Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ W ] / Wolfowitz

Wolfowitz перевод на французский

51 параллельный перевод
Paul Wolfowitz ve Francis Fukuyama gibi bazıları Chicago Üniversitesi'nde Strauss'un fikirlerini öğretti.
Parmi eux, Paul Wolfowitz, qui avait étudié les idées de Strauss à l'université de Chicago, tout comme Francis Fukuyama.
Gerçek şu ki Washington'da akademisyen olarak başlayan pek çok insan düştü. Ben yaptım, Paul Wolfowitz yaptı ve muhtemelen akademide çok iyi beklentileri olmadığına karar verildi.
Beaucoup de politiciens ont commencé en tant qu'enseignants-chercheurs, comme moi ou Paul Wolfowitz, et se sont dit qu'ils étaient destinés à autre chose.
Araştırmaları bir grup yeni muhafazakârlar tarafından yürütülüyordu onlardan biri de Paul Wolfowitz'di.
Cette investigation serait menée par un groupe de néoconservateurs, dont faisait partie Paul Wolfowitz.
Savaşın tarafı olan Rumsfeld ve diğerleri tıpkı Paul Wolfowitz gibileri CIA'e girmek istiyordu.
Et durant cet affrontement, Rumsfeld et d'autres personnes, telles que Paul Wolfowitz, ont cherché à atteindre la CIA.
Araştırma B Takımından ve Paul Wolfowitz'in lideri olduğu diğer gruptan istendi.
La commission fut nommée Équipe B. Le codirigeant en était Paul Wolfowitz.
Paul Wolfowitz, Richard Perle ve diğer yeni muhafazakârlar kaderi, dünya üzerindeki kötülükle mücadele etmek olan yegâne ülke Amerika'dır mitini yeniden ileri sürmek için adım attılar.
Paul Wolfowitz, Richard Perle, et d'autres néoconservateurs étaient parvenus à imposer l'idée d'une destinée unique pour les USA, celle de combattre le mal, dans le monde entier.
Ama Savunma Müsteşarı Paul Wolfowitz gibi yeni muhafazakârlar Bağdat'a ilerlemek ve Orta Doğu'da dönüşüme yol açmak istediler.
Mais les néoconservateurs tel que Paul Wolfowitz, alors sous secrétaire à la défense, souhaitaient aller jusqu'à Bagdad, pour amorcer une transformation du Moyen-Orient.
91'de Wolfowitz ve diğerlerinin umdukları şey Saddam Hüseyin veya öteki aşağılık diktatörlere karşı olan savaşın Sovyetler Birliği'ne karşı olan savaşın yerini alabileceği ve bu savaşın iyi ile kötü arasındaki savaş olarak yorumlanabileceğiydi.
Déjà en 1991, Wolfowitz et beaucoup d'autres espéraient que le combat contre Saddam Hussein, ou d'autres dictateurs du même genre, pouvait remplacer le combat contre l'Union Soviétique et revêtir la signification d'un affrontement entre le bien et le mal.
Gizliden gizliye Paul Wolfowitz gibi yeni muhafazakârlar çok öfkelenmişti.
En coulisse, les néoconservateurs comme Wolfowitz étaient furieux.
Wolfowitz'in öfkesi temel olarak Amerikan liberalizminin zayıflığınaydı : Baba George Bush gibi uzlaşmacı doğaya sahip insanlaraydı.
En fait, la colère de Wolfowitz est dirigée contre la faiblesse du libéralisme américain, contre la nature pragmatique d'un homme comme George Bush père.
George Bush, Başkan olduğu ilk günlerde Paul Wolfowitz gibi yeni muhafazakârlar ve onların Donald Rumsfeld gibi müttefiklerine randevu vermişti.
Lorsqu'il fut élu, Bush s'entoura de nombreux néoconservateurs tels que Paul Wolfowitz ou encore Donald Rumsfeld.
Bunun merkezinde Donald Rumsfeld ve Paul Wolfowitz vardı, yanlarında da Başkan Yardımcısı Dick Cheney ve Pentagon'un baş danışmanlarından biri, Richard Perle.
Il était dirigé par Donald Rumsfeld, Paul Wolfowitz le vice-président, Dick Cheney, et Richard Perle, haut conseiller au Pentagone.
El Kaide'yi sormadı. Ya Savunma Bakanı Rumsfeld ve yardımcısı Wolfowitz?
Quelle a été la réaction du Secrétaire de la Défense, Rumsfeld, et de son assistant, Paul Wolfowitz?
Bugün haberlerde Rumsfeld ve Wolfowitz şöyle söyledi...
Aujourd'hui aux actualités, Rumsfeld a dit... Et... Wolfowitz a dit :
O zamanlar genç Paul Wufowitz, yine o zamanlar Pentagon'da Savunma Bakanı olan Dick Chaney'nin altında çalışıyordu.
À cette époque, le jeune Paul Wolfowitz occupait un poste subordonné à l'autorité de Dick Cheney, qui était alors secrétaire à la Défense au Pentagone.
Sovyetler Birliği'nin 1991'de dağılmasıyla Chaney, Wufowitz'den bir plan yazmasını, büyük bir strateji hazırlamasını istedi.
À la suite de l'effondrement de l'Union soviétique en 1991, Cheney demande à Wolfowitz d'élaborer un plan, une grande stratégie.
Ve bu bilgiler biz gizli ajanlara, Wolfowitz ve Rumsfield gibi kişiler... tarafından, hazırlayacağımız belgelerde kullanmamız için veriliyordu.
Et on nous donnait tout ça pour qu'on l'incorpore dans des documents que nous rédigions pour nos supérieurs, des types comme Wolfowitz et Rumsfeld.
