Vuş перевод на французский
7,669 параллельный перевод
Onları hastanede birlikte gördüğün sırada bu şüphelerini doğruladı ve kendini kaybettin.
Quand vous les avez vus ensemble à l'hôpital, vous soupçons ont été confirmés et vous avez disjoncté.
Yani gördün?
Vous les avez vus?
Çok naziksiniz.
Vus êtes très gentille.
- Değil mi? Son zamanlarda, daha önce görmediğiniz el kol hareketleri, garip tavırlar, tikler sergiliyor muydu?
A-t-elle eu récemment des gestes, des manies, des tics que vous n'aviez pas vus avant?
Geçen sene stajyer mülakatlarında tanışmıştık seninle.
On s'est vus l'an dernier aux entretiens des internes.
Her nefesinde ayrıldıklarını görebildim.
Je les ai vus bouger séparément.
Şimdi annenin televizyonda gördüğü tüm siyahilerin isimlerini sayışını izleyelim.
Allons voir si ta mère a fini de lister tous les Noirs qu'elle a vus à la télé.
Onları önceden de gördüm, iki kez.
Je les ai déjà vus, deux fois.
Gerçi siz hayvanat bahçesi karşıtları için orayı ziyaret etmenin pek de faydanıza olmayacağını söylemem gerek.
Mais je dirais, pour ceux qui s'opposent au zoo, ce ne serait pas dans votre intérêt d'être vus en train de visiter l'endroit.
Bu görülmenize ya da daha da kötüsü yakalanmanıza engel olur.
Vous empêcherai d'être vus, ou pire, de vous faire prendre.
Bayan Chandler'ı en son ne zaman gördünüz?
C'était quand la dernière fois que vous avez vus Mlle Chandler?
Görmek mi?
Que je l'ai vus?
- Yani, Cat'i görmedim ama beni aramış ve sesli mesaj bırakmış.
Je veux dire, je n'ai pas vus Cat, mais elle m'a appelé et m'a laissé un message ce matin.
- Evet sonra birinin çitlerinden atladığını gördüm.
Donc, vous étiez en patrouille? Oui, et puis j'ai vus quelqu'un sauter de leur clôture.
Diane, yetkililer patlamadan dakikalar önce alışveriş merkezine giren bu adamları arıyor.
Diane, les autorités cherchent à interroger ces hommes vus entrant dans le centre commercial quelques minutes avant l'explosion.
Sözleri de görmelisin ama sonu sabitleşmiş kareyle bitiyor.
Et les mots doivent être vus, mais ça prend fin avec un cadre bloqué.
- Gördüğümüz bütün erkekler öyle.
Tous les hommes que nous avons vus sont comme ça.
Bu nedenle ofis dışında sekiz kez görüştük.
C'est pour ça que nous nous sommes vus huit fois.
Onları gördüm.
J'les ai vus.
- Selam. Ve biz tanışmıştık zaten.
Et on s'est déjà vus.
Ben sizi gördüm, siz de beni.
Je vous ai vus, vous m'avez vu.
Bu şekilde tanıştığımız çoğu insana bu fırsat sunulmazdı.
La plupart des gens qu'on a vus n'auront pas une telle opportunité.
Onları o günden beri görmedim.
Je ne les ai plus jamais vus.
Maggie bizi içeri girerken gördü.
Maggie nous a vus entrer ici.
Greg onlari yola cikarlarken gormus.
Greg les a vus s'enfuir.
Cincinnati'de birinci sınıf değildik.
Nous n'étions pas bien vus à Cincinnati.
Sonra onları gördüm...
Et je les ai vus...
Ayrıca gündüz vakti birbirimizi pek fazla gördüğümüz de söylenemez.
En plus, on ne s'est pas tellement vus pendant la journée ces temps-ci.
Yeniden başlatmayı kullanarak, kameralara yakalanmadan laboratuvara giden merkezdeki asansöre ulaşabileceksin.
Si vous pouvez prendre de l'avance sur le redémarrage, vous pourrez vous déplacer sans être vus jusqu'à l'ascenseur central qui dessert le labo.
