Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ V ] / Vents

Vents перевод на французский

987 параллельный перевод
Kızılderililerin şeytani atı homurdanmaya başlarsa cennetteki tüm rüzgarların çığlık atma yarışmasına girdiğini düşünürsün.
Quand ce Satan de cheval des Indiens se met à s'ébrouer! On croirait que tous les vents du ciel font un concours de hurlements!
Tonetti, kalıyor, yap ve öl, dedektif gelene kadar.
Tonetti, il reste, vents et marées, jusqu'à ce que le gendarme arrive.
Rüzgar uygun!
Vents au large!
Rüzgar olursa.
Si les vents le permettent.
Rüzgar ve akıntı da hesaba katılır. Evet.
Il faut tenir compte des vents... et des courants.
Ters rüzgarlar - balık avlamaya çalıştık başarılı olamadık yine ekmekte kesinti yaptık
Vents contraires. Pêchons continuellement et sans succès. Ration de pain à nouveau réduite.
- Yaptığımız şey fevkaladeydi. - Geri dönecekler mi? - Evet, ve aya ayak basıp fethedene kadar da tekrar tekrar gidecekler.
D'abord, cette petite planète, ses vents et ses voies, puis toutes les lois de l'esprit et de la matière qui le retiennent
Herkes bilir ki top atışı hava akımı başlatıyor ve hummayı uzaklaştırıyor.
On arrête les vents qui charrient la fièvre.
- Dinle. Bir kısmını o yaptı. Rüzgar.
On peut dire que ce sont les vents de sable qui ont tout commencé.
Dalgalan cennetin rüzgarı!
Tourbillonnez, vents du ciel!
Bayan Mottram'ın çay partisi için içeri girdiğinde Karayiplerin tüm rüzgarları esiyor gibiydi.
Quand vous êtes arrivée au thé de Mme Mottram, on aurait dit les vents des Cara : ï { y : i } : bes.
Jane, hayata tek başına göğüs germek her genç kızın harcı değildir.
Jane, peu de femmes sont capables d'affronter seules le monde, mais vous suivez le bon chemin contre vents et marées.
Oldu olacak adını Ayın Arkası'ndan Cümbür Cemaat Aile Konağı'na çevirelim.
Autant appeler le chalet Aux Quatre Vents.
" Yelkenler mosmordur ve öyle hoş kokarlar ki rüzgar bile onlara aşıktır.
" Pourpres les voiles, et si parfumées, que les vents en étaient amoureux.
Teksas'ın güneşten kavrulan yalnız tepelerinin arasında hava olaylarının şekillendirdiği muhteşem kaya hala ayaktadır.
Le long des collines isolées, desséchées par le soleil... au fin fond du Texas, se tient un imposant rocher battu par les vents.
Kızıp kızmamam umurumda değil. Bizim çocuklara arka çıkma konusuna gelince...
Il faut arrêter de les soutenir contre vents et marées.
Ve ister sakin rüzgara, istersen fırtınalı rüzgara yakalan sonunda limana doğru yolunu kendin bul.
Contre vents et marées... il vous faut trouver votre port.
Ben Sibirya rüzgarlarının kökünü kazımayı, ya da yok etmeyi umuyorum.
Dieu fasse que les vents de Sibérie ne la déracinent, ni ne la cassent, ni ne la gèlent.
Sibirya rüzgarlarının kökünü kazımayı umuyorum, ve onu kırmak ya da dondurmak.
Dieu fasse que les vents de Sibérie ne la déracinent, ni ne la cassent, ni ne la gèlent.
İster bırakın rüzgarların başını saldırsınlar kiliselerin üstüne,... ister dalgalar şahlansın, parçalayıp yutsun tüm gemileri, Ham başaklar, ulu ağaçlar serilsin yere,... kaleler yıkılsın içindekilerin başına,... saraylar, ehramlar yerle bir olsun, batsın bereket hazinesi tabiatın,... bütün tohumlarıyla birlikte.
Dussiez-vous délier les vents, qu'ils frappent les églises, dussent les vagues écumant dévorer les navigateurs, les blés être couchés, les arbres abattus, les châteaux s'écrouler sur ceux qui les gardent, palais et pyramides plonger le front à leurs fondations,
Dört rüzgar aşkına, çok cesursun Delilah.
Par les quatre vents, tu as du courage, Dalila.
Dün akşam gün batımında dört rüzgara senin için polen attım.
J'ai jeté du pollen aux quatre vents pour toi.
Nihayet durulduğunda, bezgin mürettebat onu bir rüzgarın içine çekmek gibi nafile bir umutla küreklere asılmıştı.
Le navire encalminé, son équipage s'échine dans l'espoir vain de retrouver les vents.
İyi bir rüzgar ve elimizdeki yelkenlerle sanırım ilk ardıçkuşundan önce sizi eve ulaştıracağımıza söz verebilirim.