Üyeleri arasında Dick Cheney, Donald Rumsfeld, Jeb Bush ve Paul Wolfowitz'in de bulunduğu yeni bir muhafazakâr düşünce topluluğu olan, "Yeni Bir Amerikan Yüzyılı Projesi" adlı düşünce topluluğu, üzerinde "Amerikan Savunmasının Yeniden Yapılandırılması" başlığını taşıyan raporunu yayımlar.
Le "Projet pour un Nouveau Siècle Américain", un Groupe de réflexion néo-conservateur dans lequel figurent Dick Cheney, Donald Rumsfeld, Jeb Bush, et Paul Wolfowitz publie un rapport intitulé "Reconstruire les Défenses de l'Amérique"
Wolfowitz dedi ki Zoe Kasım 13'de gece yarısı ayrılmış.
Wolfowitz dit qu'elle est partie dans la nuit du 13 novembre.
"Jacob Wolfowitz".
Jacob Wolfowitz.
Bay Wolfowitz?
Mr Wolfowitz?
Bay Wolfowitz, hemen dışarı çıkınız.
Sortez. Police scientifique.
Sana Wolfowitz hakkında bir şey söylendi mi? Hayır.
Vous connaissez Mr Wolfowitz?
Bende tedaviyi kimin denetlediğini buldum. Bay Wolfowitz.
J'ai appris qui surveillait ces tests :
O Zoe'nun bulunduğu bölgeye yakın bir yerde yaşıyor.
Mr Wolfowitz. Il vit près de là où vous avez trouvé Zoe.
Her iki kurbana da ulaşabilir.
Wolfowitz avait accès aux deux victimes.
Bay Wolfowitz'in DNA örneğine ihtiyacınız olabileceğini düşündüm.
J'ai pensé que vous auriez besoin de l'ADN de Mr Wolfowitz.
Ve taşınma biçimi biraz problemli olsa da, çünkü plastik bir çanta iyi bir kanıt taşıyıcı değil, prezervatifdeki sperm hem kitaptaki salyayla hem de ölmüş adamdaki DNA'yla uyumlu.
Sa main. Et malgré un scellé aléatoire - les sachets alimentaires ne sont pas homologués -, l'ADN du préservatif correspond à celui de la salive du livre et à celui du mort, Jacob Wolfowitz.
Öyleyse Wolfowitz'e ait dediğimiz tüm DNA'lar, Sneller'in olabilir.
L'ADN qu'on attribuait à Wolfowitz serait celui de Sneller.
kardeşini buza koyup, onun gibi davranmaya başladı. Günaydın bay Wolfowitz.
Il a mis son frère au frais et a pris son identité.
Şey, ikizlerden konuşalım, çocuk esirgemeyle konuştuk. Sneller onların doğum adıymış. Ama Wolfowitz adlı musevi bir aile onları evlat edinmişler.
En parlant de jumeaux, d'après les services sociaux, les frères Sneller ont été adoptés par un couple juif, les Wolfowitz.
Romalılar ve Louis Coutours bunu biliyordu.
Louis XIV le savait. Wolfowitz le sait.
Wolfowitz de bilir.
Monsieur Donaghy.
Wolfowitz, bak şimdi, Aman Tanrım, harika gözüküyorsun.
Et, Wolfowitz, regarde maintenant, mein Gott im Himmel, tu as l'air terrible.
Haklı da, Wolfowitz.
Et elle a raison, Wolfowitz.
1962 yılında, bir ay içerisinde gelecek olan Purim arifesi gününde, Abe Wolfowitz ölü bir adam olacak.
À un mois de la Fête de Pourim, en 1962, Abe Wolfowitz sera un homme mort.
Wolfowitz.
Wolfowitz.
Tanrı'nın mantığı bizlerin mantığı değildir Bay Wolfowitz, ayrıca O'nun yollarını anlayamayız da.
la logique de Dieu n'est pas notre logique, M. Wolfowitz, nous ne pouvons pas comprendre ses voies.
Hala, inançlı birisiniz Bay Wolfowitz, Adam da öyle.
Pourtant, vous êtes un croyant, M. Wolfowitz, et Adam aussi.
"Sorusu belki ileride yanıtlanabilir İmza, Abe Wolfowitz."
"Que sa question reçoive bientôt une réponse. Signé, Wolfowitz Abe."
Abe Wolfowitz'in kehaneti, nasıl olduysa gerçekleşmişti.
Abe Wolfowitz, sa prophétie, cependant, ne se réalise.
Şeytani bir şey giy.
Alors, des cornes, une queue et mon t-shirt Wolfowitz?
Boynuz, kuyruk ve Wolfowitz tişörtü olur mu?
Parfait
Paul Wolfowitz, Dışişleri bakanlığının başına geçti.
Paul Wolfowitz fut nommé ministre des Affaires étrangères, tandis que Richard Perle, un de ses amis, devint conseiller du secrétaire à la défense.
Kapıdakinin Wolfowitz olduğuna dair ne kadarına bahse girersin?
On parie que c'est Wolfowitz?
Yalnız hiç dönmüyor. Wolfowitz klinikte çalışıyor.
Sauf qu'il ne reviendra pas.
Yani, arabadaki parmak izlerinin hiç biri Jacob Wolfowitz'e ait değil.
Les empreintes dans la voiture n'appartiennent pas à J. Wolfowitz,
Wolfowitz'e benziyor, ama daha genç.
Wolfowitz en plus jeune.
Günaydın.
Bonjour, Mr Wolfowitz.
Şey, burası bir işkence odası değil, zaman kapsülü. Bu yer Wolfowitz'e ailesinden kalmış.
C'est une capsule à remonter le temps, cet endroit.
Yaklaşık on yıl önce üzerine almış.
Un héritage que Wolfowitz a reçu de ses parents.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]