Wilkie перевод на французский
67 параллельный перевод
- Güneş her zaman doğudan doğar, öyle değil mi?
Wilkie, le soleil. Il se lève à l'Est tous les jours, n'est-ce pas?
- Wendell Wilkie. - Wilkie.
Wendell Wilkie.
Senin gözünde tutucu değil mi?
Pour vous, Wilkie était un conservateur?
Wilkie, ona kızıyorsun.
Wilkie, ça te fait chier.
Bayan Wilkie, tütün firmanız bu güzel örnek insanı korkunç çarpık bir ucubeye çevirdi.
Mlle Wilkie, votre société a changé ce splendide spécimen en un monstre difforme.
Tütün firmasından Bayan Wilkie beni telefonla aradı.
Mme Wilkie de la société de tabac m'a appelé.
Hey Wilkie, orada durum nasıl?
Wilkie! Rapport de situation?
Anlaşıldı Wilkie. Sizi koruyoruz. Tamam.
Bien reçu, on vous couvre.
Çok teşekkürler, Bay Wilk.
Merci beaucoup, M. Wilkie.
Onu geri getiremezsiniz, Bay Wilk.
Vous ne pouvez pas la ramener, M. Wilkie.
- Wilk.
- Wilkie.
- Wilk, kapat şu bilgisayarı.
- Wilkie, éteignez l'ordinateur.
- Wilk, bilgisayarı kapat.
- Wilkie, éteignez l'ordinateur!
Wilk.
Wilkie.
Wilk, dikkat et.
Wilkie, Attention!
Wilkie.
Wilkie.
Wilk, ondan uzaklaş.
Wilkie, éloignez-vous d'elle.
Wilk. Wilk, dikkat et.
Wilkie.
Benim adım Steve Wilkie. Mathew'ün en iyi arkadaşıyım.
Je m'appelle Steve Wilkie, je suis le meilleur ami de Mathew.
Evet, 17 sene içinde insanın 3 yakınını kaybetmesi zor bir şey ama esas konu Jason Wilkie'nin yeğenimi öylesine seçmiş olması.
C'est révoltant qu'il ait eu trois repas chauds et un lit pendant 17 ans. Mais le vrai problème, c'est que Jason Wilkie a choisi mon neveu au hasard.
Onu ölüme göndermek halkın güvenliğini sağlama alıp diğer suçları da engelleyebilir.
EXÉCUTION DE JASON WILKIE C'est assurer la sécurité publique et prévenir d'autres crimes.
Jason Wilkie, 17 yıl önce, 8 yaşındaki Rex Sheridan'ı kaçırıp vahşice öldürdüğünü asla itiraf etmedi.
Jason Wilkie n'a jamais confessé l'enlèvement et le meurtre... de Rex Sheridan âgé de huit ans, il y a 17 ans.
Jason Wilkie, Virginia'da 1976'dan beri idama mahkum edilen 104. kişi olacaktı.
Jason Wilkie vient d'être prononcé mort... la 104e personne à être exécutée dans l'État de Virginie... depuis 1976.
Wilkie duruşmasının dosyalarına ihtiyacım var.
Salut. Il me faut les dossiers du procès de Wilkie...
Bak, Willie'yi duruşmalar sırasında sayısız kere yalan söylerken gördüm, kabul ediyorum, ama dün gece doğruyu söylüyordu.
Écoute, j'ai vu Wilkie mentir des douzaines de fois durant son procès. D'accord? Mais hier soir, il disait la vérité.
Bekle. Yani bana diyorsun ki, büyük bir kısmında senin bilimini kullanıp Willie'yi suçlayan kadınla birlikte sen de mi yanıldın?
Tu dis à la femme qui a poursuivi Wilkie... en se basant en grande partie sur ta science, que tu t'es trompé?
Belki de bütün bir hafta boyunca TV'de Wilkie'yi gördükten sonra yapılan bir eşek şakasıdır.
Peut-être qu'un clown fait juste l'imbécile... après avoir regardé Wilkie à la télé toute la semaine.
