, Emily Craven diğerleri gibi sırtından bıçaklanmış olarak bulundu.
Ils ont tué Emilie Craven, une riche héritière Américaine, poignardée comme les autres.
En iyi varis olduğuna karar veremedi
Qui serait son noble héritier
Varisin mi? Varis mi dedin sen?
Votre héritier, avez-vous dit?
O şimdilerde saygıdeğer bir varis.
C'est un respectable héritier maintenant.
- Ama iyi bir varis olmaya çalış.
- Mais soyez un digne successeur.
Maki beni büyütürken, ve babamda beni bir varis olarak yetiştirirken çok sıkıntı çektiler.
Maki a eu des soucis pour m'élever, et mon père a eu du mal à faire de moi un héritier.
En sonunda bir varis gelecek olması nasıl bir his?
Ça te fait quoi d'avoir un héritier?
Yani bana bir varis verebileceksin o zaman annem de Crawley geleneğini sürdürmem konusunda başımın etini yemeyi bırakacak.
Et puis, vous me donnerez un héritier. Et ma mère ne m'embêtera plus avec la continuité des Crawley.
İngiltere'ye bir varis gerek.
L'Angleterre a besoin d'un héritier.
Ama bir varis istiyorsak böyle olması şart.
Mais nécessaires pour avoir un héritier.
Diana tek varis oluyordu.
Donc Diana restait seule héritière.
Biliyorum... ama bir varis için fazla aptal.
Oui, ma sœur. Et un idiot pour héritier.
- John'un varis olmasına hepimiz rıza göstermeliyiz, bu böyle olacak böyle istiyorum.
D'ici qu'on s'entende sur la succession de Jean, je peux et je le ferai.
Vali Sugito, klanımızın sağlığı yerinde olmayan varisi Efendi Noriyuki'ye sûikast düzenleyip yerine, aile ferdi olan Efendi Takemaru'yu varis olarak geçirerek Oyamada Klanı'nın kontrolünü ele geçirme planları yapıyor.
Notre ministre Sugito veut écarter du pouvoir notre prince héritier qui est malade, et le remplacer par un homme de paille pour s'emparer du contrôle du fief.
Görünüşe göre, annenizi öldüren adam, aylar önce Yeni Zelanda'da ölmüş... ve hem sizi hem kız kardeşinizi büyük bir miras için varis olarak seçmiş.
L'homme qui tua votre mère est récemment mort en Nouvelle-Zélande, et il vous a nommées, vous et votre sœur, héritières d'une grande fortune.
Şu varis, Uzun Sessizlik İçkisi, kim bu?
Cet héritier, Grand Verre de Silence, qui est-ce?
Bana onun bir varis seçmediğini mi söylüyorsunuz?
Elle n'a pas nommé de successeur?