Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ W ] / Woodall

Woodall перевод на французский

91 параллельный перевод
Woodall'ın geldiğini bizden önce mi gördü?
Il a vu Woodall venir avant nous? Et si il gagnait,
Memur Woodall.
Officier Woodall?
Bay Ross, ben Eric Woodall.
M. Ross, Eric Woodall.
Şu Woodall onu içeri almadan önce konuşamazsak iyice boka battık demektir.
Si on ne lui parle pas avant que ce Woodall ne l'enferme, on est dans la merde.
Woodall sana geldiğinde tam olarak ne söyledin? O bana gelmedi.
Qu'est-ce que Woodall vous a dit quand il est venu vous voir?
Eric Woodall hakkında bir şey bilmiyorum.
Je ne sais rien sur Eric Woodball.
Woodall'ın sizin radarınıza girmemesinin sebebi ise son davasının dört yıl sürmüş olması.
Et la raison pour laquelle Woodball n'est pas sur ton radar c'est que le dernier cas qu'il a gagné lui a pris 4 ans.
Eric Woodall hakkında işe yarar bir şey buldun mu?
Tu as trouvé quelque chose d'utile sur Eric Woodall?
Ondan sonra da Woodall'un bir önceki davasında kullandığı her taktiği inceleyeceğiz.
Après ça, nous allons lire toutes les tactiques que Woodall a utilisé dans sa dernière affaire.
Peki kimin gelip Eric Woodall'ı alaşağı etmesini isterdin o odada sen olsaydın eğer?
Alors qui aurais-tu le plus envie de voir venir et battre Eric Woodall, si tu étais dans cette pièce?
Harvey, şu Woodall denilen adam ciddi.
Harvey, ce mec Woodball est sérieux.
Woodall'un istediği benim.
C'est moi que Woodball voulait.
Başlamadılar ama Eric Woodall orada işe başladığında yapacaklar.
On ne le fait pas, mais on le fera quand Eric Woodall commencera ici la semaine prochaine.
- Woodall.
Woodall.
Eric Woodall.
Eric Woodall.
Başlamadılar ama başlayacaklar. Eric Woodall haftaya orada işe başladığında.
Ils ne le font pas, mais ça sera le cas quand Eric Woodall commencera là-bas la prochaine semaine.
Bu sabah Eric Woodall'un evine neden gittiğini açıklamak ister misin?
Tu veux m'expliquer pourquoi tu es allé chez Eric Woodall ce matin?
- Yılan olan Eric Woodall değil.
- Eric Woodall n'est pas un ours.
Peşimize düşenin Woodall olmadığını ben öğrendim, aslında o -
Je suis celui qui a découvert que ce n'est pas Woodall qui en a après nous, mais que c'est
Eric Woodall adına müşterilerimin peşine düşüyorsun ve bunun farkındasın.
Vous visez mes clients sous les ordres d'Eric Woodall, et vous le savez.
Ben Woodall'a gitmemeliydim ve sen de bize yalan söylememeliydin.
Je n'aurais pas du aller voir Woodall, et tu n'aurais pas du nous mentir.
Çünkü Woodall'un müşterilerimizin peşine düşeceğini söyleyerek buraya gelmiştin bu da bir dava sebebidir.
Parce que Woodall t'a dit d'aller après nos clients comment tu as obtenu cet emploi premièrement et ça va aider notre cas.
Woodall geldikten sonraki gün Pearson Specter şirketinin müşterilerine mahkeme celbi göndereceğime dair garip bir hisse kapıldığını söylemişti.
Il m'a dit qu'il avait cette sensation bizarre que le jour après l'arrivée de Woodall, j'allais commencer à envoyer des citations a comparaitre aux clients de Pearson Specter.
Peşimize düşen Woodall değil.
Ce n'est pas Woodall qui nous attaque.
Sen de Eric Woodall'un peşime taktığı andaval olmalısın.
Et vous devez être le crétin qu'a envoyé Eric Woodall pour essayer de m'avoir.
Yapabileceğimi biliyorum çünkü ben Eric Woodall'u kovdurdum.
Je sais que je peux, j'ai fais virer Eric Woodall.
Sean S.P.K.'da çalışıyor ve Eric Woodall için konumunu kullanarak müşterilerimi taciz ediyor.
Sean est avec la commission, et il utilise sa position pour menacer mes clients au nom d'Eric Woodall.
- Peşimize düşen Woodall değil.
Ce n'est pas Woodall qui en a après nous.
