Vermistim перевод на французский
3,291 параллельный перевод
ve sana bunu düzeltmenin bir yolunu bulacagima söz vermistim.
Et je t'ai promis que je trouverais un moyen de réparer ça.
Hiç ağlamayacağım diye kendime söz vermiştim.
Je me suis promis que je ne... pleurerais pas.
Ona, onu koruyacağıma dair söz vermiştim.
Je lui ai promis de m'occuper d'elle.
Onları alması için ona 1000 dolar borç vermiştim.
- Je lui ai prêté 1 000 $ pour ça.
Bir yıl kadar önce vermiştim sana.
Je te l'ai donné à lire il y a plus d'un an.
Baskı altındayken vermiştim numarayı.
J'ai donné ce numéro sous la torture.
Son paramı Sheila'ya vermiştim.
J'ai... J'ai prêté à Sheila le liquide qui me restait.
Meksika'dan geri döndüğümde sana işleri yeniden yoluna koymak için ne gerekiyorsa yapacağımın sözünü vermiştim.
Après le Mexique, je t'ai promis de faire ce qu'il fallait pour que ça marche.
Shannon'a bir kitap ödünç vermiştim.
[S'éclaircit la voix] J'ai prêté un livre à Shannon.
Ben de biraz ara vermiştim.
Je fais une pause.
Bütün vurduklarını yiyeceğime söz vermiştim.
Car j'ai promis de manger tous les morts de sa façon.
Bu şalı sana ben vermiştim.
Cette écharpe vient de moi. C'était à la friperie.
Martin Charles'da dönen dolaplar hakkında size kanıt bulacağıma dair söz vermiştim.
J'ai les preuves que martin / charles est corrompu, comme promis.
Henry'e bunu yapmayacağıma dair söz vermiştim.
J'avais promis à Henry d'éviter ça.
Çay için eve döneceğime söz vermiştim.
Je lui ai promis de rentrer pour le thé.
Raymond, Debra'ya bir heykelcik vermiştim...
"Raymond, j'ai donné à Debra une figurine"
Birine vermiştim.
Je l'ai passée à quelqu'un.
Evet, izni ben vermiştim.
Oui, c'est bien moi.
Sana Kit Kat vermiştim zaten.
Je t'en ai apporté.
Bu fotoğrafları bir özel dedektife vermiştim.
J'ai donné ces photos à un détective privé.
İpi kes diye sana vermiştim ama artık hançeri bulamıyorum.
Je te l'ai donné pour que tu coupes la corde, et maintenant je n'ai plus ma dague.
Bırakacağıma söz vermiştim.
Le dites pas à ma femme.
Ona iyileşeceğine dair söz vermiştim.
Je lui ai promis qu'il irait bien.
Bakın, bir şey demeyeceğime söz vermiştim ama siz ikinizin konuşmanız gerek.
Donc commencer à parler, à 3. Maintenant écoutes, je sais que j'ai promis que je n'allais pas rien dire, mais vous avez besoin de discuter.
Özel Ajan Gibbs'le görüşmeye geleceğimi haber vermiştim.
On m'a envoyée voir l'agent Gibbs.
Roma'ya en iyi şampiyonlarını ben vermiştim.
J'ai fourni Rome avec beaucoup de champions distingués.
Söz vermiştim.
J'ai fait une promesse.
Sana yetki vermiştim.
ça s'appelle déléguer.
Kas yığını. Gerçi Alfa Dövüşleri'nde dersini vermiştim ki ilginçtir...
- C'est Harken, le muscle de la boîte, bien que je lui ai déjà mis une branlée dans un combat d'Alphas, ce qui est intéressant...
O haberi az önce vermiştim.
Je viens de le lui dire.
Aslında herkese havlunun yerini soruyordun ve ben yanına gelip kendi havlumu sana vermiştim.
En fait, tu es allée demander à tout le monde où se trouvait ta serviette, et je suis venu vers toi et je t'ai donné ma serviette.
Eski eşim beni terk ettiğinde ciddi manada şişmanlamaya karar vermiştim.
Quand mon ex-mari m'a quitté, j'ai décidé de devenir énorme.
- Söz vermiştim- -
- Je l'a fait réviser.
15 yıl önce günahımı telafi edeceğime dair size söz vermiştim.
Il y a 15 ans, j'ai promis de vous apporter une compensation suffisante.
Günahımı telafi edeceğime dair size söz vermiştim.
Vous aurez la compensation que vous attendez.
Muhafızlığımın insanlarla birlikte yaşam için savaş vermesine karar vermiştim... Bunun tepesi atmış, antika bir psikopat tarafından heba edilmesine müsaade etmeyeceğim
J'ai dévoué ma tutelle au combat pour la coexistence, et ça va pas disparaitre à cause d'un vieux psychopathe aigri.
Geçen akşamki partiyi de kızlarımın hepsi görsün diye vermiştim.
J'ai reçu toutes mes filles l'autre nuit pour une soirée DVD pyjama.
Samar'ı bırakmak için bir söz vermiştim, evlenmek için değil,...
J'ai fait la promesse de quitter Samar. De ne pas me marier.
Bir arkadaşıma söz vermiştim.
J'ai fait une promesse à une amie.
Castide için anneme söz vermiştim ve onu aramam gerekiyordu.
- Je dois l'appeler pour la Castide.
Onunla iş yapmaya karar vermiştim.
Je t'aime. Merci.
İlk dans dersinden sonra vermiştim. Ve artık kendini beklentiye...
Je lui en ai donné un après sa première leçon de danse et maintenant, il l'attend...
Evet, ona saçlarını geri vermiştim, güzelliğini de.
Une des vies que vous avez "restaurées". Ouais, oui, Je lui ai rendu ses cheveux, restaurée sa beautée.
Kayıkhanede onunla yürüyüş yapacağıma söz vermiştim.
J'ai promis de l'emmener en marche au vieux hangar à bateaux
Vermiştim. Söylemeyi unutmuş olacağım.
Je suppose que j'ai oublié de lui dire.
- Bir tane vermiştim sana da değil mi?
Je pense que je t'en ai donné, pas vrai?
- Aslında bunu ben sana vermiştim.
En fait, je te l'ai donné.
Birkaç ay önce hani, beni hastanede ziyarete geldiğin zaman vermiştim.
Il y a quelques mois, quand tu es venu me voir à l'hôpital.
- Ona söz vermiştim.
Je lui ai promis.
Bak, Laurie olayını halledeceğime söz vermiştim, ama ona daha da yakınlaşmasıyla sonuçlandı.
Ecoute, je sais que j'ai promis de m'occuper de ce truc avec Laurie, mais j'ai juste arrêté de le pousser vers elle.
Ve anneme bunun olamayacağına dair söz vermiştim.
Et j'ai promis à maman que ça n'arriverait pas.