Vücudunuz перевод на французский
157 параллельный перевод
Şöyle uzanın, ölümden sonra vücudunuz sertleşene kadar.
Pourquoi tu ne t'étends pas jusqu'à ce que mort s'ensuive?
Yalınayak, sıska ve çıplak, Vücudunuz ancak giydiriliyor...
Les pieds sont nus, le corps est sale, la poitrine est à peine vêtue...
İç karartıcı köşemde'Nasıl Güzel Bir Vücudunuz Olur'u yazıyorum.
J'écris la même rubrique ennuyeuse sur comment rester belle.
" Vücudunuz 35'ten sonra fonksiyonunu yerine getirecek mi?
Quel sera votre corps après 35 ans?
Birkaç ay düzenli egzersiz yaparsanız harika bir vücudunuz olur.
Deux mois d'exercice et vous serez en état.
Korkarım vücudunuz çökecek. Yeni kumandanın emriyle artık kahve molası yok. Sürekli çalışılacak ve kaytarma olmayacak.
Malheureusement, avec le nouveau patron, plus de café, que du travail.
Vücudunuz için su, mayalanmış arpadan daha iyidir.
L'eau est meilleure pour la santé.
Yalnız vücudunuz biraz orantısız.
Bien sûr, je vois qu'on est un tantinet disproportionné.
Vücudunuz oldukça gergin.
Votre corps est tellement raide.
- Vücudunuz güzel desem beni suçlar mıydınız?
- Si je dis que vous avez un corps superbe, m'en voudrez-vous?
Çok güzel bir vücudunuz olduğunu söylesem, bunu bana karşı kullanır mıydınız?
"Si je vous disais que vous avez un beau corps, vous le frotteriez contre moi?"
Vücudunuz öğreniyor.
Votre corps l'apprend.
Vücudunuz, özellikle de sinir sisteminiz, yeni koşullara uyum göstermek zorunda.
L'organisme et surtout le système nerveux doivent s'adapter à de nouvelles conditions.
Sizi sevgiyle kucaklamaya geliyor. Çünkü o sizin gerçek vücudunuz.
Elle vient vous couvrir d'amour, parce qu'elle est votre vraie chair.
Şimdi kalbiniz bomboş, benliğinize sahip, kusursuzluğunuza. Yeni vücudunuz, artık evrenin kendisi, Tanrı'nın şaheseri.
Maintenant vous êtes un cœur vide, ouvert pour recevoir votre vraie essence, votre propre perfection, votre nouveau corps qui est l'univers,
Eğer aşk, zevk içinse vücudunuz teslim olur.
" Votre corps cède aux plaisirs de l'amour
- Bu tarafa, vücudunuz bu tarafa baksın. Hadi! Güzel.
Allez, baissez la tête.
Bayan Uumellmahaye galiba vücudunuz yok.
Mlle Uumellmahaye, vous n'avez plus de corps.
Sanırım başınıza güneş geçmiş, bayım. Ve vücudunuz aşırı seksten hasar görmüş.
Votre esprit s'est exalté, et votre corps a succombé aux excès.
Gerçek şu ki, vücudunuz, hayatınızda sahip olacağınız tek vücuttur.
Un fait : votre corps est le seul que vous aurez jamais.
Değişiklikler bir yaştan sonra kendini gösterir. Vücudunuz karşı cinse ilgi duymaya başlar.
À votre âge, vous changez de comportement vis-à-vis du sexe opposé.
Vücudunuz süngünün üstünde. Kollar ve bacaklar yerde.
Corps sur baïonnette, bras et jambes par terre.
"Bana bak", "bana tap" diyen bir vücudunuz olabilir.
Vous pouvez obtenir un corps qui s'exclame : "Regardez-moi!", "Admirez moi!"
Vücudunuz Wisconsin BuIvarı'na saIça gibi yayıIdı!
Votre corps est en charpie sur toute l'avenue Wisconsin!
Ölü bir baştan başka bir şey değilsiniz. Bir vücudunuz yok.
Vous n'êtes rien d'autre qu'une tête morte... en quête d'épaules!
Evet, vücudunuz sıkı olmalı.
Oui, ton corps doit être ferme.
Yeni vücudunuz gecikince, sabırlı olmayı savunmak zor.
J'ose à peine parler de patience... vous avez déjà attendu la livraison de votre corps.
.. bir sürü bakım.Eğer vücudunuz bir araba olsaydı, onu satın almazdınız.