Taklit edilmemiş. Jason Wilkie yakalanmadan önce böyle bir kayıt yapmış olamaz mı?
Tu crois que Jason Wilkie aurait pu enregistrer ça avant son arrestation?
Katilin Jason Wilkie olmadığını kanıtlamaz mı bu?
Ça ne prouve pas que ce n'était pas Jason Wilkie?
İlk önce Wilkie yapmıştı.
D'abord Wilkie l'a fait, puis il ne l'a pas fait.
FBI Jason Wilkie'yle birlikte bir okul servisi şoförünü, bir evsizi, bir telefon şirketi görevlisini, ve müdüründen şüphelenilmişti.
Le FBI avait à l'origine quatre autres suspects en plus de Jason Wilkie... Un chauffeur d'autobus scolaire, un sans-abri... un réparateur de téléphone et son responsable.
Dr. Lightman şehir dışında bir toplantıda.
Le Dr Lightman est en réunion en ville. Vous désirez, M. Wilkie?
Size yardım edebilir miyim, Bay Wilkie? Dr. Lightman, o zaman suçu Jason işledi derken yalan söyledi.
Le Dr Lightman a menti quand il a dit que Jason avait commis ce crime.
Lightman'ın hata yapmayacağı hayalini sizinle paylaşmamız gerektiğini ummuyorsunuzdur herhalde? Jason Wilkie'nin belki de masum olabileceğini.
Vous espérez qu'on partage ce délire... que Lightman est infaillible, que Jason Wilkie ne serait pas innocent?
Neler döndüğünü biliyorum demek istediğim. İdam edilen Wilkie denen adamla bir alakası var, biliyorum.
Je sais que ça a un rapport avec ce Wilkie qui a été exécuté.
Hey! Wilkie'nin eski sorgulamalarından bir şey buldum.
J'ai trouvé quelque chose dans la vieille entrevue de Wilkie, pas vrai?
Kimse Wilkie'nin ne köpeği ne de eski kız arkadaşıyla ilgileniyor.
Tout le monde se fiche du chien de Wilkie et de son ex-copine. - Pardon?
Jason Wilkie sen gittikten sonra köpeğine senin adını verdiğini biliyor muydun?
Vous saviez que Jason Wilkie a donné votre nom à son caniche?
Amacım ; Wilkie'nin idam edildiği gün buraya giriş yaptın.
- Mon propos est... que vous êtes entrée ici le jour où Wilkie a été exécuté.
Görünüşe göre Wilkie başkası için çalışıyormuş.
Et il s'avère... Wilkie ne travaillait pas seul.
Annem Wilkie'nin duruşmasından bir kaç ay sonra çekilen resimler yolladı.
Maman a sorti des photos du procès de Wilkie... quelques mois après votre rencontre.
- Lightman'ı değil de bana dava açın diye.
- M. Wilkie... - Me dire de ne pas poursuivre Lightman.
Duruşma sırasında Jason'un iyi çocuk olduğunu ispatlamak için annesinin bana verdiği fotoğraflar.
Des photos que la mère de Wilkie m'a données durant le procès... pour prouver que Jason était un bon garçon.
Wilkie'nin annesinin verdiği fotoğraflar çocukluk zamanlarına ait fotoğraflar mı?
Ces photos de la mère de Wilkie... - C'est quand il était enfant?
William en büyük olanı, çocukken zatürreden ölmüş.
La mère de Wilkie a dit que son fils aîné, William... est mort de pneumonie quand il était enfant.
Ne diyorsun?
15 h. Discours au club junior de l'Ecole Wilkie
Jason Wilkie'nin idamından bir kariyer elde ettin.
Vous avez fait une carrière de l'exécution de Jason Wilkie.
Jason Wilkie'nin son sözlerini açmanı istiyorum.
Il faut sortir les derniers mots de Jason Wilkie.
Wilkie'nin eski sevgilisini görmeye gittin, değil mi?
Je sais.
Evet.
- Tu es allé voir l'ex-copine de Wilkie?
Wilkie ne durumda?
Et Wilkie?