Oh, gördüğüm ve güldüğüm her kızartmanın bana aynı şekilde döneceği konusunda kimse beni uyarmamıştı. ... ve kocası demiş ki, "Sana kim 5 sent verdi ki?"
Personne ne m'avait prévenu que ce show me traiterait de la même façon que tous ceux que j'ai vus et auxquels j'ai ri.
Bizi görmüş olabilirler.
Ils nous ont peut-être vus.
Onları gördüm.
Je les ai vus.
Dün geceden önce en son birbirimizi ne zaman gördük?
Avant hier soir, on s'était vus quand?
Bu birbirlerini daha önce gördükleri yer değil.
Ce n'est pas là qu'ils se sont vus.
Eğer görülmeden çıkmayı başarsak bile zemin buz tutmuş.
Même si on le sort de la maison, sans être vus, le sol est gelé!
Onları sadece bir anlığına beraber gördüm, biliyorum ama bu çok mantıklı.
Je les ai vus ensemble qu'une seconde, je sais, mais ça a du sens.
Bizi gördükleri için artık neye mal olursa olsun diğerleri geçebilsin diye kendilerini feda edecekler.
Maintenant qu'ils nous ont vus, ils vont nous presser, sacrifier autant que nécessaire pour que les autres puissent passer.
Yeniden başlatmayı kullanarak, kameralara yakalanmadan laboratuvara giden merkezdeki asansöre ulaşabileceksin.
Si vous pouvez prendre de l'avance sur le redémarrage, vous pourrez vous déplacer sans être vus jusqu'à l'ascenseur central qui dessert le labo.
Seni son görüşümde bana bir tür kadın-erkek ilişkisi isteyebileceğini söylemiştin.
Ecoute la dernière fois qu'on s'est vus, tu m'as dit que... tu étais intéressée par une histoire gars / fille avec...
Ya gördüysem?
Et si je les ai vus? Tu n'as pas vu les nichons de sa mère.
Sen ve ortağın saldırıdan sonra pratisyenin yerinden çıkarken görülmüşsünüz.
On vous a vus, ton complice et toi, sortir du cabinet juste après.
Dirildiklerini gördün mü? Evet.
Vous les avez vus ressusciter?
Kesin bir şekilde gördüm.
Je les ai vus.
Ormanda sakso yaptırıyordum, çok sıkılmıştım ve onları yola çıkarken gördüm.
Je recevais une pipe amateur dehors sous les arbres, trop ennuyeux, et je les ai vus se traîner sur cette route.
Saklamaya çalıştılar ama göz ucuyla bakabildim.
J'en ai vu plusieurs boîtes. Ils ont essayé des les cacher, mais je les ai vus.
Şu an seni görüyorum. Seni son gördüğümdeki taksinin camından bana el sallıyorsun.
Je te revois maintenant, me disant au revoir de la fenêtre du taxi, la dernière fois qu'on s'est vus.
Ama orada, uzun süredir görmediğim birçok insan olacak.
Mais il y aura beaucoup de gens que je n'ai pas vus depuis très longtemps.
Ancak sizi öyle gören diğer 50 kişi de olabilirdi.
Mais ça aurait pu venir de n'importe laquelle des 50 personnes qui vous ont vus vous parler.
Onu görmüşler, ancak dokunmamışlar.
Ils l'ont vus mais ne l'ont pas touché.
Komşu bu sabah çocukların üzerinde aynı kıyafetlerin olduğunu doğruladı.
La voisine a confirmé que les enfants portaient ces vêtements au moment où elle les a vus.
Komiser Cooper kamyonuyla buraya geliyor. Şüpheli aracın önüne park ederek cadde tarafını kapatacak. Böylece çevredeki binalara ya da araçlara görünmeden BMW'yi arayabiliriz.
Le Lieutenant Cooper traverse la ville avec son camion, qui est assez large pour se garer en double-file devant le véhicule cible pour l'isoler de la rue afin que nous puissions fouiller la BMW sans être vus des immeubles environnants ou des voitures en circulation.