Si c'était une voiture, vous ne l'achèteriez pas.
Ama onunki gibi bir vücudunuz olunca başka bir desteğe ihtiyacınız olmazdı.
Mais avec un corps pareil, pas besoin de soutien.
Ve birgün sizi bir şekilde yakalar. Birden vücudunuz Geiger sayacı gibi herşeye tepki verir... yiyeceklere, havaya, herşeye.
Et un jour, ça vous tombe dessus et votre corps réagit à tout ce qui l'entoure, aliments, air, tout!
Vücudunuz bir heykeltraşa aletlerini fırlattırıp, dikkat etmesi gerekirken pencereden bakan asistanını yaralamasına neden olur, farkındayım.
Je sais que votre visage pousserai un sculpteur, entouré de ses outils,. à injurier sont assistant qui regarde par la fenêtre au lieu de faire attention.
Gerçek vücudunuz koruma odasında.
Votre corps est en stase.
Vücudunuz dev bir bilgisayardır.
Le corps est un ordinateur.
Vücudunuz merhamet için ağlıyor.
Votre organisme est à bout.
Uyuyamazsınız, yiyemezsiniz beyniniz oksijen eksikliğinden ölüyor, vücudunuz kötüleşiyor ve kaslarınız gittikçe zayıflıyor.
Manger, dormir devient difficile, et le cerveau manque d'oxygène. Le corps se détériore et les muscles vous lâchent.
Bütün vücudunuz enerji yakıp ısı açığa çıkarıyor. sizin işiniz olarak.
Tout votre corps dégage de l'énergie et crée de la chaleur tout en se chargeant d'être vous.
Vücudunuz hakkındaki düşüncelerinizi değiştirecektir.
Elle bouleversera la façon dont vous regardez votre corps.
Aslında, kafatasınızın yapısına şöyle bir göz atmak yeterli. Kafatasınızın vücudunuz ile orantısız olması daha önce belirtilen tipolojiye uygun bir türle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.
Il suffit d'ailleurs d'un coup d'oeil sur votre configuration crânienne, sur son évidente disproportion par rapport au reste du corps, pour nous rendre compte que nous nous trouvons face à un spécimen dont les traits correspondent à la typologie susmentionnée.
Bütün vücudunuz etkisine girebilir.
Je ne panique pas! Ça envahit tout votre corps, votre esprit.
Muhteşem bir vücudunuz olduğu ortada.
On voit que vous avez un corps superbe.
Bu şeyin kafanızın içinde olacağını biliyorsunuz değil mi? Vücudunuz sadece part-time sizin olacak. Benim halkın Goau'ld tarafından bir nesil önce köleleştirildi.
Vous savez qu'il occupera votre esprit? Que vous aurez votre corps à mi-temps? Les Goa'ulds ont asservi mon peuple il y a une génération.
Vücudunuz ağrılar içerisindeyken Bir Drixenol sizi iyileştirir
Quand la douleur surgit Un Drixenol suffit
Bugünden sonra, vücudunuz artık size ait değil o şimdi sizin en güçlü silahınız.
Désormais, votre corps ne vous appartient plus. Il est devenu votre meilleure arme.
Vücudunuz en küçük bir mikropla savaşamayacak hale gelene dek bağışıklık sisteminizi çökertiyor.
Ceci affaiblit votre système et votre corps ne peut plus se défendre contre le moindre envahisseur.
Siroz karaciğer toksinleri temizlemesini önlüyor... ve ensefalopati vücudunuz mental durumunu değiştiriyor.
La cirrhose empêche votre foie de filtrer les toxines, et vous risquez une encéphalopathie qui entraîne un changement mental.
Vücudunuz sadece basit bir araçtır.
Votre chair est un vestige, un simple récipient.
Bay Puliagly? "Yeni Vücudunuz, Harika Korse Şirketi" nden...
- Bonjour, M. Pikly. Ici la Maison de la Gaine. Je vous appelle au sujet de votre commande.
Muntazam bir vücudunuz, hoş bir yüzünüz var ve iyi huylusunuz.
Vous êtes bien faite...
- Felç mi? Tüm vücudunuz mu?
Complètement?
Başarıya ulaşmak için vücudunuz çelik gibi sert olmalı.
Pour atteindre à l'excellence, le corps doit être d'acier.
Çıplak vücudunuz... kendiniz olmak için giydiğiniz bir kostüm gibidir. Çıplaklığınızdan utanmayın.
à cause de la danse, des costumes, tout ça...