Whitfield перевод на французский
157 параллельный перевод
Whitfield'dan bir fatura. - Aynısı.
La note de l'épicier...
İhtiyar Massa Whitfield'ın, buradaki her şeyi almak için boynunu kırmayacağı bir gün bile görmedim.
Qu'il attende! Pour le temps qu'il met à nous livrer!
- Whitfield'a ara ve söyle ona
Préviens Whitfield.
İmza, Louis Whitfield, Koramiral, Personel Dairesi Başkanı.
Signé : Louis whitfield, vice-amiral, secrétaire-général.
Elmer Whitfield'in kuzeni Carlton, New York'a gittiğinde normal bir çocuktu.
Le cousin d'Elmer Whitfield, Carlton, était normal avant d'aller à New York.
Ben, Carlton Whitfield, 4319.
Ici Carlton Whitfield, au 4319.
Carlton Whitfield.
Carlton Whitfield.
Whitfield, el kaldırmana gerek yok. Söyleyeceğini söyle.
Whitfield, vous n'avez pas à lever la main.
- Whitfield.
- Whitfield.
Müsaadenizle, Whitfield'in yaşının bu konuyla hiçbir ilgisi yok.
L'âge de Whitfield ne devrait pas être en question ici.
Bugünkü toplantıda kesinti yapmanın gerekliliğini savundum... Carlton Whitfield bu görüşe karşı çıktı.
J'ai insisté sur des compressions au meeting d'aujourd'hui... mais une opinion divergente a été exprimée par Carlton Whitfield.
Carlton Whitfield de kim?
Qui est Carlton Whitfield?
Ben, Carlton Whitfield diye birini işe almadım.
Je n'ai pas embauché de Carlton Whitfield.
Bu Whitfield denen herife yaklaşmanı istiyorum.
Je veux que tu aies ce Whitfield à l'œil.
Bunlar, Whitfield'in bürosunda bulduğum notlardan bazıları.
Voici des notes que j'ai trouvées dans le bureau de Whitfield.
Whitfield'i daha fazla bekleyemeyiz.
Nous avons assez attendu Whitfield.
Bugün spor mu giyindin, Whitfield?
Tenue sport aujourd'hui, Whitfield?
Whitfield bir iki pürüz buldu... biz de o pürüzleri gidereceğiz.
Whitfield a relevé quelques difficultés... mais nous sommes en train de les aplanir.
- Hanginiz Whitfield'siniz?
- Lequel d'entre vous est Whitfield?
Şey, o yeni gelen, Whitfield.
Le nouveau, Whitfield.
Whitfield.
Whitfield.
Whitfield'in bürosundan aldığım notlar var ya... lütfen onları geri istiyorum.
Ces notes du bureau de Whitfield, j'aimerais bien les récupérer.
Whitfield'i arıyorum.
Je cherche Whitfield.
Whitfield nerede?
Où est Whitfield?
- Sen Whitfield'i hiç gördün mü?
- As-tu déjà vu Whitfield?
- Merhaba, Whitfield.
- Bonjour, Whitfield.
- Whitfield mi?
- Whitfield?
Brantley Whitfield...
Brantley Whitfield...
İşte Whitfield'in notları.
Voici les notes de Whitfield.
Parti olur da Carlton Whitfield kaçırır mı?
Est-ce que Carlton Whitfield raterait une fête?
Bence Whitfield haklı ve bu rapor yanlış.
Je pense que Whitfield a raison et que ce rapport est erroné.
Whitfield'le konuşuyor.
Elle parle avec Whitfield.
Brantley, Whitfield'in burada olduğunu biliyor muydun?
Brantley, savais-tu que Whitfield est ici?
Christy'nin yakınında kalmanı... ve Whitfield'i ondan uzak tutmanı istiyorum.
Je veux que tu restes près de Christy... et que tu gardes Whitfield à distance d'elle.
Onlar Whitfield'in notları ve çalınmadılar.
Ce sont celles de Whitfield. Elles ne sont pas volées.
Ben içeri girdiğimde o Whitfield'le birlikte yatıyordu.
Quand je suis entrée, il était au lit avec Whitfield.
Whitfield mi?
Whitfield?
- Whitfield senin yeğenin mi?
- Whitfield est votre neveu?
Brantley, Whitfield mi?
Brantley est Whitfield?
Brantley, Whitfield'dir.
Brantley est Whitfield.
Whitfield de Brantley'dir.
Whitfield est Brantley.
Ben de yazdım. Bir not defteri sayfasına.
Je l'ai envoyé à Whitfield.
Sonra da Whitfield'a yolladım. İsminin Magdala olduğunu hatırladım, çok zekiyim.
" Je me suis rappelé votre prénom, Magdala.
Sen bizim için Monsieur Whitfield'i ziyaret edeceksin.
Allez vite voir M. Whitfield. Qui est-ce?
Bay Whitfield da kim? Michael Seaton'ın mektubunda bahsettiği avukat.
L'avocat dont Seton parlait dans sa lettre.
Bayan Whitfield!
Mlle Whitfield?
Whitfield, Washington Post.
Whitfield, Washington Post.
Bay Whitfield, Amerika'dan görüşmeleri yazmak için geldi.
M. Whitfield vient d'Amérique pour rendre compte des auditions.
- Bay Whitfield, hoş geldiniz.
- Bienvenue.
- Whitfield'a setin etrafında olmasını söylerim
Je vais dire à Whitfield de gagner du temps.
Bayan Whitfield, sizinle konuşmamız gerekiyor.
Il faut qu'on vous parle.