Avec des vents favorables et toutes voiles dehors, je peux vous promettre d'arriver avant le premier rouge-gorge.
Bazıları Assam ve Chittagong gibi uzak yerlerden gelirdi, Nehrin dolambaçlı yollarını takip ederek, Burma sınırından da gelenler vardı.
Certain d'entre eux venaient d'Assam et Chittagong... et des confins birmans... portés par les vents du delta.
Berrak bir günde New York'sun Bir parça güneş büyüyen İsveç Alplerisin Sonbahar ressamsa sende Lomond When'sin
New York par tous les vents, un torrent des Alpes qui ronronne, le loch Lomond au retour de l'automne, tu es mon clair de lune à Capri.
Bu kadar. Winds Mağarası.
La grotte des vents!
Ancak geceleri, Yedi Rüzgâr Mağarası'nda oluyormuş.
La nuit, il est à la taverne des Sept Vents.
Rüzgar biraz hizlandi.
Les vents sont plus forts.
Ruhu, kendisine bir ustabaşının kamçısı gibi çarpan sıcak rüzgar ve azgın kumlar kadar karışıktı.
L'âme tourmentée pareille à ces vents chauds et ces sables déchaînés qui le cinglent avec la furie d'un fouet des chefs de corvée.
Kaçan olursa, tohumları sonsuza dek savrulup, lanetlenecek!
Les fugitifs seront dispersés aux quatre vents et maudits à jamais! Mon armure.
Gemini Colossa adasına sürükleyen rüzgarlar, o kıyıda bir sürü gemiyi paramparça etti.
Les vents qui vous ont amenés à Colossa... ont conduit de nombreux navires au naufrage.
ŞİDDETLİ RÜZGÂR BEKLENİYOR
DES VENTS VIOLENTS SONT ANNONCÉS.
Olağanüstü rüzgarlar, aynen ortaya çıkışları gibi, aniden yok oldular.
"Les vents sont tombés aussi vite qu'ils s'étaient levés."
Sakın bana şu aptal rüzgârlardan söz etmeye kalkma ne olur.
Et ne me reparlez pas de ces satanés vents.
O da her türlü rüzgarda. Başı açık dolaşıyor.
Et lui à tous les vents il marche tête nue
Kuvvetli bir rüzgarla ortada hiçbir şey kalmaz.
Nous étions à la merci des vents.
Rüzgardan avantaj sağlamak harikaydı ama bir kılıç, kesmekten çok daha fazlasını yapabilir.
Il savait tirer avantage des vents.
Manş Denizinde 1,5 metrelik dalgalar saatte 50-60 kilometre şiddetinde rüzgar.
Des vagues d'1m50 sur la Manche... et des vents de plus de 60 km / h.
Ümit Burnu'nu dolaşan uzun bir yol. " " Bu, rüzgarların da yardım ettiği bir rotaydı. "
C'était l'itinéraire présentant des vents favorables.
Ben savaştayım kötü rüzgarlara, ters akımlara ve beceriksiz görevlilere karşı.
Contre les vents violents et les officiers incompétents.
Gök kubbenin rüzgarları kulağıma tek bir ses fısıldıyordu ve denizin üstündeki dalgacıklar ilelebet mırıldanıyordu, Morella.
" Les vents du firmament... ne soufflaient qu'un son dans mes oreilles... et le clapotis de la mer murmurait sans cesse... Morella.
Ey Denizler Tanrısı, rüzgar bizi terk ediyor.
Dieu des eaux, les vents nous abandonnent.
Onun canına karşılık, bizlere açık rüzgarlar ve iyi bir yolculuk ver.
Donnez-nous des vents favorables et une belle traversée en échange.
ROTASINDAN ÇIKMIŞ TİCARİ BİR UÇAK
"Egaré par forts vents arrière" "Et panne mécanique" "Sur deux moteurs" Voilà, Messieurs.
İşte buradalar... "Rose des vents"!
La Rose des vents.
Demek istediğim gibi, dümende bizim sağlam ellerimiz olursa güzel gemi Battledore'un fırtına ve kasırgalar içinde yoluna devam edeceğinden ve hayat denizinde tehlikede olanlara sığınılacak bir liman olmayı sürdüreceğinden eminim.
Comme j'allais le dire, avec nos mains aux commandes, je fais confiance a ce bon bateau Battledore pour braver vents et tempêtes, et fournir l'hospitalité à ceux qui sont en danger sur la mer de vie.
Şu konuda seni temin ederim ki Shannon sinirleri gergin bir otobüs idare ediyor.
Et mon autocar navigue bien, contre vents et marées!
Redruth ve Williams'ı da alırız, onları denizci yaparız.
Vents favorables, traversée rapide,
- Hava durumuna dikkat edeceğim, radyasyonu kontrol edeceğim.
- Mesurer les vents, les radiations.
Benim "Rose des vents." Redi viva!
Ma Rose des vents, rediviva.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]