Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ W ] / Willowbrook

Willowbrook перевод на французский

39 параллельный перевод
Willowbrook ve Alameda. Ambulans istiyoruz.
Willowbrook et Alameda - Demandons ambulance d'urgence.
Hava sıcaklığı arttıkça ve tabiat yıprandıkça Sanayi şehri olan Watts bölgesinde, Pacoim ve Los Angeles doğusunda yangınlar da devam ediyor.
Néanmoins, comme la tension continue de monter... les quartiers de Watts et Willowbrook sont toujours en flammes... ainsi que ceux de City of Industry, Pacoima et l'est de Los Angeles.
Galiba Joseph Willowbrook'un şu protestoları başlatan Kızılderili'nin sivil itaatsizlik geçmişi var.
Joseph Willowbrook... l'Indien qui mène les manifestations... a un long passé de contestataire.
Bay Willowbrook bu mağaraların önemini herkesten daha iyi anlıyorum ama Luthor Şirketi ile birlikte geçinebileceğiniz bir yol olmalı.
Je connais mieux que personne l'importance de ces grottes. Il doit y avoir un moyen pour que Luthorcorp et vous coexistiez.
Joseph Willowbrook, seni bu inşaatın ustabaşı Dan Hammond'u öldürmek suçundan tutukluyorum.
Joseph, je vous arrête pour le meurtre de Dan Hammond... - le contremaître de ce chantier.
Bay Willowbrook'un çöpünde, kurbanın kanı olan bir havlu bulduk.
La poubelle de M. Willowbrook contenait une serviette avec le sang de la victime.
Joseph Willowbrook'un kefalet parasını çıkarmalıyım.
J'ai besoin d'argent pour sortir Joseph de prison. C'est un coup monté.
Mağaranın iğrenç kokusu canlandırıcı ama bunun Joseph'le ne ilgisi var?
La puanteur et l'humidité sont très ravigotantes... mais quel est le rapport avec J. Willowbrook?
Bay Willowbrook, adınız bir cinayet davasına karıştığı için üzgünüm.
M. Willowbrook, je suis désolée que vous ayez été mêlé à cette enquête.
Willowbrook Alışveriş Merkezi'nin üzerindeki Fuji Balonu'nu.
Un dirigeable au-dessus du centre commercial.
Babası onu Willowbrook'a gönderecek diyorlar.
Son père veut l'envoyer à Willowbrook.
Profesör Willowbrook, bu kadar kısa sürede gelebildiğiniz için teşekkürler.
Professeur Willowbrook, merci d'être venu si vite.
Profesör Willowbrook?
Professeur Willowbrook?
Ve Willowbrook senin Naman olduğunu sandığı için mi geldi?
Willowbrook pense que tu es Naman?
Willowbrook'un öğrencilerinden biri hançeri eline aldı, ona güçler verdi.
Un des étudiants de Willowbrook a pris la lame et reçu des pouvoirs.
Profesör Willowbrook benim Naman olduğumu düşünüyor.
Le professeur Willowbrook pense que je suis Naman.
Profesör Willowbrook bana bir mesaj yolladı.
Le professeur Willowbrook m'a envoyé un message.
Willowbrook senin sahte kurtarıcı olduğunu söyledi.
Willowbrook dit que tu es un faux prophète.
Adam Willowbrook'de 24 yaşındaki Mabel Smith'e sarkıntılık etmiş, kocası olduğunu iddia etmiş.
"L'homme accosta Mabel Smith, 24 ans, de Willowbrook, " se prétendant son mari.
Tuskegee ve Willowbrook'taki meslektaşları mı?
À Tuskegee et à Willowbrook?
- Willbrook Alışveriş Merkezi'ne!
- Au Centre Commercial Willowbrook!
Willowbrook Bulvarı Numara 9542.
9542 Willowbrook Avenue.
Watson'ı onun Willowbrook Yardımlı Yaşam Tesisindeki evine gönderdim bile.
J'ai déjà envoyé Watson la voir à la maison de retraite Willowbrook.
Willowbrook kartı çıkartmam gerekiyormuş.
Pour me faire une carte de résidente.
Üzgünüm, Willowbrook bir hapishane değil.
Désolé, mais Willowbrook n'est pas une prison.
Elimizde Willowbrook ziyaretçi defterini fotokopisi var ama adam Bai May-Lung'u görmek için gerçek adıyla giriş yapmamış.
On a le registre de Willowbrook, mais le type n'a pas dû signer de son vrai nom pour voir Bai May-Lung.
Willowbrook Yardımlı Yaşam Tesisiyle sık sık işi olan adam.
Il a souvent affaire à la résidence Willowbrook.
Hayır, ama Sven maskeyi Bai May Lung'la konuşmak için Willowbrook'a girerken kullanmış olabilir.
Peut-être que Sven a utilisé un masque pour aller à Willowbrook parler à Bai May-Lung.
Willowbrook'a gidip, o adam konusunda haklı olup olmadığıma bir baksan iyi olur.
Vous pourriez aller à Willowbrook voir si j'ai raison pour ce type.
Willowbrook sakinlerinden birisiymiş.
Un ancien résident de Willowbrook.
Bu telefon kayıtlarına göre Sven Arrieta üzerinde çalışırken Willowbrook yöneticisi Michael Haas'ı aramak için işe ara vermiş.
D'après ses relevés téléphoniques, Sven s'est arrêté au milieu de son travail sur Arrieta pour appeler Michael Haas, le directeur.
Çünkü Willowbrook'ta bu sabah erken saatlerde benimle birlikte değildin.
Vous n'étiez pas avec moi à Willowbrook ce matin.
Willowbrook sakinlerinin sahte yardım derneklerine bağış yapmalarını sağlamak için sizi kullanıyorlardı.
Vous forciez pour eux les résidents de Willowbrook à donner à leur fausse association.
Çünkü Willowbrook'ta yakın zamandaki tüm ölümlere baktığımızda hayırsever bağışı ile ölümler arasında bir bağlantı bulacağımıza eminim.
Je suis sûr qu'en examinant les décès récents à Willowbrook, on trouvera d'autres cas de dons suivis d'un sommeil éternel.
Ölü adamlarının Willowbrook'ta çevirdiği dolapları öğrenince bayağı kızdı.
Il n'était pas ravi d'apprendre l'arnaque que ses potes morts faisaient à Willowbrook.
- Lütfen Bay Willowbrook... - Bunu mahkemede yapabilirsin Joseph.
Vous pouvez vous faire entendre.
Willowbrook, Arizona. Oradan gelmiş.
Willowbrook, en Arizona.
Willowbrook'a hoş geldin. Müşterinin evi, her kimse artık.
Bienvenue à Willowbrook, ville de notre illustre inconnu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]