Varma перевод на французский
159 параллельный перевод
Hemen sonuca varma.
Ne va rien imaginer.
Oraya varma şansım yüzde elli.
J'ai une chance sur deux.
- Üzerime varma.
- Pas si vite.
Aylardır nazik olmaya çalışıyorum. Ama artık gerçeklerin farkına varma zamanın geldi.
J'ai essayé pendant des mois de ne pas être cruel, mais il est temps que tu voies la réalité en face.
Hadi Ruby, üzerine varma.
Allons, Ruby, laisse-la!
Bak kızım, elimden gelen bir şeyse sana yardımcı olurum ama üstüme varma.
Écoute gamine, je t'aiderai mais je ne te promets rien.
- Hemen sonuca varma.
N'en tirez pas des conclusions trop hâtives.
Çok geç varma riskini göze almak yerine uçmayı tercih ederim.
Je préfère voler plutôt que de courir le risque d'arriver trop tard.
"Monique, bir adamın... yüzüne bakmadan söyledikleri konusunda karara varma sakın."
"On ne peut pas juger un homme sur ses paroles sans voir son visage."
Donkeyman, adaya varma ihtimalimizin 15'te 1 olduğunu söylemiştin.
Donkeyman, vous avez dit que la probabilité d'atteindre cette île était de 15 contre 1.
Changsha'ya en kısa sürede varma emrimiz var.
Nous devons atteindre Changsha au plus vite.
Lütfen karşılaştırılamaz sonuca varma gücünüzden bizi yararlandırınız.
Apportez-nous votre incomparable sens de la déduction.
Onun yakınına bile varma.
Je t'en prie. Ne t'approche pas de lui.
Yaşamın farkına varma.
Une conscience de la vie.
Biliyorsunuz, gerçekte varmak istediğiniz noktaya hiç ulaşmıyor gibi görünerek, o noktaya varma tarzınız.
Cette façon d'en venir au vif du sujet sans jamais y venir...
- Kadının üstüne varma.
- L'embête pas.
Norman, hemen sonuca varma.
Norman, tu t'imagines des choses.
Hemen sonuca varma. Sana hiçbir şey olmayacak.
Il ne va rien t'arriver.
Hadi ama Sam, annemin üstüne varma.
Sam, lâche un peu maman.
Bir anlaşmaya varma zamanı geldi.
Il faut qu'on arrive â un accord.
Hemen bir yargıya varma. - Hey hey!
- Pas de conclusions hâtives.
Rahip, aramızdaki azizlerin farkına varma yetimizi kaybettiğimizi söyledi.
Selon le prêtre, nous sommes incapables de reconnaître les saints parmi nous.
- Herhangi bir karara varma olasılığınız yok mu?
vous ne voyez aucun moyen de parvenir à un verdict?
Üstüne varma.
Lâche-la, Bernice.
- Üstüme varma. Ne olur varırsam?
- Me cherche pas.
- Varma.
- N'importe quoi.
Yani bir karara varma zamanımız gelmiştir.
Alors, le temps est venu de prendre une décision.
Bana adını söylemene gerek yok, benim adım Amarkant Varma.
Ne me dites pas votre nom. Moi, c'est Amarkant Varma, de All India Radio.
Hemen bir yargıya varma...
N'en tire aucune conclusion hâtive.
Bir "Sonuçlara Varma" paspasıydı.
C'était un tapis pour "sauter du coq à l'âne".
O zamanlarda hayat bana, bazı gerçeklerin farkına varma yolunda acımasız çözümler sunuyordu.
La vie est parfois cruelle pour qu'on prenne conscience qu'elle est bien réelle.
40 yaşında uyanıp da şunun farkına varma. Bir yanlış hareket. hayatta inşa ettiğin her şeyi senden çekip alabilir.
N'attends pas qu'à 40 ans, à cause d'un faux pas, tout ce que tu as construit s'écroule.
- Üzerine varma. İntihara kalkıştı.
- Ne poussez pas, il est suicidaire.
Masry, üstüme varma. Bir saniye bekle.
Mme Masry, vous n'êtes qu'une allumeuse.
Komisyon üyesi Varma hakkında konuşacaktım.
Je viens juste de rencontrer le commissaire Varma!
Pentagon programımızı onaylamayacağına göre, başka çaremiz yok,... - Albay, oraya varma! -... tek yapabileceğimiz ihtiyacımız olan adımları atmak!
vu que le pentagone ne soutient pas notre mission, nous devons faire le nécessaire pour obtenir ce qu'il nous faut.
Lalit Varma, kim olacak.
Trop aimable de répondre.
Varma şunun üstüne.
Fais gaffe.
Üstüme varma. İşim başımdan aşkın.
Me fais pas suer, j'ai des soucis.
Hemen bir yargıya varma.
pas de conclusions hâtives. Non.
Senin yaklaşık varma zamanın nedir?
Quand pensez-vous arriver?
Farkına var ya da varma ; delilleri burada kendi gezegeninde görmüşsündür.
Vous avez sûrement vu les preuves, ici même, sur votre planète.
Sonuca varma zamanı.
Il est temps d'y mettre un terme.
Hala 20 dakikada varma olayını yapıyordum. "Şuraya ulaş, buraya ulaş."
Je continuais avec mes tests de 20 minutes.
Hemen bir sonuca varma.
Ne t'en fais pas.
Ajan Malone'un raporuna göre ona Samir'in bir terörist olduğu kararına çabuk varma konusunda kaygılarınızla yaklaşmışsınız.
Mais d'après l'agent Malone, dans son rapport, vous lui avez pourtant dit que vous pensiez qu'il en arrivait trop vite à la conclusion que Samir était un terroriste.
Hiç kimsenin çıkmadığından eminmisiniz?
Dites moi.Inspecteur Shekhar Varma. Son supérieur Son supérieur aussi est arrivé.
Mumbai Chandangadh taki ayaklanmalarda, Dr Ansari kayboldu.
Senior Inspector Shekhar Varma, Inspecteur Ashwin Gupte...
Adaya varma şansı hala 15'te 1.
Les chances de rejoindre l'île sont de 15 contre 1.
Üstüne varma.
Il subit une pression énorme.
Hemen bir sonuca varma.
Pas de conclusions hâtives.