Yargıç bu davanın saçmalık olduğunu düşünmüyor onun için erkek arkadaşın Eric Woodall'dan başlamama izin verdi.
Il ne pensait pas que c'était du pipeau, c'est pour ça qu'il me laisse commencer par ton petit copain Eric Woodall.
Eric Woodall'un peşinden gidiyoruz.
Qu'est-ce qu'il y a? Nous allons poursuivre Eric Woodall.
Çünkü Eric Woodall'un şimdiye kadar yaptığı, göz yumduğu ve içinde bulunduğu her türlü pisliği bulmanı istiyorum.
Parce que j'ai besoin que tu trouves chaque crasse qu'Eric Woodall aie jamais fait, cautionné, ou à laquelle il a prit part.
Lütfen kayıtlar için tam adınızı belirtin.
Veuillez indiquer pour mémoire vos nom et prénom. Eric ignatius Woodall.
Eric Woodall'un ifadesini okudum ve yardım edebileceğimi düşündüm.
J'ai lu la déposition d'Eric Woodall, et j'ai pensé que je pourrais aider.
Bay Cahill, bu eposta Eric Woodall'un iftira atmaya meyilli olduğunu açıkça gösteriyor.
M. Cahill, cet email prouve vraiment qu'Eric Woodall a une tendance avérée pour les poursuites abusives.
Evet öyle, Sayın Yargıç ama bu davanın peşinde olan benim Eric Woodall değil. Ve hiçbir şeye meyilli değilim.
Tout ç fait, votre honneur, mais je suis celui qui s'occupe de cette affaire, pas Eric Woodall, et je n'ai aucune tendance.
Woodall'ın ne için geldiğini sorduğumda neden bana Louis'den bahsetmedin?
Pourquoi tu ne m'as rien dit à propos de Louis quand je t'ai demandé à quoi serviraient les crasses sur Woodall?
- Tekrar denemek zorundayız. Cahill'in bu soruşturmayı sırf Woodall senden nefret ettiği için yaptığını kanıtlamalıyız.
Il faut prouver que Cahill enquête seulement parce que Woodall te déteste.
Eric Woodall'da aynı şeyi söylemişti. Kıçına tekmeyi yemeden önce.
C'est exactement ce qu'Eric Woodall disait avant qu'on le fasse virer.
Louis Litt adında birini gönderip de sahte şeyleri itiraf ettirmek beni durdurmayacak.
Je ne suis pas Eric Woodall, et envoyer un type appelé Louis Litt pour avouer des conneries complètement inventées ne me fera pas arrêter.
Yani, onun ofisindeydim ama sonra içeri Eric Woodall girdi, beni koridora çıkardı.
J'étais dans son bureau, mais ensuite Eric Woodall est arrivé, m'a emmené dans le couloir.
Bunun önemi yok, Woodall benden nefret ediyor.
C'est pas important.
Onun istediği benim.
Woodall me déteste, c'est moi qu'il veut.
Bir sebepten dolayı Woodall, Forstman'ı bu işe dahil etmek istemiyor.
À moins que pour une raison Woodall ne veut pas que Forstman soit inquiété la dedans.
Ee ne olmuş? Harcayacak parası var. Evet ama dört hafta sonra aynı senatörler, Eric Woodall'ın New York SPK ofisinin başına geçmesi için görüşme ayarlamışlar.
Oui, mais quatre semaines plus tard, ces mêmes sénateurs ont aidé à nommer Eric Woodall à la tête des bureaux de la commission à New York.
Peki ya Woodall'a da koklattıysa biraz?
Tu penses qu'on ne le sait pas?
Bir çanta dolusu para olmayabilir, çünkü eğer takip edilemez olsaydı Woodall üzerinde bir baskısı olmayabilirdi.
Car s'il n'y a pas trace de cette transaction, il n'aurait pas de moyen de pression sur Woodall. C'est génial, mais on ne peut pas avoir accès aux comptes de Woodall.
Eric Ignatius Woodall.
- Ignatius?
Bu, Forstman ve Woodall arasında doğrudan bir bağ kurmuyor.
Ce n'est pas la preuve d'un lien direct entre Forstman et Woodall. - C'est quand même un lien, Harvey.
Ne istiyorsun o zaman?
Une photo de lui donnant un sac de billets à Woodall?
Woodall'a bir çanta dolusu para verirken çekilen görüntüleri mi?
On n'aura jamais ça.
Charles Forstman, kendisine zarar gelmemesi için bana bir milyon doları aldırdı.
Et s'il avait fait la même chose à Woodall?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]